Haram aylarda savaş yasağı şimdi devam ediyor mu?

Tarih: 12.04.2023 - 15:57 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Âlimlerin (mezheplerin, müctehidlerin) çoğuna göre yasak hükmü, vahiy ile Peygamberimiz (asm) tarafından sonradan kaldırılmıştır (mensuh). Kaldırılmadı diyenler de savunma savaşı ile daha önce başlamış olup devam eden savaşı caiz görmüşlerdir.

Bu kısa bilgiden sonra detaya gelince:

Haram aylar bilinen aylar, zilkade, zilhicce, muharrem ve receb aylardır.

Söz konusu dört ayın bu şekilde adlandırılması, bu aylarda savaşın haram kılınması, işlenen sevap veya günahlara başka zamanlarda yapılanlardan daha fazla mükâfat veya ceza verilmesi, böylece yılın diğer aylarından farklı bir önem ve saygınlığa sahip bulunmaları sebebiyledir.(1)

Haram aylarla ilgili hükümler Hz. İbrahim (as) tarafından konulmakla birlikte, hac ibadetinde olduğu gibi zamanla temel amacından uzaklaştırılmış, ancak İslamiyet’in gelmesiyle yeniden aslî hüviyetine kavuşturulmuştur. Resul-i Ekrem (asm) Efendimiz, kendisine karşı savaş açılmadığı sürece haram aylarda savaşa girişmemiş, bir sefere çıktıktan sonra haram aya girildiğinde de ayın geçmesini beklemiştir.(2)

Kuran-ı Kerim’de haram ayda savaşmanın büyük günah olduğu hükme bağlanırken, insanları Allah yolundan çevirmenin, Allah’ı inkâr etmenin, Mescid-i Haram’ın ziyaretine engel olmanın ve halkını oradan çıkarmanın Allah katında daha büyük günah olduğu da belirtilmiştir.(3)

Bu ayetten, haram aylarda kendilerine karşı girişilen bir savaşa Müslümanların karşılık verebilecekleri anlaşıldığı gibi bir başka ayette de haram aylardaki saldırmazlığın karşılıklı olduğu, Müslümanların saldırıya uğradıkları takdirde aynı şekilde hareket edebilecekleri bildirilmiştir.(4)

Nitekim Müslümanlar, kendilerine yönelik saldırılara haram ayda bile olsa karşılık vermişlerdir.

İslam hukukçuları, haram aylarda savaş yasağının devam edip etmediği konusunu tartışmışlardır.

Ata b. Ebu Rebah ve bazı Selef âlimleri bu hükmün devam ettiğini söylerler.

Ulemanın çoğunluğu ise bu hükmün neshedildiğini, dolayısıyla kendilerine yönelik herhangi bir saldırı olmasa bile Müslümanların bu aylarda savaşabileceklerini ileri sürmüşlerdir.

Bu âlimler görüşlerine delil olarak; müşriklerin bulundukları yerde öldürülmelerine(5), Müslümanlara karşı yaptıkları gibi onlarla topyekün savaşılmasına(6) dair ayetleri; ayrıca, Hz. Peygamber (asm) Efendimizin Huneyn ve Taif’te olduğu gibi bazı savaşları haram aylarda yapmasını göstermişlerdir.

Diğer görüşü savunanlar, Harem’in saygınlığıyla ilgili hüküm gibi haram aylarla ilgili hükmün de devam ettiğini, yukarıdaki ayetlerin nüzulünden sonra gerçekleşen Veda haccı sırasında Resûlullah’ın gerek Harem gerekse haram aylarla ilgili hurmeti dile getirdiğini(7), Resûl-i Ekrem’in (asm) bu aylarda vuku bulan bazı savaşlarının ise esasen müşriklerin saldırı ve tehditlerine karşılık veya bu aylardan önce başlamış bulunan bir savaşın devamı niteliğinde olduğunu belirtmişlerdir.

Ayrıca haram aylara dair ayetlerin, saldırı ve tehdit olmadıkça savaşın belli zamanlarda yapılmamasıyla ilgili hususi bir hüküm getirdiğini, bunları neshettiği ileri sürülen ve bütün müşriklerle her yerde savaşılması konusunda umum ifade eden ayetlerle aralarında bir çatışma söz konusu olmadığından nesih iddiasına da yer bulunmadığını söylemişlerdir.(8)

Çoğunluğun delil olarak ileri sürdüğü ayetlerin, Arap yarımadası müşriklerinin kendilerine yönelik topyekün tecavüz ve saldırıları karşısında Müslümanların takip etmesi gereken stratejiyi belirlediğini ve İslam’da savaşın esasen gayri müslimlerin fiilî saldırıları veya muhtemel bir tehdit sebebiyle meşru kılındığını da belirtmek gerekir.

Ayrıca haram aylarda savaşla ilgili hükmün neshedildiğini ileri sürenlerin birçoğu, genel anlamda Allah’ın emir ve yasaklarına uyma konusunda bu ayların saygınlığının devam ettiğini, bazı âlimler bu aylarda vuku bulan öldürme suçunun diyetinin arttırılacağını ifade etmişlerdir. Bu konuyu ele alan çağdaş araştırmacıların büyük kısmı da haram aylarla ilgili hükmün neshedilmediği görüşünü benimsemiştir.(9)

Milletlerarası ilişkilerde barışı esas alan İslam dini yeryüzünde her türlü haksızlık, bozgunculuk ve tahakkümü yasaklamıştır.(10)

Bununla birlikte insanın benliğinde taşıdığı menfi eğilimler sebebiyle savaşın bir vakıa olduğunu kabul etmiş(11) ve savaşla ilgili hükümler koyarak tahribatını sınırlamaya çalışmıştır.

Haram aylar kavramının, ancak bütün tarafların kabulü ve saygı göstermesiyle uygulamada faydalı sonuçlar doğuracağı şüphesizdir. Bu kavramın ortaya çıkışı ve uygulanışıyla ilgili tarihî ve dinî şartlar ne olursa olsun, ihmal edilen birtakım insanî değerlerin yaşatılması ve bu konuda kamuoyu oluşturulması için belli günlerin ayrılmasına önem verilen zamanımızda, yılın üçte birini meydana getiren bir süreyi, insanların savaş karşıtı düşünce ve duygular içinde yaşamasının yeryüzünde barışın tahakkukuna sağlayacağı katkı büyüktür.(12)

Dipnotlar:

1) Cessas, Aḥkamü’l-Ḳuran, 2/110-111.
2) Müsned, 3/334, 345; Heysemî, 6/66.
3) Bakara 2/217.
4) Bakara 2/194.
5) Bakara 2/191; Tevbe 9/5.
6) Tevbe 9/36.
7) Buhârî, Ḥudûd, 9.
8) Cessas, II, 110-111; İbnü’l-Cevzî, Nasiḫu’l-Ḳuran, s. 223, 233-235; Ebû Bekir İbnü’l-Arabî, Aḥkâmü’l-Ḳuran, I, 147; İbn Kesîr, el-Kâmil, II, 4, 353-356.
9) Muhammed el-Hudarî, Uṣûlü’l-fıḳh, s. 252; Muhammed Hamza, Dirâsâtü’l-aḥkâm, s. 153-156; Ali Hasan el-Arîz, s. Fetḥu’l-mennân, 280-282; Muhammed Hayr Heykel, el-Cihâd ve’l-ḳıtâl fi’s-siyâseti’ş-şerʿiyye, III, 1522-1525.
10) Bakara 2/205; Kasas 28/83.
11) Bakara 2/30, 251.
12) bk. TDV İslam Ansiklopedisi, Haram Aylar md.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun