Kur'an'da, yeryüzünde gezmek övülüyor mu yeriliyor mu?
"Kâfirlerin diyar diyar dolaşmaları sakın seni aldatmasın." (Âl-i İmran, 3/196)
"O size yeri boyun eğer kıldı. Haydi onun omuzlarında (dağlarında, tepelerinde) yürüyün ve Allah'ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O'nadır." (Mülk, 67/15)
- Yeryüzünde gezilmesi emrediliyor, fakat diğer ayette "gezilmesi sizi aldatmasın" buyruluyor. Gezmek tavsiye mi ediliyor, yoksa gezmek kafirlere benzemek mi oluyor?
- Halbuki diğer ayette emrediliyor gezmenin orta yolu nedir; Müslümanın izlemesi gereken yol hangisi olmalı?
Değerli kardeşimiz,
Bu ayetlerin hiçbirinde, bizzat gezmenin iyi veya kötü olduğuna dair bir ifade söz konusu değildir. Bir sözün vermek istediği mesajın ne olduğunu, neyi anlatmak istediğini öğrenmek için, onun sibak-siyak denilen ön-arka bağlantılarına, arka planına, maksadına bakmak gerekir.
- Mülk suresindeki ilgili ayette, insanların tembel tembel oturup geçimini sağlamaktan âciz bir durumda kalmamalarını, aksine insanlar için bin bir çeşit nimetlerin dizildiği yeryüzünün gereken her yerine gidip yer üstü-yeraltı kayanlarda var edilen Allah’ın nimetlerinden istifade etmeleri emredilmektedir. Açıklamalı mealini verdiğimiz ilgili ayeti dikkatle okuyup tefekkür ettiğimizde, bu mesajı anlayabiliriz:
“Yeryüzünü size hizmete hazır, uysal bir binek gibi kılan da O’dur. Haydi öyleyse siz de onun omuzları üstünde rahatça dolaşın. O’nun takdir ettiği rızıklardan yiyin, istifade edin. Ama ölümden sonra dirilip O’nun huzuruna çıkacağınızı da bilin.” (Mülk, 67/15)
- Âl-i İmran suresindeki ayette ise, inkârcıların da Allah’ın yarattığı şu gözelim dünyada hayat sürmelerine ve onun nimetlerinden istifade etmelerine imkân verilmiş olması, onların Allah katında bir değerlerinin oldukları, ahirette de öyle güzel ağırlanacakları anlamına gelmediğine vurgu yapılmıştır.
“Hakkı inkâr edenlerin diyar diyar, refah içinde gezip durmaları sakın seni aldatmasın. Pek kısa bir zevk ve eğlenme! Sonra varacakları yer ise cehennem! Orası ne fena bir yataktır!” (Âl-i İmran, 3/196-197)
Ayette -meal olarak- yer alan “sakın seni aldatmasın!” şeklindeki Allah’ın uyarısı, Hz. Peygamberin şahsında onun ümmetine yöneliktir. Yoksa doğrudan Hz. Peygambere yönelik değildir. Çünkü o Allah’tan aldığı vahiy sayesinde bütün güzelliği ve çirkinliği ile dünya hayatının bir imtihan unsuru olduğunu çok iyi bilir. (krş. Taberi, ilgili ayetin tefsiri)
Bu sebepledir ki, Allah’ın en büyük düşmanlarının bazen dünyada çok konforlu bir hayat yaşadıkları halde, onun dostları ise pek çok sıkıntı içerisinde yaşıyorlar. İlgili ayetlerde, dünya hayatının inkârcılar için bir değer ölçüsü olmadığına işaret edildiği gibi, ardından gelen 198. ayette de Allah’ın dostları için de bir değer ölçüsü olmadığına da şöyle vurgu yapılmıştır:
“Lâkin Rabbine karşı gelmekten sakınan / takva sahibi kimselere, Allah tarafından bir ikram olarak, içinden ırmaklar akan cennetler var. Onlar orada ebedî kalacaklardır. Allah’ın yanında olan mükâfatlar, elbette o takva sahibi olan iyi insanlar için (dünyanın en müreffeh hayatından) daha hayırlıdır.”
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Hz. İbrahim'in Kur'an'da babasına selam vermesi ile "Müslüman olmayana selam verilmez." kaidesi arasındaki tutarsızlığı nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Namaza giderken koşmamamız gerektiğini bildiren hadis var fakat Cuma Suresi 9. ayette "koşarak gitme" ifadesini nasıl anlamak gerekir?
- Zarara zararla karşılık vermek olmadığına göre, kölesini iğdiş yapan kişiyi iğdiş yapmak nasıl uygun olur?
- Kur'an okumaya başlarken, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınmamız istendiği halde, neden ayetler euzu besmele ile değil de sadece besmele ile başlıyor?
- Kur'an'da Yüce Allah'ın yemin ettiği şeyler üzerine yemin edilebilir mi?
- Bir insanı öldüren hayvanın öldürülmesi şart mıdır?
- "Her deveyi mutlaka bir dişi deve doğurmuştur." hadisine göre Hz. Salih'in devesini nasıl değerlendirebiliriz?
- Misafir olan kişi imam olabilir mi?
- “Bu eskilerin masallarıdır." diyenlerle, "Biz bunu önceki kitaplarda işitmedik." diyen kişiler arasında nasıl bir fark var?
- Hz. Musa Mısırlı birini öldürünce ceza almış mıdır?