Hiç hasta olmayan kulda hayır yok mu?
- Hiç hasta olmayan kulda hayır yoktur anlamında bir hadisi şerif var mı?
- Hiç hasta olmayan hiç iflas etmeyen kulda hayır yoktur. Allah sevdiği kuluna bela ve musibet verir gibi sahih hadisler nelerdir?
Değerli kardeşimiz,
İlgili rivayet şöyledir.
Adamın biri Resulullah (asm) Efendimizin yanına gelerek,
Ey Allah'ın Resulü! Malım mülküm gitti ve sağlığımı da kaybettim, dedi.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (asm) şöyle buyurdu:
"Hiç hasta olmayan bedende, hiç zarar görmeyen malda hayır yoktur. Allah (c.c) bir kulunu sevdiği zaman ona bazı sıkıntı ve musibetler verir. Sıkıntı ve musibet verdiğinde de onu sabrettirir.” (İbn Ebuddünya, Kitabü’l-maraz, 196)
Suyuti, bu rivayetin mürsel olduğuna dikkat çekerek zayıflığına işaret etmiştir. (Münavi, Feyzu’l-kadir, 6/552)
Esasen bu hadis-i şerif, hem bedenine hem de malına musibetler ve belalar gelmiş olan bir sahabiye tesellidir. Böylece benzer durumlarda olanlara da örnek olmuştur.
“Önce peygamberler, sonra onların peşinden yaşantı olarak peygambere yakın olanlar, sonra onlara yakın olanlar… Kişi dindarlığı oranında yıpratıcı imtihana uğratılır. Dininde sağlam ise imtihanı ağırlaştırılır. Dininde gevşek ise dindarlığı oranında imtihana uğratılır. İmtihan, kulun peşini bırakmaz; sonunda kul uğradığı imtihanlarla üzerinde günah kalmayıncaya kadar günahlarından temizlenmiş olur.” (Tirmizi, Zühd, 56)
“Müminin durumu gıpta ve hayranlığa değer. Çünkü her hâli kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece müminde vardır: Sevinecek olsa, şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir bela gelecek olsa, sabreder; bu da onun için hayır olur.” (Müslim, Zühd 64)
Fakat dinî olmayan musibetler, hakikat noktasında musibet değildirler.
Bunların bir kısmı Allah’ın bir ikazı ve uyarısıdır; bir kısmı günahlara kefarettir; hastalık gibi bir kısmı ise, Allah’ın bir iltifatıdır, bir temizliktir. (bk. Buhâri, Îman: 39, Müslim, Birr: 52)
Bu hadislerden anlaşılıyor ki, insanların en üstünü bela ve musibete en çok uğrayan kimselerdir.
Fakat bu “hiç sıkıntı çekmeyen bir müminde hiç hayır olmadığı” anlamına gelmez.
Nitekim İslam kaynaklarında "refah içinde yaşayıp da şükreden mi yoksa sıkıntı içinde yaşayıp da sabreden kimselerin üstün olduğu tartışılmış ve karşılaştırılmıştır." Ve İslam alimlerinin bir kısmı “şükür eden servet sahibi zenginlerin / pek sıkıntısı olmayan kimselerin; bazılarının da sabreden fakirlerin / sıkıntısı, musibeti olan kimselerin daha üstün olduğunu" belirtmişlerdir. (bk. Gazali, İhyau ulumiddin, Beyrut, ts, 3/264-266)
Bununla beraber, her insan hayatı boyunca az veya çok sıkıntı çeker, hastalanır veya rahatsız olur; her mülk ve servet sahibinin de az veya çok zarar ettiği, kaybettiği veya en azından değer kaybına uğradığı durum olur.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Bela ve musibete uğramayan insanlar, uğrayanlara göre daha mı şanssızdır?
- Bela ve musibet, inancın büyüklüğü ölçüsünde mi uğrar?
- İnsanların bu dünyada başına gelen musibetlerin nedenleri nelerdir?
- Başımıza gelen hastalık ve musibetlere sabretmek için neler tavsiye edersiniz?
- Musibetlere maruz kalan insanlara nasıl teselli verebiliriz?
- Bela ve musibet kelimeleri arasındaki fark nedir?
- Her şeyde herkes için gerçekten nasıl hayır olabiliyor?
- "...Eğer kendisine bir hayır dokunursa gönlü onunla hoş olur. Şayet başına bir kötülük gelirse gerisin geri (küfre) dönüverir..." (Hac, 22/11) Ayeti açıklar mısınız?
- Hadis-i şeriflere göre Müslümana bela ve musibetlerin gelmesi ve uğursuzluk sebebi nedir?
- Yorgunluk, tasa, keder günahlara kefaret olur mu?