RİCÂLÜLGAYB
Arapça yetişkin, büluğa ermiş insan anlamına gelen "racül" kelimesinin çoğulu ile gözden saklı olan, görülüp bilinmeyen şeyler hakkında kullanılan "gayb" kelimesinin terkip biçimi olan ricâlülgayb tabiri bir tasavvuf ıstılahı olarak üçler, yediler, kırklar... diye bilinenleri ifade eden bir terimdir.
Bir başka ifadeyle, sûfilerin, başlarında Kutb'un bulunduğu ve evrendeki bazı şeylerin sevk ve idaresinden sorumlu olduğuna inandıkları evliya hakkında kullanılan bir tabirdir. Sufilere göre bunlar Nücebâ, Büdelâ, Evtâd, İmameyn ve Kutb-u Azam olan Gavs'dan oluşurlar.
Nücebâ adı verilen veliler kırk tanedir. Bunlar tüm yaratıkların yüklerini taşır, sıkıntılarını gidermeye çalışırlar. Haktan gayrısına bakmazlar. Bu Allah dostları ahlak-ı kerîme sahibi irfanlı kimselerdir.
Büdelâ denilen veliler ise yedi kişidir. Bunlardan biri kendilerinin imamıdır. Bulunduğu yerde cisim ve sûretini bırakarak sefere çıkmak, aynı zamanda muhtelif yerlerde gözükmek, Büdelânın özelliklerindendir.
Evtâd denilen Allah dostları ise dört tanedir. Yerleri; doğu, batı, güney ve kuzey olmak üzere evrenin dört ayrı köşesidir. Bunların içinden birisi de kendilerinin imamıdır. Çivi veya kazık anlamına gelen kelimenin çoğulu olan Evtâd'a bu adın verilişi evreni ayakta tutan dört direk mesabesinde oluşlarındandır.
İmameyn, birisi kutbun sağında ve birisi de solunda bulunan iki şahıstır. Sağda bulunan imam, melekût alemine yani ruhânî aleme bakar ve O'nun vücûdu Kutbiyyet merkezinden ruhaniyyet alemine yönelen bir aynadır. Soldaki imam ise, mülk (madde) alemine bakar. O'nun vücudu da cisimler dünyasına aynadır.
Gavs'a gelince; O, kutb-u azamdır. Mühim ve esrarlı işlerini halletmek isteyenler ona muhtaç olurlar. Teberruken vasıta kılınarak duası alınır. Zira onun duası asla reddedilmez.
Ricâlülgayb yerine "gayb erenleri" de dendiği vakidir. Ancak gayb erenleri on kişidir; huşu' ve Huzû-i Rabbânî sıfatıyla mevsuf ve Rabbânî tecellîlerin tesiri altında olduklarından dolayı ne halk onları tanır ve nede onlar halkı tanırlar. Bunlar da her asırda mevcutturlar.
Tasavvufi anlayışa uygun olarak adlandırılan bu işlerin hepsinin, Allahın izniyle olduğunda asla şüphe yoktur.
BENZER SORULAR
- GAVS, GAVSU'L-ÂZAM
- KUTUB
- "Mekke-i Mükerreme'de dahi-farz-ı muhal olarak- Risale-i Nur aleyhinde bir itiraz kutb-u âzamdan gelse... Her zamanda bulunan iki imam..." İki imam ve Mekke'de kutb-u azam günümüzde de varlar mı? Üstad'ın "kambur" dediği zat Mekke'deki kutb-u azam mı?
- Hazreti Üstad, vefatından sonra tasarrufu devam eden üç zat sayıyor. Bunlardan birisi Şeyh Abdulkadir Geylani Hazretlerini söylüyordu. Diğerleri kimdir, bilgi verir misiniz?
- Hizmet Rehberi:111
- "Risalet-in Nur'u ve sırr-ı tesanüd ile bir ferd-i ferîd manasında olan şakirdlerini bu cemaat zamanında o mühim vazifeye koşturmuş." Bu bahiste geçen "ferd-i ferit" manası nedir?
- "Mehdi vazifesinin hususiyeti bulunduğu ve Kutb-u Âzama has bir nisbeti göründüğü ve Hazret-i Hızır'ın bir münasebet-i hassası olduğu gibi..." Hz. Mehdi'nin Hz. Hızır ile görüştüğü ve ondan ders aldığı söylenebilir mi?
- Deccal kimdir, yeryüzüne gelişi nasıl olacaktır?
- "Deccal" ve "Süfyan" hakkında bilgi verir misiniz?
- "Risale-i Nur'u günde on bir sayfa okuyan; bulunduğu yerde tasarruf sahibi olur." şeklinde Bediüzzaman'ın bir sözü var mı; varsa ne demek istiyor? Üstad'ın Risale okumayla ilgili ne gibi sözleri vardır?