İnsan ne yaptı da bu ağır emaneti yüklenmiş oldu?
Biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik. Hepsi de onu yüklenmekten kaçındı ve ondan korktu. İnsan ise onu yüklendi. İnsan nasıl bu emaneti yüklendi? Neden başkası değil de insan yüklendi?
Değerli kardeşimiz,
Emanet, birine koruması için bırakılan değerli bir sorumluluktur. Allah, bu emaneti göklere, yere ve dağlara teklif etmiş, onlar yüklenmekten çekinmiş, insan ise fıtratı, aklı ve iradesiyle bu ağır sorumluluğu yüklenmiştir. İnsan, Allah’ın isim ve sıfatlarını idrak etmek ve yeryüzünde halife olarak sorumluluk sahibi olmakla mükelleftir.
Demek ki, bu görevi yapacak özelliklere insan sahip olduğu için, emanet ona verilmiştir.
Kuran-ı Kerim’de bu konuda şöyle buyrulmuştur:
“Biz emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik. Onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular; insan ise onu yüklendi. O cidden çok zalim, çok cahil bulunuyor.” (Ahzab, 33/72)
Bu ayet, insanın yaratılışındaki eşsiz konumu ve aldığı ağır sorumluluğu anlatır.
1. Emanetin Anlamı
Lügat olarak emanet, birine koruması için bırakılan şey demektir; zıddı hıyanet, yani emaneti koruyamamak veya kendi nefsinin arzularına göre kullanmaktır.
İslami literatürde “emanet”in anlamları şunları içerir:
Dini yükümlülükler ve farzlar
İslam’ın emirleri
İnsana ihsan edilen tüm nimetler
Akıl ve sorumluluk
Yeryüzünde halife olma kabiliyeti
Dolayısıyla “emanet-i kübra” insanın fıtratına yerleştirilmiş, Allah’ın isim ve sıfatlarını tanıyacak kapasitesi ve yeryüzünde sorumluluk sahibi olma özelliğidir.
2. İnsan ve Diğer Varlıklar
Kuran, emaneti göklere, yere ve dağlara “arz” etmekten söz eder; yani bir teklifte bulunuldu. Buradaki “arz” kelimesi, bir görevin veya sorumluluğun teklif edilmesi anlamındadır; ama bunlar kendi güçleri ve kabiliyetleri ile üstesinden gelemeyecekleri işlerdir.
Dağlar, gökler ve taşlar bu emaneti yüklenmeye uygun değildi; çünkü onların akıl ve irade gibi bir kabiliyetleri yoktur.
İnsan ise ruhî ve akli kapasitesi, cüz’i iradesi ve fıtratıyla bu emaneti yüklenmeye müsaittir.
Bediüzzaman Hazretleri’nin ifadesiyle, bu emanetin insana yüklediği vazife, “küçücük cüz’i ölçüleriyle, sanatçıklarıyla Halıkını, muhit sıfatlarını, küllî şuunatını, nihayetsiz tecelliyatını ölçerek bilmek” şeklindedir.
Örneğin bir insan, kendi yaptığı evi bilir, idare eder ve yönetir. Aynı şekilde, insan kâinatın Yaratıcısının sıfatlarını, kudretini ve düzenini anlamak ve idrak etmekle yükümlüdür. İşte gökler, dağlar veya taşlar bunu yapamaz; insanın üstünlüğü ve sorumluluğu burada ortaya çıkar.
3. İnsan Neden Yüklendi?
İnsan, kendi cüz’i iradesi ve iradesini kullanma kapasitesi sayesinde bu emaneti yüklenmiştir.
Allah, insanı isim ve sıfatlarının bir mazharı olacak şekilde yaratmıştır. Kutsî hadiste buyurulur:
“Ben gizli bir hazine idim, bilinmeyi istedim.”
Bu, insanın yaratılışındaki temel amaçtır: Allah’ı bilmek, O’nun sıfatlarını idrak etmek ve yeryüzünde sorumlu bir halife olarak hareket etmek.
Eğer insan bu emaneti hakkıyla kullanmazsa, kendi kabiliyetine zulmetmiş olur; zalim ve cahil sıfatları burada belirir.
Kuran, insanın diğer varlıklardan üstün konumunu ve yükümlülüğünü bu ayetle net bir biçimde ortaya koyar:
“Ona verilen kabiliyetleri yerinde kullanmazsa, kendisine zulmeder ve cenneti bırakıp cehennemi satın alır.”
4. Fıtri ve Küllî Boyut
Bu yük, insana fıtratında verilmiştir; yani Allah’ın küllî iradesiyle insana özel bir vazifedir.
İnsan, kendi kapasitesiyle sorumluluk sahibi olmuş, yeryüzünde halife olma ve Allah’ın isim ve sıfatlarını anlamakla mükellef kılınmıştır.
Her varlık kendi yetenekleri ölçüsünde vazifelendirilmiştir; göz işitme, kulak anlama, dağ ışık verme gibi görevler alamaz. İnsan ise akıl, irade ve sorumluluk kabiliyetiyle bu emaneti taşıyabilir.
Özetle
- Emanet-i kübra, insanın fıtratına verilmiş en yüce sorumluluktur.
- Diğer varlıklar bu emaneti yüklenemez, çünkü kapasite ve kabiliyetleri yoktur.
- İnsan, Allah’ın isim ve sıfatlarını idrak etmek ve yeryüzünde halife olarak sorumlu hareket etmekle yükümlüdür.
- Cüz’i iradesini doğru kullanırsa bu, insan için şeref ve sevap; yanlış kullanırsa zulüm ve cehalet olur.
İlave bilgi için tıklayınız:
Kur'an'da insana yüklendiği ifade edilen emanet, ne demektir?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Kur'an'da insana yüklendiği ifade edilen emanet, ne demektir?
- Kuran'da insana yüklendiği ifade edilen emanet, ne demektir?
- İnsan kainat içerisinde bir kum tanesi kadarken, Allah'ın insana bu kadar kıymet vermesinin sebebi nedir? Peygamberler, kitaplar, cennet, cehennem hep bizim için varoldu...
- Ahzab Sûresi, 72 ayette; "Biz, emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik. Onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi. O cidden çok zalim, çok cahil bulunuyor." buyurulmaktadır. Bu ayette geçen emanet nedir?
- "Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik..." ayetini nasıl anlamalıyız?
- Acaba varlık kanunları dahilinde, Allah'ın iyilik vb. sıfatları kavranabilir mi?
- Emaneti yüklenen Hz. Âdem mi, bütün insanlık mı?
- Allah emaneti ehline veriniz dediği halde, neden kendisi, zalim ve cahil olan insana emaneti vermiştir?
- Ayete göre, peygamberler de mi zalim?
- Allah bizi yaratmadan önce insan olmak isteyip istemediğimizi sormuş mudur?