İlmiyle amel eden alimin imamlık yapmasının fazileti konusunda hadis var mıdır?

Tarih: 10.07.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Sorudaki şekliyle, kaynaklarda herhangi bir ifadeye rastlayamadık.

- İlmin ve ilmiyle amel eden alimin faziletini gösteren bazı rivayetler -teberrüken- aşağıda sunulmuştur:

- Ebu Umame el-Bahikî anlatıyor: Biri ibadet, biri de ilimle temayüz etmiş iki kişiden (hangisinin daha üstün olduğundan) söz edildi. Bunun üzerine Allah’ın Resulü (sav) “Alim olan kimsenin âbid / hep ibadetle meşgul olan kimseden üstünlüğü, benim sizden en aşağı mertebede bulunan birinize olan üstünlüğüm gibidir.” buyurdu ve ardından şunları ilave etti:

“Muhakkak ki insanlara hayrı öğreten kimseye, Allah rahmetini indirir; Onun melekleri, yerde ve gökte olanlar, hatta yuvasındaki karıncalar, hatta balıklar, onun için dua ederler.” (Tirmizî, İlim, 19).

- Fudayl b. İyad şöyle demiştir: “İlmiyle amel eden ve insanlara -güzel şeyler- öğreten kimse, göklerin melekûtunda ‘büyük kimse’ olarak anılır.(bk. a.g.e).

- “Kim bir ilim öğrenmek için dışarı çıkarsa, ona cennet kapısı açılır, melekler omuzlarını / kanatlarını onun için yayarlar, göklerdeki melekler, denizlerdeki balıklar onun için dua ederler. Alimin âbid olana üstünlüğü, on dördündeki ayın gökteki en küçük bir yıldıza olan üstülüğü gibidir. Alimler peygamberlerin varisleridir. Onlardan altın, gümüş değil, ilim miras almışlardır. Kim ilim alırsa, muhakkak ki o büyük bir pay almış olur…” (bk. Suyutî, el-camiu’l-kebir, h. No: 4873-şamile)

"Allah'tan faydalı ilim isteyiniz. Faydasız ilimden de Allah'a sığınınız." (Câmiüssağîr: 4702)

İlim sahibi, ilmi başkasına anlatmak için değil, riâyet (yaşamak) için bellemelidir. Çünkü ilimleri rivâyet için öğrenenler çoktur. Fakat gereğine riâyet edenler pek azdır. Çoğu var olanlar yok gibi, çoğu âlim câhil gibidir. Nice ilim sahipleri vardır ki, o ilimden üzerinde hiç bir iz yoktur. Öğrendikleriyle amel etmeyen, onu bilmeyenden farklı değildir. Zira mürsel bir hadiste Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

"Ulemânın himmeti riâyet, sefihlerin gayreti rivayet içindir." (Münâvi, Feyzu'l-kadir, VI. 356: İbn Abdilberr, Cami'. II, 6)

İlim sahibi olan, Allah’ın kendisine, ilmiyle neyin peşinde olduğunu soracağını ve ilmiyle amel edip etmemesine göre muamele edeceğini aklından çıkarmamalıdır. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

"Kıyâmet günü hiç kimse beş şeyin hesabını vermeden bir yere kıpırdayamaz. Ömrünü nerede tükettiği, gençliğini nerelerde geçirdiği, malını nereden kazanıp nerelere harcadığı, ilmiyle ne tür ameller işlediği..." (Tirmizî, Sıfatu'l-kıyâme 1 (hds.no: 2416)

Bir adam gelip Hz. Peygambere (sav) "Cehâletin aleyhime delil olmasını ne giderir?" diye sordu. Hz. Peygamber (asm) "İlimdir." buyurdu. "Peki, ilmin aleyhime delil olmasını ne önler?" diye sordu. Bu kez Hz. Peygamber, "Ameldir." buyurdu.(İbn Abdilberr, Cami', II, 11)

Ali b. Ebî Talib (ra) de ulemaya şöyle hitap etmiştir:

"Ey ilim erbâbı, öğrendiklerinizle amel ediniz. Zira gerçek âlim, bildiğiyle amel eden ve ameli ilmine uyan kişidir..."

Süfyân da şöyle der: "Eğer bildiğimle amel edersem, insanların en âlimi benim demektir. Eğer bildiğimle amel etmezsem, dünyada benden daha cahil kimse yok demektir."

Ebu'd-Derdâ ise konuya bir oran getirir ve şöyle der:

"Kim öğrendiklerinin onda biriyle amel ederse, Allah ona bilmediklerini öğrenme imkanı verir."

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun