Nisa suresinin 89. ayetini (müşrikleri nerede bulursanız öldürünüz) nasıl anlamamız gerekir?

Tarih: 23.11.2006 - 16:46 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

"Ne çok isterler ki siz de kendileri gibi küfre düşesiniz de böylece kendileriyle beraber olasınız. Allah yolunda hicret etmedikçe onlardan dost edinmeyin! Eğer aldırmazlarsa o vakit nerede bulursanız onları yakalayın, öldürün ve sakın onlardan veli veya yardımcı edinmeyin!.." (Nisa, 4/89)

Münafıklar Mekke'den Medine'ye gelerek Peygamberimiz (asm) ile beraber bir kaç gün kalmışlardı. Bilâhare geldiklerine pişman olup, birbirlerine «Biz, Muhammed'den izin isteyelim ve geri Mekke'ye gidelim, babalarımızın diniyle meşgul olalım.» demişler ve gelip Peygamberimize «Yâ Resûlallah, bize bu Medine'nin havası iyi gelmedi. İzin ver de Mekke'ye gidelim ve dinimiz üzere kalalım.» demişlerdi. Peygamberimiz (asm) de bunların isteklerini kabul etmiş ve kendilerine izin vermişti.

Peygamberimizin yanından ayrılan o münafıklar Mekke'ye gidip, müşriklerle birleşmişler ve küfürlerini ilân etmişlerdi. Daha sonra müşriklerle birlikte ticaret yapmaya başlamışlardı. Münafıklar bir ara ticaret maksadıyla Şam'a giderken durum Müslümanlar tarafından öğrenilir ve yolları kesilir. Malları ellerinden alınır, kâfir oldukları için öldürülmek istenilir. Fakat Müslümanların bir kısmı, onların da Müslüman oldukları gerekçesiyle buna mani olmak istemişler. Zira Müslümanların bir kısmı o münafıkların dinlerinden döndüklerini bilmiyorlardı ve onun için de onları müdâfaa ediyorlardı. Halbuki diğer Müslümanlar onların dinlerinden döndüklerini çoktan öğrenmişlerdi. Bunun için de onların yollarını kesip, mallarını ellerinden alıp, kâfir oldukları için, de öldürmek istiyorlardı.

Böylece münafıklar hakkında karar verme hususunda Müslümanlar ikiye ayrılmışlardı. Allah Teâlâ onların nifak ve küfürlerini mü'minlere beyan etmek için bu âyeti inzal ederek şöyle buyurmuştur:

"Ey müminler, niçin hâlâ münafıkların küfürde olduğunu ittifakla kabullenmeyip, iki fırkaya ayrılıyorsunuz? Allah onları zelil edip, nifaklarından sonra tekrar eski küfürlerine döndürmüştür. Allah'ın saptırdığım siz mi yola getirmek istiyorsunuz? Allah'ın saptırdığı kimseye sen asla yol bulamazsın."(Nisa, 4/88)

Allah'ın saptırdığın: kimse hidayete erdiremez. Onu hidayete ancak Allah erdirir. Bu âyetle küfürde ısrar edenlerin hidayete eremeyecekleri, ancak küfürden dönüp, hakkı kabul edenlerin hidayete erecekleri bildirilmektedir.

Allah Teâlâ'nm şu âyetine dikkat et, bak ne buyuruyor:

"Onlar kendileri küfre saptıkları gibi sizlerin de beraber sapmanızı isterler. Onun için onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar, İçlerinden dost edinmeyin. Eğer tevhid ve hicretten yüz çevirirlerse onları bulduğunuz yerde yakalayıp öldürün. Onlardan ne bir dost ne de bir yardımcı edinmeyin."

Kâfirler kendileri gibi Müslümanların da küfre sapmalarını isterler. Kâfirler, insanların Müslüman olmasını asla istemezler, kendileri gibi küfür içinde kalmasını arzu ederler ve bu uğurda ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Tıpkı fakir bir İnsanın başkalarının da kendisi gibi fakir olmasını arzu ettiği gibi, kâfirler de amel bakımından Müslümanların da kendileri gibi fakir olmasını isterler. Allah Teâlâ mü'minlerin kâfirlerle dostluk kurmasını muhtelif âyetlerde yasakladığı gibi, bu ayetle de yasaklamıştır. Kâfirler, küfürlerinden dönüp, tevhid inancını kabul edinceye kadar onlarla savaşılması ve dostluk kurulmaması emredilmektedir. Kâfirlerle dostluk kurulmaması hususunda ilâhî emir gayet açıktır. Kâfirlerle kurulan dostluktan hiçbir zaman Müslümanlara fayda gelmeyeceği için Yüce Allah bu dostluğu yasaklamıştır. Çünkü kâfirlerden Müslümanlara daima zarar gelmiştir. Tarihte bunun bir çok örneklerini görmek mümkündür.

İlave bilgi için tıklayınız:

Kur'an' da “o müşrikleri nerde bulursanız öldürün” geçmektedir. Bu ayeti nasıl açıklarsınız?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun