Kuantum materyalizmin hangi tezini nasıl çürütmüştür?

Tarih: 15.04.2020 - 13:44 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kuantum elektro dinamiğine göre, kâinat hologram gibi tek ve bölünmez bir bütündür. En küçük parça büyük parçanın özelliğini taşır. Kuantum benzeri genel düşünme ve ilham şeklinde gelen kuantum sıçramaları, akla yatkın bir düşüncedir.

Beyin, kuantum eşdurumu (rezonans) ile devamlı olarak dinamik ilişki içindedir. "Kıralın Yeni Usu" adlı kitabın yazarı fizikçi Sir Roger Penrose, zihin ile kuantum mekaniği arasındaki bağlantıyı öne süren kişidir. Hammeroff (2003) ise 1993 yılında Nick Herbert tarafından ortaya atılan kuantum bilinç modeline ilişkin açılımlarda bulunmuştur. Beyin sinir hücrelerindeki mikro kanalcıkların, bilgisayar ağı gibi çalışabileceğini; voltaja bağımlı şekilde ilerleyen iyon kanallarının hareketiyle beynin çalışma performansı göstereceğini öne sürmüştür. Kuantum mekaniği insanın otomat ve biomekanik varlık olmaktan çok, serbest zihin ve irade sahibi bir kişiliği olduğunu açıklar.

Kuantum elektro dinamiğine göre kâinat hologram gibi tek ve bölünmez bir bütündür. En küçük parça büyük parçanın özelliğini taşır. Kuantum benzeri genel düşünme ve ilham şeklinde gelen kuantum sıçramaları, akla yatkın bir düşüncedir.

Madde aslında melekût ve ruh üzerinde örtülmüş tenteneli ince bir perdedir.

Sonuçta ne maddeden ayrı bir zihin, ne de zihinden ayrı bir madde vardır. Madde sadece vitrindir. Ruh bir dalga fonksiyonu olabilir. Mini proteinlerden oluşan on nanometrelik proteinler kimyasalları taşırlar. Sevgi, öfke, nefret, korku, güven gibi duyguların kimyevî karşılıkları vardır. Muhtemelen İlâhî Kudret ilgili kimyasalları taşıma komutunu atom altı parçacıklar aracılığı ile kuantum elektrodinamiğinde bulunan bilincimize vermiştir. Beyin ölçümlerine göre insanın “serbest zihni ve özgür iradesi” yap-yapma (do-undo), paradigması ile hareket eder.

Kuantum esaslarına göre çalıştırılan beyinde, alternatif seçimlerin tümü bir arada bulundurulur. Uygun uyarıcı geldiğinde, seçeneklerden birisi tercih edilir. İnsanın karar ve tercihlerindeki red-kabul, yap-yapma paradigması; kuantumun mekanik yasaları ile tanımlanabilir.(Tarhan, N. İnanç Psikolojisi. İstanbul, Timaş, 2009, s. 41).

İnsan her hareketinde seçimini temel enerji olarak geldiğinde yapar, enerji gittiğinde ise yapmaz. İnsan yapıp yapmama şeklinde bir karar verir. Ona göre arkasından enerji devam eder. Kuantum, insanda alternatif seçimlerin tümünü bir arada bulundurur, uygun uyarıcı geldiğinde seçeneklerden birini tercih eder. İnsan karar ve tercihlerini bu şekilde yapar. Yani, Sani-i Hakimin insan ruhuna taktığı  seçim mekanizması olan irade ile yapılır.

Klasik fizikçiler, hiçbir şeyin sesten hızlı gidemeyeceğini savunurlardı. Hawking gibi fizikçiler de hiçbir şeyin ışıktan hızlı gidemeyeceğini savunuyorlar. Fakat kuantumdaki son bilgilere göre, bilginin ışıktan hızlı gittiği görüşü ortaya çıkmıştır. Beyin, enerji ve bilgi içeren kapalı bir sistem ve aynı zamanda semboller ve anlamlar üreten açık bir sistemdir, çünkü kâinatla açık iletişim halindedir. Kuantum mekaniğine göre, kâinatta her şey aynı anda hem var hem yok olur. Sübjektif gözlemci olarak bakıldığında var, bakılmadığı zaman yok olur. Bu nano sistem içerisindeki algılamayla ilgili bir durumdur. Kişi bir şeyi ya görebiliyor ya da göremiyordur. Görmüyor olması o şeyin olmadığı anlamına gelmiyor. O sistem, kişinin dışında da var, yani hiçbir şey yok değil, vehim değil. İnsanın gözlemci olmasıyla ilgilidir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun