Kuran gökten indi diyenin durumu nedir?

Tarih: 19.12.2020 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bir insan Allah'ın zamandan ve mekandan münezzeh olduğunu bildiği halde ''Kur'an gökten indi.'' derse onun durumu nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kur'an-ı Kerim’in inişi (vahyedilişi) dini metinlerde anlatılırken “önce toptan levh-i mahfuzun bulunduğu madde ötesi semaya” indiği, levh-i mahfuzdan Ramazan ayında ve mübarek bir gecede (Kadir Gecesi) dünya semasındaki beytülizzeye toplu olarak inmiş; buradan yirmi üç yıl içinde parça parça gönderilip nüzulü tamamlanmıştır. Hatta bu anlayış üzerinde icma olduğu belirtilmiştir. (Kurtubî, 2/297; Zerkeşî, I, 321; Süyuti, 1/129, 131)

Demek ki, Kuran'ın gökten inmesi ile kastedilen, levh-i mehfuz ve dünya semasıdır.

Kuran, levhimahfuzda olan şekliyle mi inmiştir?

Vahiy elçisi olarak mükemmel bir yaratılışa sahip ve son derece güvenilir olan Cibril aleyhisselam, yaklaşık yirmi üç yıl boyunca getirdiği her pasajı, Resulullah (asm) Efendimize, vahiy kaplaması hâlinde ve kelime kelime okuyarak Arapça, lafız, nazım, mana ve beyan olarak inzal etmiştir.

Vahiy esnasında, Cibril'in okuduğu her pasaj, okunanları dikkatle dinlemekte olan Resulullah’ın (asm) kalbine unutmayacağı bir biçimde yerleştirilip sonra da okutturulmuştur.

Arş'ın Arz'a cevabı olarak farklı zamanlarda ve ikili sistem gözetilerek inzal edilen her pasaj, levh-i mahfuzdaki Kuran ve sure bütünlüklerine göre Hz. Peygamber'in (asm) hafızasına yerleştirilmiştir. Resulullah da indirilen her pasajı kendi hafızasında tanzim edilene muvazi olarak sahifelere yazdırmıştır.

Bu yüzden sureler içerisinde ayetlerin / pasajların tertibi tevkıfıdir, Allah’ın bildirdiği şekildedir.

İlk günden vahiy süresi tamamlanıncaya kadar Hz. Peygamber Efendimiz (asm), kendisine vahyedilen ayetleri, Allah'ın verdiği unutmama garantisi sebebiyle hiçbir hata ve yanılma olmaksızın, inzal edildiği ve ezberletildiği tertibe göre muhataplarına okumuş ve gerektiği yerde gereken açıklamaları yapmıştır.

Ömrünün sonuna kadar bu durum, hep böyle devam etmiştir. Ayıca her yıl Ramazan ayında Cibril (as) ile Resulullah (asm)'ın o güne kadar indirilen Kuran'ı mukabele usulü ile okuduklarından, yani "arza"dan da söz edilebilir.

Hiç şüphe yok ki Yüce Allah'ın,

"Muhakkak ki, Zikr’i biz indirdik, onun koruyucusu da biziz biz." (Hicr, 15/9)

şeklindeki teminatının ilk muhafaza mahalli Resulullah'ın hafızasıdır.

Resulullah (asm) tarafından ve vahiy katipleri vasıtasıyla günü gününe metne dönüştürülen Kuran, onun ahirete irtihalinden hemen sonra Hz. Ebu Bekir (ra) döneminde iki kapak arasında cem edilmiş; sahabeden önemli hiçbir itiraz vaki olmaksızın üzerinde icma ve ittifak hasıl olmuş ve nesilden nesle mütevatir olarak bize kadar nakledilmiştir.

Bugün tedavüldeki Kuran, sadece tanzim şekli ve okumayı kolaylaştırmak amacıyla sahabe ve onları takip eden alimler tarafından sonradan harflerin altlarına ve üstlerine konulan noktalar, harekeler, secavendleri yani noktalama işaretleri; hizb, ta'şir, tahmis vb. bölümlemeler hariç, Allah tarafından levh-i mahfuzdan Cibril (as) vasıtasıyla Hz. Muhammed (asm)'e inzal edilen Kuran'ın ta kendisidir. Aralarında sadece, beynimizdeki ile kâğıt üzerindekine benzer, soyut ve somut farkı bulunmaktadır. Elbette somut kısmı beşere aittir.

Hz. Osman (ra)'ın istinsah ettirip ilim merkezlerine gönderdiği nüshalardan üçü halen üç ayrı ülkenin müzesinde bulunmaktadır. Bunlardan birisi İstanbul'da Topkapı Müzesi, diğeri Taşkent'te, üçüncüsü ise Londra'da British Miıseum'dadır. Bu üç nüsha, Diyanet İşleri Başkanlarından Tayyar Altıkulaç tarafından titiz ve dakik bir çalışma ile karşılaştırmalı olarak yayıma hazırlanıp neşredilmiştir. (bk. ALTIKULAÇ, Dr. Tayyar, Günümüze Ulaşan Mesahif-i Kadime, DİB. Yay., Ankara 2022)

Bir noktaya daha dikkat çekmek istiyoruz. Aradan geçen asırlar da göz önünde bulundurularak yeryüzündeki elyazması veya matbu tüm Kuranlar incelendiğinde, bunlar arasında yazı karakterlerinden başka hiçbir farklılığın olmadığı görülecektir. Bu da Kuran'ın ne asırlar ne de düşmanları tarafından yıpratılamadığını gösterir. Çünkü o Allah'ın Kelamı ve Hz. Peygamber (asm)'in ebedi mucizesidir. Artık şüphe yok ki, "Kuran'ı Cenab-ı Allah indirmiştir, onun koruyucusu da odur." (bk. Hicr, 15/9)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun