Hakikat gerçekçilik midir yoksa doğruluk mu; hem gramer olarak hem de mana olarak açıklar mısınız?

Tarih: 24.03.2007 - 09:41 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hakikat: Gerçek. Kesin olarak sabit olan şey. Mecaz olmayan. Öz, içyüz, asıl. Mahiyetin haricî âlemde kendini göstermesi.

Bilindiği gibi hak, “inkârı caiz olmayan gerçek” mânâsına geliyor.

Eşyanın varlığı haktır. Güneşin cazibesi, yerin çekimi, radyoaktif dalgalar da haktır.

Seyyid Şerif Cürcani’nin Tarifat adlı kitabında şöyle denilir:

“O nedir?" sorusunun cevabı olan özellik, makûl olması bakımından mahiyet, hariçte sübutu bakımından hakikat, başkalarından farklılığı bakımından ise hüviyet diye adlandırılır.

Hakikat, edebiyatta, mecaz olmayan mânâsına gelir. Yani, bir kelimeyle, mecazî bir mânâ kast edilmeyip o kelime kendi öz mânâsında kullanılıyorsa, buna hakikat denilir. Mesela, aslan kelimesi “yiğit kişi” anlamında mecazen kullanılır. Ama “Ormanda bir aslan gördüm.” dediğimizde bu kelimeyi hakikat olarak kulanmış oluruz.

Hakikat, eşyanın yahut hâdiselerin içyüzü mânâsında da kullanılır. Hastalık bir hâdisedir. Onun suretini hastanın perişan halinde görür gibi oluruz. Mahiyeti, sıhhatin bozulmasıyla ortaya çıkan arızalı hayattır. Hakikati, yani içyüzü ise, insanlar için bir imtihan aracı olması, sabredenlerin derecelerini artırması ve günahlara kefaret olmasıdır.

Kur’an-ı Kerim, hakikatler âleminin güneşidir. O güneşin ışığıyla bakılınca, her şey gerçekte olduğu gibi görünür. Onun ışığıyla bakılmazsa, her şey karanlıklar içinde kalır.

“Allah iman edenlerin velisidir. Onları karanlıklardan nura çıkarır.” (Bakara, 2/257)

ayeti, bir yönüyle “gerçeğe ulaştırır” mânâsını da ifade eder.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun