Kafirlerin başına gelen felaketler günahlarına kefaret olur mu? Bizler (Müslümanlar) başımıza gelen olayları bazen imtihan bazen günahlarımızın kefareti olarak yorumluyoruz.

Tarih: 17.02.2007 - 01:06 | Güncelleme:

Soru Detayı
Ben yurt dışında yaşayan biri olarak, buradaki insanlarında bir çok problemleri olduğunu görüyorum. Bizler başımıza gelen olayları bazen imtihan bazen günahlarımızın kefareti olarak yorumluyoruz. Onlarında çocukları vefat ediyor veya özürlü olabiliyor. Peki onlar için cennet bu dünya ise neyin kefaretini ödüyorlar.
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cennete girmenin birinci şartı iman etmektir; imanın esaslarını kabul etmektir.

İlim ve icad sahibi insanlar dünyadayken bu ilimlerinin zaten karşılığını alıyor. Bununla beraber cehenneme gitse bile yaptığı iyilikler boşa gitmeyecektir; cehennemdeki azabının şiddeti hafifleyecektir.

Cehennem azabının hepsi aynı değildir. Birisinin azabı diğerine göre bin kat daha şiddetli olabilir. Bu bakımdan bu dünyada başlarına müsibet gelen kişi kafir olsa da ahirette cehennem azabının azalmasına sebep olur.

Kömür gibi maddeler, süslemekle veya yıkamakla kömürlükten kurtulamaz. Bu nedenle yaratıcısına inanmayan bir insan başkalarına iyilik yapmakla Allah’a iman etme sorumluluğundan kurtulamaz.

İslamdan haberi olmayan herkes mutlaka cehenneme gidecek diye bir şey de yoktur. Bu nedenle İslamdan haberi olmayanların sorumlu olmayacaklarını da bilmenizi isteriz.

Peygamberimizin (a.s.m.) gönderilmesinden sonra, davetini duymayanlarla ilgili olarak İmam Gazalî'nin insanları üç sınıfta incelediğini görmekteyiz:

1. Peygamberin (a.s.m.) davetini duymamış, kendisinden haberdar da olmamıştır. Bu sınıfa giren insanlar kesin olarak ehl-i necat olup cennetliktir.

2. Peygamberin (a.s.m.) davetini, gösterdiği mucizeleri ve güzel ahlâkını duymuş olmakla beraber îman etmemiştir. Bu sınıf kesin olarak azaba uğratılacaktır.

3. Peygamberin (a.s.m.) ismini duydukları halde, aleyhinde yapılan menfî propagandalardan başka bir şey duymadıklarından, kimse onlara doğruyu söyleyip onları teşvik etmediğinden alâka duymamaktadırlar. Bunların da ehl-i necat olacaklarını, yani cennete gireceklerini umarım.

Âhir zamanda bir çeşit fetret devrinin yaşandığını belirten Bediüzzaman umumî harplerde ölen böyle birtakım masumların da ehl-i necat olacaklarına dikkati çekmektedir. Bediüzzaman'ın ifadesi aynen şöyledir:

"Âhir zamanda madem fetret derecesinde din ve din-i Muhammediyeye (a.s.m.) bir lâkaydlık perdesi gelmiş ve madem âhirzamanda Hz. İsa'nın din-i hakikisi hükmedecek ve İslâmiyet ile omuz omuza gelecek. Elbette şimdi fetret gibi karanlıkta kalan Hz. İsa'ya mensub Hıristiyanların çektikleri felâketler, onlar hakkında bir nevi şehadettir."(Kastamonu Lahikası, s. 77)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun