Kulluk görevleri eksik olanlar şirke mi girer?

Tarih: 28.02.2024 - 08:19 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kuran’da geçen; Kuranda geçen, (Ey müminler, şüphesiz rabbimiz Allah'tır deyip de sonra kulluk görevinden ve işlerinden istikamet üzere dosdoğru olanlar var ya, onların üzerlerine ölümleri anında melekler inerler de ilerisi için korkmayın bıraktığınız evlat ve ailenizden de endişe etmeyin size söz verilen cennete sevilip neşelenin derler.)
- Şimdi bu Kuran’daki sureyi baz alırsak, bizler İslam ile örtüşmeyen bir takım işler yapıyoruz.
- Mesela Kuran haramdan gözünüzü sakındırın der. Bizler canlı olarak harama açık açık bakmamaya çalışıyoruz Allah’ın izniyle ama televizyon bu haramları aşikar ediyor. Bizler haram işler yapan programları, mesela günümüzden örnek verecek olursak yarışma programı olan survivor gibi diz üstü giyinen ve kadın ve erkeğin aynı adada kaldığı bu tür yarışmaları izlersek Allah'a şirk mi koşmuş oluruz?
- Yine Allah içki haram der. Herhangi bir dizide içki içen adamı seyretmek bizi şirke mi düşürür?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu sorunun cevabını ilke bazında defalarca vermiş bulunuyoruz. Fakat yine de Kuran’da ifade edilen, ehl-i sünnet uleması tarafından kabul edilen ve icma-ı ümmet şerefine mazhar olan bir kısım önemli ilkeleri maddeler hâlinde vermeye çalışacağız:

- Soruda geçen günahlar veya diğer günahları işlemek “Şirk değildir, dinden çıkarmaz, günahkâr eder.”

Şirk, küfür demektir, yani inkâr etmektir. İnkâr etmenin dışında hiçbir günah şirk ve küfür sayılmaz. Küfür lügat manası itibariyle bir şeyi örtmek, gizlemektir. Bu da ya bir hakikati tamamen inkâr etmekle yok saymak yahut da onu örtmekle örtbas etmek... Ayrıca Türkçede “bu buna küfür etti” gibi sözlerde ifade edilen "küfür" kelimesi inkâr etti anlamını değil, sövmeyi, yermeyi anlatır.

“Şüphesiz Allah’a karşı takvalı / saygılı davrananlar için rableri katında nimetlerle dolu cennetler vardır. Öyle ya, Müslümanları / emrimize teslim olup itaate edenleri küfre girmiş, suç işlemiş kimselerle bir mi tutacağız? Size ne oluyor? Ne biçim hüküm veriyorsunuz?” (Kalem, 68/34-36)

mealindeki ayette iman ve küfür muvazenesi yapılmış ve bu iki unsurun eşit kabul edilmesinin zalimce bir hüküm olacağına dikkat çekilmiştir.

(Resulüm!) De ki: hiç kör ile gören (hiç hakkı görmeyen kâfir ile hakkı gören mümin) kimseler bir olur mu?” (Enam, 6/50)

mealindeki ayette, kör ile gören kimseler kâfir ile mümin kimseler için misal verilmiştir. Ve bunların asla bir olmadığına işaret edilmiştir. Bu ikisi aynı kefeye konulamayacağı gibi, mümin ile kâfir de aynı yere konulmaz.

“Allah kendisine şirk / ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını dilediği kimse hakkında bağışlar. Allah’a ortak koşan kimse büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur.” (Nisa, 4/48)

mealindeki ayette şirk mefhumu küfür manasını da içine alır. Kuran’ın indiği Arap toplumu müşrik olduğu için şirk kavramı tercih edilmiştir.

- Ehl-i sünnetin icmaıyla ölümden sonra üç yol vardır:

Birincisi imansız olarak kabre girenler ebedi cehennemde kalırlar.

İkincisi imanla kabre girenler. Bunların önünde iki yol var:

   - Affa uğrayıp doğrudan cennete gidenler.
   - Cezayı çektikten sonra cennete gidenler.

Dolayısıyla iman / inanç esaslarına ters düşmeyen hiçbir günah küfür / şirk sayılmaz ve ebedi cehennemde kalmaz.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 70
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun