Kıyamette her şeyin yok edilip yeniden yaratılmasının hikmeti nedir?

Tarih: 26.11.2012 - 09:11 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kıyamet gibi çok büyük bir yıkıma ne gerek var?

- Yakmadan, yıkmadan, bozmadan, dağıtmadan olsa ne değişirdi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Yüce Allah “her nefis ölümü tadar” (Enbiya, 35) buyurmaktadır. Ölüm bir son değil, yeni bir hayatın başlangıcıdır. Öyleyse, her insan bir nefis olduğu gibi, insanlık da bir nefistir; dirilmek üzere ölecek. Ve yer küresi de bir nefistir; fani bir suretten baki surete girmek için o da ölecek. Dünya dahi bir nefistir; âhiret suretine girmek için o da ölecek” (bk. Nursi, Lem’alar, 26. Lema)

Allah’ın evrende koyduğu kural gereği, her canlı doğar büyür, gelişir, sonra bu gelişim ters istikamette devam edip, sona doğru ilerler. Hac Suresi 5. ayette bu evrensel kanun şöyle ifade edilmektedir:

“Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir 'alaka'dan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir 'mudga'dan yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hale gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir.”

Ayetten de anlaşılabileceği gibi bu kanun sadece insan için değil evren için de geçerlidir.

Sözlükte "dikilmek, ayağa kalkmak, durmak ve canlıların Allah huzurunda saygıyla duracakları gün" anlamlarına gelen kıyâmet, dinî kavram olarak, Yüce Allah'ın ezelde takdir ettiği zaman gelince, dünyadaki bütün canlıların ölmeleri, sonra bütün ölmüşlerin Allah tarafından diriltilmeleri, mahşer yerinde toplanmaları, hesaba çekilmeleri ve dünyadaki işlerinin karşılıklarının verilmesidir.

Kıyamet yeni bir oluşu ifade ettiğinden, bu, mevcut alemin ortadan kalkmasını gerektirir. Bu ortadan kalkışın şiddetli olması, onun tam, kesin geri dönülemez oluşunun ifadesidir. Buna ilaveten kıyametin şiddeti ile ilgili sahneler, insanın bu dünyada hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamasının, hırs ve tutku ile hayata bağlanmasının, bencillik, zulüm, isyan içinde bir hayat sürmesinin yanlışlığını ona daha net bir şekilde hatırlatmaktadır.

Diğer taraftan Allah’ın her şeyi yaratan, her şeyi sahibi olduğu, hiç kimseye hesap vermeyeceği, biz insanların ise ona hesap sorması mümkün olmayan kulları olduğumuz göz ardı edilmemelidir. Bunun yanında O, sonsuz merhametin de sahibidir. Nitekim kıyamet için yeryüzünde hiçbir iyi insanın kalmaması gerekir. Allah Rasulü (asm)'nün

"Kıyâmet ancak kötü insanlar ve kâfirler üzerine kopacaktır." (Müslim, Fiten, 131)

buyurması, Allah Teala’nın mümin kullarına rahmetinin delillerindendir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Kıyametle beraber kainat ve yerküresi, ahiret göklerine ve yerlerine mi dönüşmektedir?

Kıyamette, yer ve gökler yok olduktan sonra tekrar yaratılacak mıdır?

Kıyametin kopmasının ve kainatın yıkılmasının mantıki ve bilimsel delilleri nelerdir?

KIYAMET.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun