BANA BAKIN İBRET ALIN

Allah`a kavuşacağını hisseden dindar bir adam, helâlinden kazanıp fakir fukaranın hakkını zamanında verdiği temiz servetini kendisine bırakacağı oğlunu huzuruna çağırtarak der ki:

- Oğlum! Artık ben fâni dünyadan nasibini alarak bâki dünyaya doğru yola çıkmış bir yolcu durumundayım. Ömrüm boyunca helâlinden kazanıp fakir fukaranın hakkını verdiğim servetimi sana bırakacağımı biliyorsun. Sana terkettiğim bu servetimin karşılığı olarak senden bir istekte bulunacağım. Ben ölünce cenazemi yıkayan Hoca Efendi`ye söyle, cesedimi tabuta koyarken ayağımın birine eski bir çorap giydirsin. Babasının vasiyetini can kulağı ile dinleyen evlâd, bu vasiyeti yerine getireceğine söz verir. Çok geçmeden zengin adamda rahatsızlık başlar. Kısa bir hastalık devresinden sonra ruhunu teslim eder. Alâkalılar gelir, sular ısıtılır, zenginin cenazesi yıkanır. Tam bu sırada oğul, Hoca Efendi`nin kulağına babasının vasiyetini fısıldar. Cenaze hocası mevtânın ayağına eski bir çorap giydirmek diye bir âdetin bulunmadığını, bu vasiyetin yerine getirilmemesi gerektiğini ifade ederse de, evlâd söz dinlemediği için iş büyür, mes`ele Müftü`ye kadar akseder. Müftü de cenazenin ayağına eski bir çorap giydirilerek âhirete yollanması diye bir İslâmî âdetin olmadığını söyler. Cenazenin başında:

- Babamdan bu kirli çorabı mı esirgiyorsunuz? diyerek elindeki kirli çorabı giydirmek istiyen evlâda hocalar mâni olmaya çalışırken, koşa koşa gelen bir ihtiyar:

- Evlâd, baban vefatından evvel sana verilmek üzere bana bir mektup bırakmıştı. Al hele şunu bir oku bakalım, ne yazmış? der. Orada hâzır bulunanlar merakla beklerken, evlâd mektubu yüksek sesle okumağa başlar:

- Oğlum, Bunca mal ve mülkün sâhibi olan benim hâlimi görüyorsun işte. Burada bıraktığım bütün servetime mukabil, bir kirli çorap dahi giymeğe müsaade etmiyorlar. Allah gecinden versin, bir gün sen de benim gibi olduğunda, sana da iki metre kefenden başkasını vermeyeceklerdir. Bana bak ibret al. Sana bıraktığım servete mağrur olup da dinini, diyanetini sakın unutma. Fakir fukarayı ihmal etme. Görüyorsun ki ne kadar servet sâhibi olursan ol, hepsi burada kalıyor, kirli bir çorap götürmeye dahi müsaade etmiyorlar." Mektubu bu şekilde okuyup bitiren gencin, babasını defnettikten sonra, servetinin kendine yetecek kadarını ayırıp geri kalanının hepsini din yolunda, Allah için sarfettiği rivâyet edilir. * * *

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun