İslamiyet korku dini midir? Din mi kültürü etkilemektedir, yoksa kültür mü dini etkiler?

İslamiyet korku dini midir? Din mi kültürü etkilemektedir, yoksa kültür mü dini etkiler?
Tarih: 26.11.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İslam kişinin tüm hayatını ele alan bir dindir. Bu bakımdan kültürü şekillendiren de dindir. Ayrıca dinimiz, İslamın ruhuna aykırı olmayan gelenekleri de reddetmemektedir.

Bir dini tanımanın en doğru yolu, o dinin kutsal kaynağını incelemektir. Dinimizin kutsal kaynağı Kur'an-ı Kerim ve Peygamber (sav)’in sünnetidir. Allah’ın (c.c) Kur'an'da Müslümanların uymasını emrettiği ahlak modeli, sevgi, şefkat, merhamet, tevazu, fedakarlık, anlayış ve barış kavramlarına dayanmaktadır. Bu ahlakı gerçek anlamda yaşayan bir Müslüman, son derece kibar, ince düşünceli, hoşgörülü, güvenilir, uyumlu bir insan olur. Etrafına sevgi, saygı, huzur, barış ve sevinç verir.

İslam kelimesi, Arapçada "barış" kelimesiyle aynı anlama gelir. İslam, Allah'ın sonsuz merhamet ve şefkatinin yeryüzünde tecelli ettiği huzur ve barış dolu bir hayatı insanlara sunmak için indirilmiş bir dindir. Allah tüm insanları, yeryüzünde merhametin, şefkatin, hoşgörünün ve barışın yaşanabileceği model olarak İslam ahlakına çağırmaktadır. Bakara Suresi'nin 208. ayetinde şöyle buyurulmaktadır:

"Ey iman edenler, hepiniz topluca "barış ve güvenliğe (Silm'e, İslam'a) girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin..."

İslamiyet esasında korkutan değil müjdeleyen bir dindir. İslam dini gelmeden önce insanlık ahiret inancından uzak ve öldükten sonra yok olma inancı ile yaşamaktaydı. İslam bu inanışı yıkmış ve inananları öldükten sonra cennet ile müjdelemiştir. Nitekim Peygamberimizin (sav) şu hadisi bize güzel bir örnektir:

"Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz." (Buhârî)

Din, Yüce Yaratan'ın, insanoğluna dünyada mutlu olması ve uhrevi kurtuluşa ermesi için uzattığı bir yardım eli, onu çağırdığı bir hakikat bilgisidir. Onun sayesinde biz yaratanı ve kendimizi tanırız, varoluşun nihai anlamını kavrarız, iç ve dış dünyamızda barış ve huzuru yakalarız. Hz. Adem’den Hz. Nuh’a, Hz. İbrahim’den Hz. Musa’ya, Hz. İsa’dan Hz. Muhammed Aleyhisselâm’a kadar bütün peygamberler bu barış, sevgi ve kurtuluş çağrısının elçileri ve rehberleri olmuşlardır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun