Hayatta olduğum sürece oturmak kaydıyla evimi vakfetsem geçerli mi?
- Oturduğum evi, eşim ve ben hayatta olduğum sürece oturmak kaydıyla bir vakfa vakfetmem geçerli olur mu?
- Geçerli olmazsa, geçerli olması için nasıl bir yol izlemeliyim?
Değerli kardeşimiz,
Hanefî, Şafi ve Hanbelî mezhebindeki tercih edilen görüşe göre, vakıf işleminin herhangi bir şarta bağlı olmaması ve gelecekte herhangi bir zamana izafe edilmemek üzere derhal gerçekleşmiş olması şarttır. Çünkü vakıf, mülkiyetin derhal intikalini gerektiren bir akittir.
Bundan dolayı vakfın herhangi bir şarta bağlanması caiz değildir. Örneğin; "Gelecek senenin şu ayından itibaren evimi vakfettim.” demekle vakıf kurulmuş olmaz.
Bu durumun istisnası ölüme bağlı tasarrufla yapılan vakıflardır. Bu tür vakıflar cumhur ulema tarafından geçerli kabul edilmiştir.
Fakat bu şekilde yapılan vakıf, vasiyet hükümlerine tabidir. Vasiyet hükümlerine göre ise varisleri bulunan kimsenin vefatından sonra geçerli olmak üzere yapmış olduğu vakıf, bıraktığı mirasın üçte biriyle sınırlıdır. Fazlası varislerin iznine bağlıdır. Bu izin de vakfeden kimsenin vefatından sonra verilmelidir.
Sonuç olarak vakfeden kişinin başka mirasçısı yoksa, vefatına bağlı olarak yapmış olduğu vakıf mutlak olarak geçerlidir. Mirasçıları var ve vakfedilen mal mirasın üçte birinden fazla ise mirasçıların izin ve onayına bağlıdır.
Ancak Hanefî mezhebi hukukçularından İmam Ebu Yusuf, “vakfedenin, vakfettiği maldan yararlanabileceğini” ifade eder. Ebu Yusuf’un, toplumun isteklerine daha uygun düşen bu görüşü; vakfeden kimsenin gerek mütevelliliğini ve gerekse ömrü boyunca vakfettiği mallardan yararlanma imkânını, kendi lehine muhafaza edebilme yönündedir.(1)
Rivayetlerde Hz. Peygamber (asm) Efendimizin kendi sadakasından yediği nakledilmektedir.
Buradaki sadakadan kasıt vakıftır. Vakfedenin kendisinin yemesini şart koşmaması hâlinde o vakıftan yiyemeyeceğinde ittifak olduğuna göre, Hz. Peygamber (asm) Efendimiz kendi vakfından faydalanmayı şart koşmuş olmalıdır. Hz. Peygamber’in bu şartı koşması da vakf ale’n-nefsin sıhhatine bir delil teşkil ettiği söylenebilir.(2)
Hz. Peygamber (asm) bir başka rivayette bedene sahibine hayvanın sırtına binmesine izin vermiştir.(3)
Bu da kurbet kastı ile bağışlanan bir maldan yine bağışlayan kişinin yararlanabildiğini göstermektedir.
Vakfedenin vakfından faydalanması da bunun gibidir.(4)
Sahabeden Hz. Ömer (r.a.) başta olmak üzere birçok kimsenin vakfettiği evde kendisinin ölene kadar ya da belli bir müddet oturduğu, Hz. Osman’ın vakfettiği kuyudan kendisinin de faydalandığı(5) yine Hz. Osman’ın mescidin genişletilmesi için bir yer satın alarak vakfettiği ve içinde kendisinin de namaz kıldığı nakledilmektedir.(6)
Bu nakillerin hepsi de kişinin kendi vakfından bir şekilde faydalanmasının mümkün olduğunu gösterir.
Bu nedenle vakfedenin tamamen ya da kısmen vakfından yararlanması caizdir.(7)
Bu ve benzeri delillerden yola çıkarak vakfedenin vakfından yararlanmasının mümkün olduğu, vakfın sıhhatine engel teşkil etmeyeceği bazı müçtehitler tarafından savunulmuştur.(8)
Şeriatla yönetilen Osmanlı Devleti’nde de Ebû Yusuf ’a ait görüş fetvaya esas kabul edilmiştir. Nitekim Menteşizade Abdurrahim Efendi tarafından kaleme alınan fetva bu durumu net olarak gösterir:
“Zeyd şu kadar bin kuruşunu vakf-ı lazım ile vakfettikte gallesini evlâdına şart edip, evlat inkırazından sonra cihet-i müebbede beyân etmese vakf-ı mezbûr sahih olur mu? El-Cevab: Olur. Ba’de inkırâzi’l-evlâd fukarâya sarf olunur.”(9)
Demek ki, bu fetva ile amel edilerek, kişi kendisi ve eşi hayatta olduğu sürece oturmak üzere evinin vakfedebilir ve ikisi de vefat edince ev tamamen vakfa geçmiş olur, varislerin de izni ve rızası gerekmez.
Dipnotlar:
1) bk. Uluç Y., “Vakıflar Hukuku ve Mevzuat” PYS Vakıf Sistem Matbaa Müdürlüğü. Ankara, 2008, s. 43.
2) el-Merginânî, el-Hidâye, 3/18; İbn Kudâme, el-Muğnî, 8/194.
3) Ebû Dâvûd, Menasik, 17.
4) eş-Şirbinî, Muğni'l-muhtâc, 2/489-490.
5) Buhârî, Müsâkât, 1, 74; Tirmizî, Menâkıb, 57.
6) Nesâî, Sünen, 6/235.
7) Hassâf, Ahkâmü’l-evkâf, s. 1-6; eş-Şirbinî, Muğni'l-muhtâc, 2/489-490.
8) Kaynaklar, deliller ve görüşler için bk. Münir Yaşar Kaya, İslâm Hukukunda Ve Osmanlı Tatbikatında Aile Vakıfları (Doktora Tezi), Bursa – 2017, s. 238 ve devamı.
9) Menteşizade, Abdurrahim Efendi, Fetevâ-yı Abdürrahîm, Dâru’t-tıbâati’l-Âmire, Konstantiniyye, 1/400.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- VAKIF AKAR
- VAKIF AKAR
- VAKIF
- VAKIF
- Vakıftan dönmek: Bir kimse, "Bundan sonra kazancım ya da şu dükkanımın geliri vakıf olsun." derse ve daha sonra bundan vazgeçse, bu şekilde vakfından vazgeçebilir mi?
- MÜTEVELLİ
- MÜTEVELLİ HEYETİ
- Vakıf ne demektir; vakfedilen malın tasarrufu kimin yetkisindedir? Dershane olarak kullanılması için vakfedilen bir daire satılıp, yine dersane için başka bir daire alınabilir mi?
- Ayeti bir yerde kesip veya istediğimi iki kez okuyabilir miyim?
- VAKFEDILECEK MALDA ARANAN ŞARTLAR