Namaza niyet etme konusunda gelen vesvese hakkında bilgi verir misiniz? Arkadaşım çoğu kez "bu son niyet" diyerek yemin edip çoğu kez ikinci kez niyet getiriyormuş; kefareti var mı?

Tarih: 31.12.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Namazda niyet için telaffuz şart değildir. Kişinin hangi namazı kılacağını aklından geçirmesi niyet için kafidir.

Niyet, kalbin bir şey`e karar vermesi, o işin ne için yapıldığını düşünmeksizin bilmesi demektir. Namaz hususunda niyet ise, sırf Allah rızası için namaz kılmayı dilemek ve kılınacak namazın hangi namaz olduğunu bilmek, içinden geçirmek demektir. Niyet kalbe ait bir iştir. Bununla beraber dil ile de söylenmesi efdal görülmüştür.

Namaza durmadan önce, hangi namazı kılacağını bilen bir kimsenin böyle bir VESVESE namazını bozmaz.

Bu kişi dinden çıkmış olmaz. Bu yeminini bozup tövbe etmeli ayrıca keffaret vermelidir.

Bir farzı terk etmek veya bir haramı işlemek için yemin etmek haram bir yemindir, bozulması farzdır. Dolayısıyla, meselâ ana babası ile konuşmamaya yemin eden kişi, onlarla konuşacak, yani yeminini bozacak, ama yemin keffareti ödeyecektir. Ayrıca haram bir şeyi yapmaya yemin ettiği için tövbe istiğfar edecektir. Hz. Peygamber (asm);

"Bir şeye yemin edip de, başkasını daha hayırlı gören kişi yemininden dolayı keffaret ödesin, sonra da o hayırlı olan şeyi yapsın." buyurmuştur. (Nesâî, Eyman, 41; Ebû Dâvud, Eyman, 12).

Bir başka hadiste de şöyle buyurulmuştur:

"Rabbe isyanda, sılayı rahmi kesmekte ve mâlik olmadığın şeyde sana yemin de, nezir de yoktur." (Ebû Davud Eyman, 12; Nesâi, Eyman, 17; İbn Mâce, Keffaret, 8; Ahmed b. Hanbel, II/185, 202).

Şâ'bî'ye göre haram bir fiili işlemek üzere yemin eden kişi yeminini bozar, yani o haramı işlemez. Ayrıca keffaret ödemesine de gerek yoktur. Çünkü Hz. Peygamber (asm) kişinin haramı işlememesinin yeminine keffaret olduğunu söylemiştir. (Ebû Davud, Eyman, 12).

Hanefiler mün'akide yemininden dolayı kulların sorumlu tutulacağı bildiren âyetin zahirine dayanmaktadırlar:

"Allah, kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz, fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da keffâreti, ailenize yedirdiğiniz yemeğin orta hallisinden on fakire yedirmek, yahut onları giydirmek, yahut da bir köle azat etmektir. Bunları bulamıyan üç gün oruç tutmalıdır. Yemin ettiğiniz takdirde yeminlerinizin kefâreti işte budur. Yeminlerinizi koruyun (onlara riayet edin). Allah size âyetlerini açıklıyor; umulur ki şükredersiniz!"(Mâide, 5/89).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun