Salâhaddin-i Eyyubî'nin Kefeni

İslâm’ın müdafaası için Haçlı ordularına karşı îman dolu göğsünü aziz bir fedakârlıkla siper eden büyük kumandan Salâhaddin-i Eyyubî, hayatının son dakikalarını yaşadığı ölüm döşeğinde şöyle bir ricâda bulunmuştu:

- Bana uzunca bir değnek getirin... Başucunda bekleyenler bu isteğin mânâsını anlayamadı iseler de, isteğini yerine getirip uzunca bir değnek getirdiler. Bir zamanların birleşik Haçlı ordularına kahramanca karşı koyan Salâhaddin-i Eyyûbî’si yün yorganın altından güçlükle çıkarabildiği eliyle köşedeki dolaba işaret etti:

- Şurada benim kefenim saklı durmaktadır. Onu çıkarın ve bu sırığın ucuna takın. Merak ve heyecanla bu isteği de yerine getirdiler, kefeni sırığın ucuna taktılar. Ayakucunda sırığın başında beyaz bir kefen dalgalandığını gören büyük kahraman, bu defa şu vasiyeti yaptı: 

- Şimdi bu sırığı alıp Şam’ın bütün sokaklarını gezdirin ve her geçtiğiniz yerde şöyle seslenin: 

“Ey ahâli, hükümdarımız Salâhaddin-i Eyyûbî’yi bilirsiniz ya. İşte o, sâhip olduğu bunca servet ve hazinelerin hepsini burada bırakıp gidiyor. Şu sırığın ucundaki iki arşınlık kefenden başka bir şey götüremiyor.”

O gün vefat eden büyük kumandanın arkasından halk hatimler okudu, dualar etti. Bunca servet ve ihtişamının hiçbirini âhirete götüremeyeceğini iki arşın bezle pek veciz bir şekilde ilân eden aziz hükümdarları için gözyaşları döktü.

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun