Kur'an-ı Kerim cem' edilirken, Tevbe suresinin son iki ayeti hakkında, neden iki şahit kuralı uygulanmamıştır?
Değerli kardeşimiz,
Öncelikle, bu ayetin ayet olup olmadığı hakkında herhangi bir ihtilaf yoktur. Çünkü sahabeler Kur'an'ı ezberlerinde muhafaza etmişlerdir. Dolayısıyla Kur'an-ı Kerim'in cem edilmesinde bu kadar hassas davranan şuranın, ayet olmayan bir metni Kur'an'a dahil etmesi söz konusu değildir.
Prensip olarak iki yazılı şahidin getirilmesi, Kur'an'ın cem edilmesinde sahabelerin gösterdiği hassasiyyetin bir göstergesi ve aynı zamanda ilmi bir usul olarak bakmak gerekir. Yoksa şuradaki sahabeler yazılı şahit istemeden de Kur'an-ı Kerim'i eksisiz cem etme niteliğine sahiplerdi.
Kaynakların ittifakla bildirdiğine göre, Hz. Ebu Bekir, Zeyd’e asla hafızasına güvenmemesini, her ayet için iki delil olmak üzere, iki şahıstan yazılı nüsha aramasını emretti. Bu iş için Zeyd, Hz.Ömer’in yardımını şart koşmuş, O da ciddi bir şekilde kendisine yardım etmiştir. Zeyd, bizzat kendisi iyi bir hafız olduğu hâlde, kendisi gibi başka hafızlarla da yetinmeyip, her ayet hakkında mukabele görmüş iki yazılı şahid aramak gibi, son derece titiz ve ilmi bir usul takib etmiştir.
Esasında Efendimiz (asm)'in,
“Huzeyme kimin için şahitlik yaparsa, onun şehadeti iki kişi yerine geçer.” (Buhari, Tefsir, Ahzab, 2)
sözünden hareketle, Ebu Huzeyme'nin yanında yazılı ayetleri bulan Zeyd b. Sabit, hemen mushafa dahil etmiştir. Yaptığı bu hareketin dayanağını da Peygamber Efendimiz (asm)'in Huzeyme şahitliği hakkında buyurduğu hadisten kaynaklanmaktadır. Zeyd ibn Sabit tarafından araştırılmış, nihayet ancak iki şâhid yerinde olan Huzeyme ibn Sâbİt yanında bulunmuştur. Yânî birçoklarının ezberinde olmakla beraber, yazılısı ancak Huzeyme'nin yanında muhafaza edilmiş idi. Çünkü Kur'ân yalnız hafızların ezberinden değil, ondan başka Rasûlullah'ın huzurunda yazılmış ve en son arzda sabit olmuş parçaların da toplanıp vesikalandırmasıyla bir Mushaf'a toplanıyordu.
Yazmaya me'mûr olan Zeyd ibn Sabit, bu iki âyeti de yazılı bîr vesîka bulmadan yazamıyordu. Onun için kendi ifâdesi veçhile Berâe'nin âhirinden bu iki âyeti bulamayıp iyice araştırmış ve ancak Huzeyme'de mahfuz bulmuş ve binâenaleyh ezberlerde mahfuz olan bu âyetlerin yazılı rivayeti de bu suretle te'mîn olunmuş idi (Elmalılı, Hak Dîni, III, 2654-2655).
İlave bilgi için tıklayınız.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Peygamberimiz'in, Hz. Zeynep ile Hz. Zeyd'in evlenmesi konusunda ve Hz. Ali'nin Hz. Fatıma'dan sonra ikinci bir evlilik yapmaması konusundaki tutumunu değerlendirir misiniz? Burada bir otoriter tutum mu sergilenmiştir?
- Tevrat'ın tahrif olmadığını iddia edenlere nasıl cevap verilebilir?
- Kur'an-ı Kerim / Mushafı abdestsiz tutulabilir mi? Abdestsiz Kur'an CD.leri (flaş bellek, disket) elle tutulur mu?
- "Rahimlerde olanı O bilir." ayeti bağlamında, ultrasonla cinsiyet tespiti nasıl açıklanabilir?
- Islık çalmak, alkışlamak, sarı ve kırmızı renkli elbiseler giymek günah mıdır?
- Farsça'nın cennet ehlinin lisanı olacağına dair sahih rivayet var mıdır?
- Hadislerde geçen mecaz ve teşbihleri sahabiler nasıl anlamışardır? "Dünya öküz ve balığın üzerindedir." ve "Şeytanın damarlarda dolaşması" hadislerini nasıl anlamak lazım?
- Regaip ve Mevlit kandili gecelerinin mübarekiyeti konusunda ayet veya hadis var mıdır?
- İctihad neden gereklidir? Mezhepler rivayet eksikliğinde neden ictihad yolunu seçmişlerdir?
- Cinlerde ırk var mıdır? Arap, Türk, Ermeni, vs,..