Hz. Aişe, Peygamberimize sesini kaldırmış mı?
- Böyle rivayetler var mı? Varsa sahih mi? Nasıl anlamalıyız?
1) Rivayete göre Efendimiz (a.s.m) buyurmuştur: Allahım! Ben hangi mümine küfür etsem, Kıyamet günü bunun karşılığında onu kendine yaklaştır." (Ebu Davud, 4/327; Ahmet 3/306’da geçtiği söyleniyor.)
2) Rivayete göre Hz. Ömer buyurmuştur: Biriniz cuma günü secde için yer bulamadığında kardeşinin arkasına secde etsin. (el-Musannaf, cilt 2, sahife: 114, basılmıştır: Mektebatu-r Ruşd)
3) Rivayete göre Hz. Ebu Bekir Peygamberimizin yanına gitmek için izin istedi ve Hz. Aişe’nin yüksek sesini duydu, O (Aişe) Efendimize şöyle diyordu: Vallahi ben biliyorum ki, Ali ve Fatıma sana benden ve babamdan daha sevimlidir." O bunu 2 ya 3 kere tekrarladı. Hz. Ebu Bekir odaya girip dedi: Ey falancanın kızı, bir daha Allah Rasuluna (s.a.v) sesini kaldırma". (Heysemi, Mecmeuz Zevaid, c. 9, s. 201-202. Darul Kitabul Arabi, Beyrut Lübnan, Mektebetul Qudsi, Qahire)
Değerli kardeşimiz,
Sevgili Peygamberimizin (asm) aile hayatından bir kesiti yansıtan bu haber, onun eşlerine nasıl davrandığı konusunda bir fikir verirken, aynı zamanda ağırbaşlı ve yumuşak karakterine de işaret etmektedir.
Burada, her aile içinde görülebilecek türden bir tartışma söz konusudur. Allah elçisi, genç yaştaki eşinin sitemlerini olgunlukla karşıladığı gibi, buna muttali olan babası Hz. Ebu Bekir’in, ona karşı sert davranışına da engel olmuş ve ardından da şaka yaparak aradaki soğukluğu gidermek istemiştir.
Hz. Ebu Bekir’in, o esnada kızına karşı takındığı sert tavır, hiç şüphesiz, onun Hz. Peygamber Efendimize (asm) duyduğu derin sevgi ve saygısının bir sonucudur ve Hz. Aişe’nin, Allah Resulünü üzmüş olabileceği endişesine dayanmaktadır.
Bu bilgiden sonra sorulara tek tek cevap vermeye çalışalım:
1) Konuyla ilgili rivayet şöyledir:
“Allah’ım! Ben hangi bir mümine onu üzecek ve gönlüne ağır gelecek bir söz söylemişsem, kıyamet gününde o sözü onun için sana kurbiyet eyle; (yani o sözden müteessir olduğu kadar onu sana yaklaştır)” (Buhari, Deavat, 34; Müslim, Birr, 88, 89 vd.; Darimi, Rikak, 53; İbn Hanbel, 3/390)
Bu hadis sahihtir.
Bu demek değildir ki, Peygamberimiz (asm) gerçekten insanları bu şekilde rahatsız etmiş! Bir insan olarak şayet bir defa dahi olsa birine incitici bir söz söylemişse, onun yerine bir karşılık olarak kendisine, Allah’tan bol bol sevap vermesini istemiştir. Bu da onun ne kadar ince ve şefkatle düşündüğünün göstergesidir.
2) İlgili hadis rivayeti için bk. Abdurrezzak, el-Musannef, h.no: 1556; 1557.
Bu hadisi Beyhaki de sahih bir senedle rivayet etmiştir. (bk. Beyhaki, es-Sünenu’l-kübra, h.no: 5629, 5630)
Hanefi, Şafii ve Maliki mezhebinin uleması, bu hadis rivayetine dayanarak cemaatle namaz kılarken izdiham olursa kişinin önündeki adamın sırtına secde etmesi gerekir, bu hususta ondan izin almak gerekmez, demişlerdir. (bk. V. Zuhayli, el-fıkhu’l-İslami, 2/1330)
Secdede asıl olan, namaz esnasında ayağın bastığı zemine vücudun dizler dışındaki secde yerlerinin çıplak olarak değdirilmesi ise de gerektiğinde;
- Başa sarılmış bir sarık veya başka bir başlık üzerine,
- Yerden biraz yüksek bir zemin üzerine,
- Yer darlığı sebebiyle ön safta namaz kılanın sırtına,
- Yerin sertliğinin hissedilmesine engel olmayacak derecedeki pamuk veya yün yaygının, geniş yüzeyli bir taşın üzerine de
secde yapılabilir.
Secde yapılacak zeminin sıcaklığı veya soğukluğundan korunmak amacıyla el parmakları veya bir yaygı üzerine secde edilmesinde bir sakınca bulunmamaktadır.
3) Bu hadisi Ebu Davud rivayet etmiştir. Fakat içinde Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın ismi geçmez. (bk. Ebu Davud, Edeb, 84, h.no: 4999)
Bu hadisi Ahmed b. Hanvel de rivayet etmiştir. Ancak orada yalnız “Ali senin yanında babamdan daha sevimlidir.” ifadesi vardır. (bk. İbn Hanbel, h.no: 18421)
Hafız Heysemi, bu rivayetin sahih olduğunu bildirmiştir. (bk. Mecmau’z-Zevaid, 9/ 201-202)
Hz. Aişe, Peygamber (asm) Efendimizin en çok sevdiği eşidir. Bu nazlılığından dolayı bazen Peygamberimize (asm) karşı sesini yükseltmesi mümkündür. Çünkü o, o esnada yanında sevimli olduğunu bildiği kocasıyla konuşuyor olduğunu düşünüyor.
Ayrıca “ses yüksekliği”nin farklı mertebeleri vardır. Çok hafif bir “yüksek sese” de “yüksek sesle…” denilir.
Ebu Davud’da geçen rivayette şu ifadeler de vardır:
“Hz. Ebu Bekir o kızgınlıkla kızını dövmeye kalkıştı. Fakat Hz. Peygamber (asm) engel oldu. Hz. Ebu Bekir de kızgınlıkla dışarı çıktı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (asm) Hz. Aişe’ye döndü ve ‘Bak, seni adamdan korudum.’ diye buyurdu.”
Bu son ifadesi, Efendimizin (asm), hanımından kızmadığını göstermektedir. Demek ki bize düşen de bu tür hususları duyduğumuzda, içimizden bir saygısız duyguyu taşımamak ve saygıyı elden bırakmamaktır.
Hz. Peygamber Efendimizin (asm) Hz. Aişe'ye: "Gördün ya seni babanın elinden nasıl kurtardım." demesi yerine, "Gördün ya seni adamın elinden nasıl kurtardım." diyerek şaka yapması aslında bir şaka olmakla beraber aynı zamanda "Hz. Ebu Bekir'in Allah ve Resulü için öfkelenen kamil bir erkek olduğu, hakiki mertliğin en şaşmaz ölçünün de sevdiğini Allah ve Resulü için sevmek yerdiğini de Allah ve Resulü için yermek olduğu" gerçeklerini de ifade eden bir vecizedir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Peygamberimiz cünüp olduğu halde neden sabah namazını bekledi?
- Peygamberimiz Hz. Aişe ile neden evlendi?
- Peygamberimiz çok mu zengindi yoksa fakir miydi?
- Hz. Aişe’nin faziletiyle ilgili hadis var mı?
- Peygamberimiz eşiyle örtü altındayken, yanlarına başkasının girmesine izin vermesi nasıl açıklanabilir?
- Peygamberimizin vefatından önce namazı kıldırmasını istediği sahabi kimdir?
- Hz. Ebu Bekir 500 hadisi neden yaktı?
- Ali’yi halife yapsaydınız o size mutluluğu getirecekti, sözü hadis mi?
- Müminin / Müslümanın bir günü nasıl olmalıdır? Peygamber Efendimiz'in bir günü nasıldı?
- Hz. Aişe, Peygamberimiz öldükten sonra yüzüne vurmuş mu?