İnsanı ayakta ve hayatta tutan nedir?
Değerli kardeşimiz,
İnsan bedenini ayakta tutan omurgası olduğu gibi, insan hayatını ayakta tutan da onun manevi omurgası olan namazdır.
İnsanı yaratan kim ise, onun sağlıklı ve verimli çalışmasını bilecek olan da elbette odur. Bu yaratılışa fıtrat denilir. Her şeyin fıtratına uygun davranması gerekir ki, mutlu ve huzurlu olsun. Örneğin gözün fıtratı görmektir, onu çorbanın tuzuna bakmakta kullanan kişi, o göze zulmeder ve cezasını da kendisi çeker.
Aynen bunun gibi, insan da yaratılışına uygun davranırsa huzur bulur, aykırı davranırsa hem kendine zulmeder hem de acısını bizzat kendisi çeker.
Rum suresinde geçen bazı mucize parıltılarıyla konuya bakmaya çalışalım:
Rum suresi, Mekki mukattaat sureler sisteminde yer alan, Kuran'daki tertip numarası 30 olan bir suredir. Ayet sayısı 60'dır.
Bu surenin ihtiva ettiği i'caz parıltılarını şöyle sıralayabiliriz:
Önce 30 Sayısı ile İlgili Tevafuklara Vakalım
1) Bu surenin Kuran'daki tertip numarası 30'dur.
2) Surenin ayet sayısı: 60=2x30'dur.
3) Din ile insan fıtratının eşit olduğunu belirten ayetin numarası: 30'dur.
4) Fıtrattan bahseden ayetin numarası 30 olduğu gibi, geriye kalan ayetlerin sayısı da ona eşit olup 30'dur.
5) Bu 30. ayette yer alan "Fıtratallah" terkibindeki "Fıtrat" kelimesinin ebced değeri: 689'dur. Bu sayı bir farkla (690): 23x30'tür.
6) Dinin fıtratı ile insanın fıtratını ifade eden فِطْرَتَ اللَّهِ الَّتِي فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَا cümlesinin -vasıl elifleri hariç- harf sayısı:23'tür. Ebced değeri ise: 1740=58x30'tür.
İslam Dini, Fıtrat Dinidir
Rum suresinin 30-31. ayetlerinin meali şöyledir:
"O hâlde sen bir Hanif (her türlü batıl inançtan yüz çevirmiş biri) olarak bütün varlığınla dine; Allah'ın insanları yarattığı fıtrata (uygun olan dine) yönel! Allah'ın yaratmasında değişme olmaz. İşte doğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler. Bütün gönlünüzle ona yönelin, ona saygısızlıktan sakının, namazı kılın ve şirke sapanlardan olmayın." (Rum, 30/30-31)
mealindeki ayetlerde İslam dininin fıtrat dini olduğuna dikkat çekilmiş, özellik tevhid akidesi ve namaz ibadetine vurgu yapılmıştır.
Bu konuyu şöyle açıklamak mümkündür:
İnsan Fıtratı ve Din
Fıtrat kelimesi, hilkat / yaratılış manasına gelir. Buna göre İslam dini insanların yaratılış öyküsüyle özdeşmiş bir dindir. Fıtrat kavramı insanın manevi donanımları yanında maddi donanımlarına da işaret etmektedir.
İnsan fıtratının İslam dininin emirlerine en uygun olduğunu gösteren bir hakikat, en açık bir misal namazdır. Namaz fıtratını teşkil eden rükünleri ile insan fıtratının fiziki yönünü teşkil eden insan omurgası bu konuda gözle görülen canlı bir misaldir. Namazın fiziki anatomisini meydana getiren kıyam, rükû, secde, cülus gibi unsurları, tamamen insan anatomisinin temelini teşkil eden omurga ile çok yakından ilişkilidir. İnsan omurgası olmadan namaz ikame edilemez.
Dinin Direği Namaz
Dinin direği namazdır, insanın direği ise omurgasıdır. Namaz ile insan omurgasının bu yakın ilişkisi hadis-i şerifte de bildirilmiştir.
Rivayete göre peygamber efendimiz (asm) "Namaz dinin direğidir / temelidir, esasıdır." diye buyurmuştur. (Acluni, Keşfu'l-Hafa, 2/34)
Direk, temel, esas olarak tercüme edilen kelime, hadisin metninde aynı manaya gelen "imad" ve "amud" şeklinde geçmektedir. Aynı kelime Arapçada omurgadaki vertebrın/omurların sütunları için de kullanılır.
الصلاة عماد الدين/ الصلاة عمود الدين (Munavi, Feyzu'l-Kadir, 5186/5187)
Bunu "Namaz dinin omurgasıdır" şeklinde de tercüme etmek mümkündür. Nitekim Arapçada "amudu'l-batn" (karın kısmını ayakta tutan direk) ifadesi "belin omurgası" anlamında kullanılır. Ayakta durması mümkün olmayan karın bölgesi, belin omurgası ile ayakta durduğu gibi, dinin diğer temel esaslarını ayakta tutan da namazdır. Belin omurgası devre dışı kaldığı zaman karın bölgesi tamamen çöktüğü gibi, dinin omurgası olan namaz da devre dışı kaldığı zaman dinin çadırı çöker. Nitekim özellikle Fakihlerin söz konusu ettiği bazı rivayetlerde bu manaya işaret eden şu ifadelere de yer verilmiştir: "Namaz dinin direğidir. Kim onu ayakta tutarsa dinini ayakta tutmuş olur. Kim ki onu terk ederse dinini yıkmış olur." (bk. Aclunî, 2/35; Gazali, İhya, 1/147).
İnsanı Ayakta Tutan Omurgasıdır
İnsanı ayakta tutan omurgası ile dini ayakta tutan namaz ibadeti fıtrat mefhumu çerçevesinde özdeştirilmiştir. Yukarıda zikredilen ayetlerin ifadelerinde bu hakikate işaret edilmiştir.
Namazın ikame edilmesi, omurga ve onun içinde yer alan omurilik sistemi ile iç içedir. Omurgayı dik durdurmakla kıyamda durulur. Omurga sistemi farklı pozisyonda esnetilerek rüku ve secde yapılır. Dinin direği/omurgası olan namazın adı da salattır, bedenin/sırt ile belin direği olan omurganın adı da salattır. Her iki kelime de "Fıtrat" kavramında yerini almıştır. Namazda olması gerekli olan omurganın, ellerin, ayakların, dizlerin dik durması ve farklı hareketler göstermesi ancak ilgili sistem sayesinde hareket eden kasların farklı pozisyon göstermesiyle mümkündür. Bunu sağlayan cihaz ise omurganın himayesinde korunmaya alınmış 31 çift sinirden ibaret olan omurilik sistemidir.
Fıtrat, salat (namaz) ve omurga
İlginçtir, hakim-i ezelî ve hakîm-i lemyezelî olan Allah, İslam dini için "fıtrat dini/İnsanın fıtratına uygun din" hükmünü verirken, bu zihni hakikati harici hakikatle de birleştirmiş ve sonsuz rahmetiyle bunların münasebetlerini göstermek için "tevafuk" penceresini akla açmıştır. Şöyle ki: Dinin omurgası olan namazın Arapça ismi (salat) ile namazın ikamet mahalli olan ilgili organların işlemesini/işlevini sağlayan omurganın ismi aynı unvanda (salat=omurga) kelimesinde toplamıştır. Şöyle ki:
a) Fıtrat kelimesinin kök harfleri olan "FTR" nin ebced değeri: 289=17x17'dir. İnsanın omurgasını teşkil eden omurların/vertebraların sayısı ile günlük farz namazların rekât sayısı aynıdır. Fıtrat dininin temel direği ve bir nevi omurgası olan günlük beş vakit farz namazın rekât sayısı 17 olduğu gibi, insan fıtratının temel dayanağı olan omurganın sırt- bel bölgesindeki omurların/vertebraların sayısı da 17'dir.
b) "Salat" kelimesinin ebced değeri 527=17x31'dir. Bu sayı hem günlük farz namazın 17 rekât sayısına, hem sırt/bel bölgesinin omurgasındaki 17 omur/vertebranın sayısına, hem de namazın icraatını sağlayan organların işlevlerini temin eden omurilik sisteminin 31 çift sinir sayısına uygundur.
c) Fıtrat kelimesinin geçtiği ayet numarası: 30'dur. Surenin sondan itibaren bu ayetin tertip numarası:31'dir.
- Bu surenin Kur'an'daki tertip numarası 30'dur.
- Surenin ayet sayısı: 60=2x30'dur.
- Fıtrat kavramı, insanın maddi manevi donanımları ile emr olunduğu hak dinin her iki tarafı da eşit şekilde örtüşmektedir. Bu hakikati aktaran fıtratla ilgili iki ayetten birincisi, surenin baştan itibaren 30. Ayeti olduğu gibi, ikinci ayeti de surenin sunundan itibaren 30. Ayetidir. Bu tevafuku pekiştiren bir husus da fıtrat kelimesinin kendisidir. Bu kelimenin kök harfleri olan "FTR" harflerinin ebced değeri: 289=17x17dir. Yani bunun da her iki tarafı eşittir. Keza, insanın temel esasını oluşturan omurgasının yapıtaşları olan omurlar/vertebraların sayısı 17 adet olduğu gibi, dinin temel esasını teşkil eden namazın rekât sayısı da 17'dir. Burada da her iki taraf eşittir.
İnsanın Omurga Yapısı
Harika bir tevafuktur ki, akşam daha önce gördüğüm Kuran’da İnsan ile ilgili 31 sayısını tekrar hatırladım ve bu sabah bunu gördüm.
“Omurga, bir taraftan vücudumuzun dik durmasını, diğer taraftan da içindeki kanaldan geçen omuriliğin korunmasını sağlayan kemik zincirine verilen addır. Omurilik ise; Beyin kökünden başlayarak, kuyruk sokumuna kadar uzanan ve beyin ile organlar arasındaki irtibatı sağlayan merkezi sinir sistemine verilen addır. Spinal Kord ya da medula spinalis olarak da adlandırılır. Organların bütün motor (hareket) faaliyetleri ve (duyu his) faaliyetleri omurilik tarafından yaptırılır ve kontrol edilir. Omurilik bunun yanında tek başına refleksleri de kontrol etmektedir. Bazı bilim çevreleri, omurilikte oluşan baskı ve tahrişin ona bağlı organlarda dengesizlik meydana getirdiğini, uzun süre bu hale devam edilirse hastalıkların geliştiğini ifade ederler.
33 kemikten oluşan omurga her birine vertebra (omur) adı verilmektedir. Bu omurların bulundukları bölgeye göre şekilleri bazı farklılıklar göstermekle birlikte genel anatomik yapıları aynıdır. Bu şekil farklılıklarına göre sınıflanan omurlar 5 grupta ele alınmaktadır.
İnsan Omurga Sayısı
Cervikal (Dorsal) Vertebraları 7 tane. Torakal Vertebraları 12 tane. Lomber Vertebraları 5 tane. Sakral Vertebraları 5 tane. Coxgeal Verttebraları Birbirine yapışık halde 3-4 tane.
Cervikal Vertebraları: Kafatası bitim noktasından başlayıp, ense köküne kadar uzanan boyun bölgesindeki 7 omur cervikal vertebraları olarak adlandırılmaktadır. Kolların, ellerin motor (yani hareket ve duyu) faaliyetleri omuriliğin bu seviyedeki bölgeleri tarafından kontrol edilmektedir. Eğer omurgada meydana gelen bir hasar bu bölgede omuriliğe zarar verirse, vücudun kollar ve aşağısındaki bölgelerinde (parmaklar) hassasiyet oluşmaktadır
Torakal (Dorsal) Vertebraları: Enseden başlayıp, kaburgaların omurgayla birleştiği son noktaya kadar olan 12 vertebraya verilen addır. Bu omurlar; gövde bölgesine ait motor ve duyu kontrol etmektedir. Eğer hasar bu bölgede gerçekleşirse, kalp retiminde veya bağlı organlarda dengesizlik oluşur, gövde karın bölgedeki organlarda da rahatsızlık vermektedir, genital ve seksüel yetenekler üzerindeki (Hassasiyetleri de) etkilemektedir.
Lomber Vertebraları: Torakal vertebraları sonra bel bölgesini tutan 5 tane vertebraya lomber vertebraları adı verilmektedir. Lomber vertebraları bir hasar omuriliğe hafif bası yaparsa, ağrı ve uyuşma belirtisi oluşur, hasar ağır ise paraplejik felç yaşanacak; bacaklar ve aşağı bölgede kalan fonksiyonlar, yani genital ve seksüel yetenekler üzerindeki kontrol ortadan kalkacaktır.
Sakral Vertebraları: Kuyruk sokumu bölgesindeki 5 vertebraya verilen addır. Bu vertebralar, (diz altında kalan) ayakları ve seksüel- genital işlevleri kontrol eder. Bu bölgede yaşanacak bir hasar sonucunda ayaklar ve genital – seksüel fonksiyonlarda duyu ve motor faaliyetler kaybedilecektir.
Coxygeal Vertebraları: Kuyruksokumunun uç kısmında birbirine yapışmış ve güdükleşmiş halde uzanan 3-4 vertebraya verilen addır. Bu vertebralar tek başlarına bir bölgeyi kontrol etmemekte, burada yaşanacak travmalar belirgin bir felce yol açmamakta, ancak sadece ayaklarda işlev bozuklukları olabilmektedir.
Bu şekilde sınıflandığında omurların içte kalan tambur şeklindeki oval kısımlarına corpus, sağında ve solunda kalan çıkıntılarına çıkıntı, arka kısmında kalan boynuz şeklindeki uzantıya da spinöz çıkıntı adı verilmektedir. Vertebralar, birbirlerine aralarındaki discus (diskus okunur) adı verilen yastıklarla bağlanmaktadır.
Disklerin omurga sistemi içindeki rolü, kemiklerin birbirine değerek aşınmasını önlemek ve omurga hareketine müsaade eden esnekliğe imkan sağlamaktadır.
Omurga bunun yanında, her taraftan onu saran ve ligaman adı verilen bağ dokularıyla sıkı sıkıya sarılmıştır. Ligamanların ön bölgeyi tutanlarına onterior ligaman, arka bölgeyi tutanlarına da posterior ligaman adı verilmektedir.
İşte bütün bu unsurlarla bir bütünlük oluşturan omurga sistemi stabil (yani sabitlenmiş) bir halde görevini tam olarak yapmakta ve omuriliği korumaktadır. Başlangıçta da belirtildiği gibi, Omurilik, omurganın içerisinde yer almaktadır. Ancak omurilik bu kanal içerisinde; dura adı verilen bir zarla çevrili olan BOS’un yani beyin omurilik sıvısının içinde bulunmaktadır. BOS yani boyun omurilik sıvısı, spinal kordun dura ve kemiğe değmesini engelleyen bir hidrolik tampon görevi görmektedir.
Omurilik, anatomik olarak iki kısımdan oluşmaktadır. İlk kısım; C1’den L1-2’ye kadar uzanan ana parçadır. İkinci kısımsa; bu bölgeden aşağı kadar uzanan ve at kuyruğuna benzeyen sinir lifi demetinden oluşan ve cauda equina (kauda eqina okunur)adı verilen kısımdır. Anatomik olarak bu şekilde yapılan omurilik; organlarla bağlantıyı, vertebralar arasında uzattığı sinir kökleri vasıtasıyla kurar.
Toplam 31 çift sinir kökünün bölgelere göre dağılımı şöyledir:
1. Cervikal Bölge 7+1=8 çift.
2. Torakal Bölge 12 çift.
3. Lomber Bölge 5 çift.
4. Sakral Bölge 5 çift.
5. Coxygeal Bölge 1 çift.
Bu anatomik özelliklere sahip olan omurilik, bir hastalık ya da travmaya bağlı olarak baskıya uğrarsa, yani basıya maruz kalırsa işlevini yitirebilir. Bası yapacak hastalık ya da travma direkt omurilik üzerinde olabilmekle birlikte, bu durum daha çok, omurgada yani vertebra kemiklerinde gelişen bir hastalık veya travmanın etkisiyle olmaktadır. Özellikle bir kaza sonucu kırılan vertebralardan kopan kemik parçaları, vertebranın içinden geçen omuriliğe zarar vermekte (kesi oluşturarak) omurilik felcine sebep olmaktadır. (bk. Omurga Anatomisi - Dr. Nimet KAŞKARLI)
Genel Bakış
Spinal kolon (omurga) vücudu destekleyen ana yapıdır. Omur adını verdiğimiz 33 kemikten oluşur: servikal, torasik, lomber, sakral ve koksiks.
Servikal (boyun) Bölge
Servikal bölge C1-C7 arasında 7 omurdan oluşur. İlk servikal omura atlas adı verilir. İkinciye axis adı verilir. Atlas ve axis omurgayı kafatasına bağlayarak başın dönmesine ve eğilmesine olanak tanır.
Torasik Bölge
Torasik bölge ortada yer alır ve T1-T12 arasında 12 omurdan oluşur. Bu omurlar göğüs kafesinin kotlarıyla bağlantı oluşturur.
Lomber (bel) Bölge
Lomber (bel ) bölge L1-L5 arasında 5 omurdan oluşur. Burası omurganın en çok ağırlığa maruz kaldığı yerdir.
Sakral Bölge
Sakral bölge S1-S5 arasında kaynamış 5 omurdan oluşur. Bu omurlar sakrum denilen katı olarak tek bir kemiği oluşturur.
Koksiks
Kuyruksokumu adı da verilen koksiks, 4 küçük omurdan oluşur. Bu küçük kemikler ayrı veya kaynamış olabilir. Tümü birden koksiksi oluşturur çeşitli kaslar, tendonler ve ligamanlar bu kemiğe yapışır. Koksiks aynı zamanda otururken vücudu destekler.
Vertebra (Omur)
Omurganın 5 bölgesinin tüm omurları vücudun ağırlığını destekler, omuriliği ve sinir köklerini korur. Her omurun kendine has özellikleri ve fonksiyonu vardır.
Omur Cismi
Omurun ana yapısı omur cismidir – omurun ön kısmında silindir şeklinde bir kemiktir. Omurun ağırlık taşıyan ana bölümüdür.
Omurilik Kanalı
Omur cisminin hemen arkasında omurilik kanalı vardır. Omurilik bu kanalın içinde yer alır. (Omurga Anatomisi Prof. Dr. İbrahim Aşık)
Kadı Beyzavi’ye göre, “Salat” kelimesi fa’let kalıbında “salvet”tir. Bu kelimenin lügat bakımından iki anlamı var:
Birincisi ve en meşhur olanı, duadır.
İkincisi ise; “Salveyn” denilen kuyruk sokumunun iki yan tarafının adıdır. Namaz kılan kimsenin rüku ve secdelerde bu yerlerini hareket ettirir. Bu ikinci mana meşhur olmamakla beraber, Kur’an’ın terminolojisinde göz önünde bulundurulması söz konusu olabilir. (Bezavi, Bakara: 3. Ayetin Tefsiri).
Lügat kitaplarında konuyla ilgili şu bilgiler vardır: Salat kelimesi, kuyruk sokumunun iki yan taraflarının adıdır. Caire ile kuyruk arasındaki boşluk adıdır. İnsan omurgasının ortasının adıdır. (Mucemeu’l-Maani el-Cami)
İnsan Omurgasındaki Vertebra Sayısı:
1. Cervikal (Dorsal) Bölge: Vertebraların sayısı: 7 tane (Boyun kısmı)
2. Torakal /SIRT Bölgesi: Vertebraların sayısı: 12 tane.
3. Lomber/BEL Bölgesi: Vertebraların syısı: 5 tane.
Bu iki bölgenin toplam omur disklerinin sayısı: 17 tanedir.
4) Arapçada bu iki bölgenin ortak adı “zahr”dir. Bu kelimenin ebced değeri: 1105=65X17’dir.
5) Hz. Peygamber (asm) tarafından ilk kılınan farz namazı öğle vaktidir. Bunun Arapça’daki ifadesi “Zuhr”dür. Dinin omurgası olan namazın ilk kılınan farzının “Zuhr” adını taşıması ile namazın ikamesi esnasında en fazla görev üstlenen insan omurgasının (sırt-bel) “Zahr” adını taşıması, tesadüfe havalesi imkânsız bir tevafuk, bir tevfik-i ilahidir.
Bu iki ismin aynı kök harflerinden meydana gelmesi ve ebced değeri itibariyle 17 sayısında birleşmesi, günlük beş vakit namazın 17 rekât olarak tespit edilmesi ile namazın ikame edilmesinde en aktif görev üstlenen omurganın vertebra sayısının da 17 olarak yaratılmış olması, namazı farz kılan irade ile omurgayı yaratan iradenin aynı olduğuna şahadet etmektedir. Dinin insan fıtratına, insanın da dinin fıtratına uygunluğunu belirten ayette (bk. Rum, 30/30) bu hakikate dikkat çekilmiştir. Keza, hadis-i şerifte “Namaz dinin omurgası (direği)dir.” (Tirmizi, İman 8) buyuruluyor.
6) Kur’an’da “insan” kelimesinin tekrar sayısı: 65’tir. İnsan suresinin ikinci ayetinde yer alan insan kelimesinin -sondan itibaren- tekrar sayısı:17’dir.
7) Sakral Bölge: Vertebraların sayısı: 5 tane.
8) Coxgeal Bölge: Verttebraların sayısı: 3-4 tane (Birbirine yapışık halde).
Omurilikteki toplam 31 çift sinir kökünün bölgelere göre dağılımı şöyledir:
1. Cervikal Bölge 7+1=8 çift.
2. Torakal Bölge 12 çift.
3. Lomber Bölge 5 çift.
4. Sakral Bölge 5 çift.
Özetle söylemek gerekirse, insanı yaratan zat, onun bedensel ve ruhsal, dünyevi-uhrevi, maddi-manevi huzur ve saadetinin kaynağı da elbette bilir ve bildirir. Çünkü yapan bilir, bilen konuşur.
İşte insanın yaratılışına uygun olanın yani fıtratının ve buna uygun olarak saadetinin ve mutluluğunun en önemli kaynaklarından birinin namaz olduğu anlaşılmaktadır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Namaz için neden dua anlamına gelen kelime kullanılmış?
- 7 ve 8 rakamının mühim sırları nedir?
- Geçiş (Ara) Formları
- Namazdaki 17 sayısının sırrı nedir?
- Allah lafzı Kuran’da kaç kez geçiyor?
- Hepimiz Hz. Adem ve Hz. Havva'dan geldiğimize göre, zenciler nasıl değişik yaratıldılar?
- Kuran’da geçen Allah lafzının sayısıyla ilgili bilgi hatalı mı?
- Fatiha'nın ve surelerin başında geçen besmele Kuran'dan ayet midir?
- Sorularla İslamiyet Android uygulaması yayında!
- Körelmiş organlar evrime delil olur mu?