İctihad neden gereklidir? Mezhepler rivayet eksikliğinde neden ictihad yolunu seçmişlerdir?

Tarih: 30.01.2007 - 19:38 | Güncelleme:

Soru Detayı
Mezhepler, Kur'an ve sünnette açık olmayan bir hususta Müslümanları aydınlatmaya yönelik görüş ekolleri gibi duruyor. Ancak örneğin Hanefi'de kadına değmek abdesti bozmuyor, kan bozuyor, Şafii'de de tam tersi... Peygamberimiz (asm)'den bu konuda bir bilgi aktarılmadığı için imamlar farklı içtihada gidiyor. Aslında burada içtihada ihtiyaç olduğundan değil, "rivayet eksikliği"nden yorum çıkıyor. Rivayet eksikliğinin içtihat ile kapanması ne derece doğru olur?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

İslâm hukukunda şer'î hükümler kesin delillere yani açık ayet ve hadislere veya icmaa dayanıyorsa, ictihada gerek kalmaz. Mecelle, bunu "Mevrid-i nas'da ictihada mesağ yoktur." (Hakkında ayet ve hadis olan bir konuda içtihat yapılamaz) prensibiyle ifade etmiştir (madde, 14).

Ancak nassların sübûtu veya delaleti zannî olup, kesinlik ifade etmez veya âyet ve hadislerde çözümü bulunmayan meselelerle karşılaşılırsa, reyle (ictihad) hareket edileceği, bizzat Hz. Peygamber (sas) tarafından, Muâz b. Cebel'i Yemen'e vali olarak gönderirken açıklanmıştır.

Efendimiz Muâz'a, Yemen'de ne ile hükmedeceğini sormuş; Muaz,

"Allah'ın Kitabı ile!.." cevabını vermiştir. Hz. Peygamber (sas),

"Allah'ın Kitabında bir hüküm bulamazsan?" buyurunca;

"Rasulünün sünnetiyle!.." demiştir.

"Onda da bulamazsan?" sorusuna ise Muaz,

"Reyimle ictihad ederim!.." cevabını vermiştir. Bunun üzerine Allah Rasulü (sas) şöyle buyurmuştur:

"Rasulünün elçisini, Peygamberinin razı olduğu şekilde muvaffak kılan Allah'a hamd olsun!.." (Tirmizi, Ahkâm, 3; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V / 230, 236, 242; Şafii, el-Ümm, VII/273).

Arapçayı iyi bildikleri ve Hz. Peygamber (sas) ile beraberlik sayesinde Allah ve Rasûlünün maksadını çok iyi anladıkları için sahabe neslinden müctehidlerin sayısı bir hayli çoktur. Ancak kendilerinden hüküm ve fetva nakledilen sahabe müctehidi yüz otuz kadardır. Bunlardan yedi tanesi fetvaları birer kitab olacak kadar çoktur. Fukâhâ-Seb'a denen bu sahabiler şunlardır; Hz. Ömer, Ali, Aişe, Zeyd b. Sâbit, Abdullah b. Mes'ud, Abdullah b. Abbas ve Abdullah b. Ömer (İbnü'l-Kayyim, İ'lâmü'l-Muvakkıîn, thk. M. Muhyiddin Abdulhamid, Mısır 1955, I/14 vd).

Hz. Ömer, Ebû Musa el-Eşârî'ye gönderdiği mektupta onu kıyas ve ictihada teşvik etmiş  Yine aynı konuda Kâdî Şurayh'a (ö. 78/697) şöyle demiştir:

"Kitâptan açıkça anlayabildiğinle hükmet. Eğer kitabın tamamını bilemezsen Rasulullah'ın hükmettiği ile hükmet. Bunun hepsini bilmezsen, doğru yolda olan alimlerin kazalarıyla hükmet. Bunların da hepsini bilemezsen, reyinle ictihad et, alim ve salih kişilerle de istişare et." (Şîrâzî, Tabakât, s: 7; İbnü'l-Kayyim, a.g.e., I/204).

İlave bilgi için tıklayınız:

- İSTİNBÂT...

- MÜCTEHİD...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun