Kuran'da “ümmet” kavramı hangi manalarda kullanılmıştır?

Tarih: 02.12.2018 - 20:05 | Güncelleme:

Soru Detayı

- And olsun ki, her ümmete: "Allah'a kulluk edin, azdırıcılardan kaçının" diyen peygamber göndermişizdir. Allah içlerinden kimini doğru yola eriştirdi, kimi de sapıklığı hak etti. Yeryüzünde gezin; peygamberleri yalanlayanların sonlarının nasıl olduğunu görün. (Nahl suresi, 36)
- Kim doğru yola gelirse ancak kendi lehine yola gelmiş ve kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmıştır. Kimse kimsenin günahını çekmez. Biz peygamber göndermedikçe kimseye azab etmeyiz. (İsra suresi,15)
- ​Bu iki ayetin ortasını nasıl bulabiliriz?
- Yani her kavme peygamber gönderilmiş midir? Afrika'daki küçük bir kabileye bile.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Sözlükte “yönelmek, kastetmek; öne geçmek, imam olmak” manalarındaki emm kökünden türeyen ümmet kelimesi “kendilerine peygamber gönderilmiş topluluk, kavim, her kabileden bir grup insan, her canlı cinsi, bütün iyilikleri şahsında toplamış kişi veya kendisine uyulan önder” gibi anlamlara gelir. (Lisânü’l-ʿArab, “emm” md.; Kāmus Tercümesi, IV, 175-176)

Râgıb el-İsfahânî ümmeti “aynı dine inanma, aynı zamanda yaşama veya aynı mekânda bulunma gibi önemli bir unsurda toplanan gruplar” diye açıklamıştır. (el-Müfredât, “emm” md.)

Kur'an-ı Kerim’de altmış dört yerde geçen ümmet kelimesi, yukarıda sözü edilen anlamlarda kullanılmıştır.

Bu bağlamda, insan topluluklarının yanı sıra hayvan ve cin topluluklarına (En‘âm 6/38; A‘râf 7/38), benzer inanç ve hayat tarzına sahip insan gruplarına da (Bakara 2/213) ümmet denilmiştir.

Ümmet kelimesi, “Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten sakındıran bir ümmet bulunsun” mealindeki ayette (Âl-i İmrân, 3/104) olduğu gibi büyük bir topluluk içindeki özel bir zümreyi de ifade etmektedir.

Bazı ayetlerde ümmet “din, inanç sistemi, yol” manalarında geçer. (Mü’minûn, 23/52)

“İbrahim gerçekten Allah’a itaat eden, tevhid ehli, başlı başına bir ümmetti” ayetinde (Nahl, 16/120) Hz. İbrahim’in hidayet önderi ve bütün iyiliklere sahip bir kimse vasfıyla (Taberî, VII, 660-661) tek başına bir ümmet sayıldığı belirtilmektedir. (Fahreddin er-Râzî, XX, 283-284)

Ümmet kelimesi bazı ayetlerde “zaman, müddet ve devir” manasını ifade etmektedir. (Hûd, 11/8; Yûsuf, 12/45)

Literatürde ümmet kelimesine verilen birçok anlam büyük oranda Kur'an’da ve hadis rivayetlerinde yer almaktadır.

İslâm alimleri ümmeti iki manada kullanmıştır.

Birinci anlamda, son peygamberin gelişi ve İslâmiyet’in doğup Arabistan yarımadasının dışında duyulmasından itibaren bundan haberdar olan bütün insanları ifade eder. Bu insan kitlelerine “ümmet-i da‘vet, ümmet-i belâğ” denilmiştir.

Bu anlayış Kur'an-ı Kerîm’de geçen, Resûlullah’ın bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı (Sebe’ 34/28; krş. A‘râf, 7/158), alemlere rahmet vesilesi (Enbiyâ, 21/107) bir elçi olarak gönderildiği şeklindeki beyanlara dayandırılmıştır.

Resûl-i Ekrem (asm)’den nakledilen bir hadiste dünya var oldukça Cenab-ı Hak tarafından İslâm dininin sesinin çadırda, köyde ve şehirde yaşayan bütün insanlara duyurulacağı belirtilmiştir. (Müsned, IV, 103; VI, 4; sıhhati için bk. a.e. [Arnaût], XXVIII, 154-156; XXXIX, 236-237)

Dinî kaynaklarda yer alan bu ifadelerin yanı sıra günümüze kadar geçen on dört asırlık zaman içinde İslâmiyet’in güçlenerek evrensel din haline gelmesi de ümmetin oluşumunun tarihî ve sosyolojik kanıtını teşkil etmektedir. İslâm’ın sesini duymayan insanlar ise fetret ehlinden sayıldığından özel hükümlere tabidir.

Alimlerin ümmet kelimesine verdiği ikinci anlam, “Hz. Muhammed (asm)’e iman edip tâbi olan kitleler” (ümmet-i Muhammed) şeklindedir ve kelimenin yaygın kullanılışı da bu yöndedir; bu kitlelere de “ümmet-i icâbet” denilmiştir.

Kuran’da yer alan “mutedil ümmet” (Bakara, 2/143) ve “en hayırlı ümmet” (Âl-i İmrân, 3/110) ifadeleri, ayrıca çok sayıdaki hadis rivayetinde tekrarlanan ümmet kelimesi Muhammed ümmetini belirtmektedir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Her ümmete peygamber gönderildiyse, fetret ehlinin olması bir ...
"Her ümmetin bir peygamberi vardır..." (Yunus, 10/47) ayetine göre ...
Her topluma, her kıtaya peygamber gönderilmiş midir? | Sorularla ...
Yunus suresi 47. ayette "Her ümmetin bir peygamberi vardır ...
“Biz her millete bir peygamber gönderdik..” (Nahl, 16/36) ayeti ile ...

Kaynaklar:

İbnü’l-Esîr, en-Nihâye, “emm” md.; Tehânevî, Keşşâf, I, 91;
Kāmus Tercümesi, IV, 175-176;
M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, “emm” md.;
Müsned, III, 14, 47, 53; IV, 103; VI, 4; a.e. (Arnaût), XXVIII, 154-156; XXXIX, 236-237;
Taberî, Câmiʿu’l-beyân (nşr. Sıdkī Cemîl el-Attâr), Beyrut 1415/1995; II, 10-17; IV, 61; V, 246-249; VII, 10-12, 297-298, 660-661;
Mâtürîdî, Teʾvîlâtü’l-Ḳurʾân (nşr. Ahmet Vanlıoğlu), İstanbul 2005, I, 260-261;
Fahreddin er-Râzî, Mefâtîḥu’l-ġayb, Beyrut 1997, VI, 83-95; XII, 523-530; XVII, 321; XX, 283-285;
Hasan Keskin, Kur’an’da Ümmet Kavramı, İstanbul 2003, s. 13-32, 104-108;
Ahmet Öz, Kur’an’ın Önerdiği Vasat Ümmet (doktora tezi, 2008), SÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 33-38;
Abdullah Aygün, Kur’an’a Göre Ümmet-i Muhammed’in Özellikleri (doktora tezi, 2008), Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 6-29;
TDV İslam Ansiklopedisi, Ümmet md.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun