Hz. Peygamber, Beyyine suresini daha uzun okuyanı neden susturmadı?

Tarih: 05.01.2022 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

1) Ala bin Hadrami Abese suresini okuyor. Okuduktan sonra adam Abese suresinden olmayan bazı cümlelerde okudu, bunun üzerine Resulullah, “Bu kadar yeter daha fazla okuma.” diyor. Bu son okudukların Kuran’dan değil deyip itiraz etmiyor. Bir nevi adam Kuran’dan olmayan kendi cümlelerini okuduğunda ona bir şey demiyor? (Suyutî Durrul mensur Abese suresi; kenzul ummal no: 8951)
2) Ubeyy bin Kab diyor ki: Resulullah vefat etmesine yakın beni çağırdı ve Beyyine suresindeki daha farklı ayetleri okudu, diyor. Vefat etmeden önce bunları okuttuysa ve şu an bu ayetler yoksa bu tahrif değil mi? Çünkü vefat etmesine yakın çağırıyor. Arza-i ahireden sonra çağırıyor yani. Ve Beyyine suresi 287 ayet deniyor. (İtkan 47. bölüm syf 471)
3) Şuara suresi 214. ayette “Akrabalarından en halis olanları uyar.” ifadesi var mıydı?
4) Übeyy bin Kab’a göre Fetih suresi 26’da “Eğer siz inkar edenler gibi kalplerinizde öfke ve taassup yerleştirmiş olsaydınız, o zaman mescidi haram bozulmuş olacaktı.” ilavesi vardı diyor. Hatta Zeyd bin Sabit bu ayeti günümüzdeki Kuran’da olduğu gibi okuyunca Hz. Ömer Zeyd’e kızıyor ve sonrada Übeyy bin Kab bu ilaveyle okuyor.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Ne hikmetse, soruda bir rivayete yer verilmiş ve “Bu son okudukların Kuran’dan değil deyip itiraz etmiyor. Bir nevi adam Kuran’dan olmayan kendi cümlelerini okuduğunda ona bir şey demiyor?” diye de eklenmiştir.

Halbuki bu rivayetin arkasından gelen bir rivayet daha vardır ki, orada Ali b. Hadremi’nin sureden olmayan şeyleri okumaya devam edince, “Hz. Peygamberin (asm) kendisine bağırdığı ve 'Artık dur! Sure bitmiştir.' dediği rivayet edilmiştir.

Demek Hz. Peygamber (asm) Kur'an'dan olmayan kısmına itiraz etmiş ve surenin bittiğini ihtar etmiştir.

Bununla birlikte soruda geçen haberin sahih hadis kaynaklarında yer almaması ayrıca zayıflığına bir karinedir.

Cevap 2:

Soruda verilen kaynakta söz konusu edilen bilgilere rastlayamadık. Genel olarak da İtkan’da o bilgileri bulmadık. Ancak, Hakim’den naklen şu bilgilere yer verilmiştir:

Übey b. Kab anlatıyor: Hz. Peygamber (asm) “Allah benim sana Kur'an okumamı emretti.” dedi ve Beyyine suresini okudu. Ve: (Surenin şimdiki ayetlerini okuduktan sonra) şu ilaveleri de yaptı:

“İnsanoğlu bir vadi dolusu mal istese ve ona verilse, ikinci kez tekrar ister….” (İtkan, 3/83)

Hakim bu hadisin sahih olduğunu bildirmiştir. Zehebi de onu tasdik etmiştir. Fakat Hz. Ömer bunun ayet olmadığını gösteren ifadeleri vardır. (bk. el-Müstedrek, no: 2889-2890)

Bununla beraber, bu konu değişik rivayetlerle Suyutî’nin "ed-Durru’l-Mensur" adlı tefsirinde zikredilmiştir. Orada netice itibariyle Hz. Ömer, Übey b. Kab’e sorar: “Böyle bir ayet gerçekten var mı? Onu da Mushafa yazalım mı?” dediğinde, Übey “Yazma, demem.” demekle iktifa etmiştir. Bununla kendisinin de bu ifadelerin hadis mi, Kur'an mı olduğunu bilmediği anlaşılmıştır.” (ed-Durru’l-Mensur, Beyyine suresinin tefsiri)

Kaldı ki, söz konusu ifadelerin Kur'an’ın üslubundan çok farklı olduğu işin ehli olanlarca bilinmektedir.

İlave bilgi için tıklayınız:

İnsanoğlunun iki ovası olsa bile üçüncü bir ovayı ister, sözü ayet ...

Cevap 3:

Baktığımız birçok tefsir kaynağında “En yakın akrabalarından en halis olanları uyar.” ifadesine rastlayamadık.

Yalnız Kurtubi’de, Müslim’in sahihinde “En yakın akrabalarından ve onların da en halis olanlarını uyar.” ifadesinin olduğu bildirilmiştir. (bk. Kutubi, ilgili ayetin tefsiri; Müslim, 355)

İmam Neveviye göre, bu hadisten anlaşılıyor ki, “en halis olanları” ifadesinin de ayetin bir parçası iken daha sonra nesh edilmiştir. (bk. Nevevi, Şerhu Müslim, 3/82)

Cevap 4:

İlgili haberde Hz. Ömer’in -ilave bir şeyler okuduğu için- (Zeyd b. Sabit’e değil), Übey b. Kâb’e kızdığı yazılıdır. (bk. Nesaî, 11441)

Hakim de bu hadisi zikretmiş ve “sahih” olduğunu bildirmiş, Zehebi de onu tasdik etmiştir. (bk. el-Müstedrek, 2891)

Bu bilgi sahih olduğuna göre, bu ilave cümleler daha sonra neshedilmiş demektir. 

Bediüzzaman Hazretlerinin -özetle- dediği gibi, eğer bir sarayın yüz kapısından 99’u kapalı yalnız bir tane açık olsa, o sarayın içine girilebilir. Bunun gibi iman sarayı da 99 delil kapısı açık olduğu halde, şeytan kişiyi alıp kapalı olan kapının önüne götürür ve “İşte bu saray boştur, içine girilmez.” der. Oysa 99 kapısı kapalı olsa bile, bir tek kapısı açık olsa yine de “girilmez” denilemez. Çünkü Kur'an’ın Allah’ın kelamı olduğu kesin bir delil ile de olsa ispat edildikten sonra, artık hiçbir yanlış ihtimali kalmaz. Zira bilmediği deliller kişinin kendi cehaletinden kaynaklanıyor.

Kaldı ki, bu ve benzeri konularda bu tür ilavelerin olduğu kabul edilse -bile- NESİH kapısı ardına kadar açıktır. Samimi olanlar tereddüt etmeden bu kapıdan girerler.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun