Hac sûresinde, özellikle neden "develerle hacca gidin" deniyor. Allah ulaşım araçlarının icat edileceğini bilmiyor muydu?

Tarih: 12.06.2011 - 09:04 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetin meali şöyledir:

”Biz vaktiyle İbrâhim’e Beytullahın yerini belirlediğimiz zaman (şöyle demiştik): Sakın Bana hiç bir şeyi ortak koşma ve Ben’im Mâbedimi tavaf ederken, kıyamda, rükûda veya secdede olarak ibadet edenler için tertemiz tut! Hem bütün insanları hacca dâvet et ki gerek yaya, gerek uzak yollardan gelen yorgun argın develer üzerinde sana gelsinler. Gelsinler de bunun kendilerine sağlayacağı çeşitli faydaları görsünler ve Allah’ın kendilerine rızk olarak verdiği kurbanlık hayvanları, belirli günlerde Allah’ın adını anarak kurban etsinler. Siz de onların etinden hem kendiniz yiyin, hem de yoksula ve fakire yedirin.” (Hac, 22/26-28).

Görüldüğü üzere, bu ayetlerde,  yaklaşık üç-dört bin yıl önce Hz. İbrahim (as)’e verilen bir emir söz konusudur. O dönemde en yaygın olan binit develer olduğu için, ona vurgu yapılmıştır.

Ayette develerin yanında yayalara da yer verilmiştir. Çünkü  bazı kimselerin devesi olmayabilir veya deveye binmeye ihtiyaç duymayacak kadar Kâbe’ye yakın olabilir. O günkü şartların göz önünde bulundurlarak yapılan bu çağrıya itiraz edenlerin hikmetten zerre kadar anladıkları yoktur.

O devirde gemi de vardır; ondan da söz edilmemiştir. Hz. Nuh’tan beri insanlık camiasında bilinen gemilerden söz edilmemesi, “Gemilere de binip hac ziyaretinizi yapın.” denilmemiş olmasını, -haşa- Allah’ın gemilerden haberdar olmadığını hangi deli söyleyebilir? Halbuki Kur’an’da defalarca gemiden bahsedilmiş ve Allah’ın kudret mucizelerinden biri olup, insanlara hediye edilen bir nimet olduğuna defalarca vurgu yapılmıştır. Haccla ilgili ondan söz edilmemesi, -varlığından habersiz olunduğu için değil- onun yaygın bir ulaşım vasıtası olmamasından kaynaklanmaktadır.

Daha elli-yüz yıl öncesine kadar varlığı söz konusu olmayan, özellikle İslam aleminde yaygın bir ulaşım vasıtası olarak kullanılması elli yıldan da az olan bugünkü ulaşım vasıtalarından nasıl söz edilebilirdi? İnsan gerçekten merak ediyor!.. Bırakın Hz. İbrahim (as) devrinde, Hz. Muhammed (asm) devrinden itibaren yaklaşık on dört asır boyunca taksi, otopüs, uçak gibi ulaşım vasıtalarından eser yokken, “Uçağa binerek hac yapınız.", "Klimalı arabalarla haccınızı yapın!..” denseydi, bunun hikmetle bir alakası olur muydu? Allah’ın bu emrine muhatap olan insanlar, bunun ne demek olduğunu anlayabilirler miydi? Yok olan/var olmayan bir vasıtaya binmeye insanlara davet yapılsaydı; hayal mahsulü bir demagoji olmaz mıydı?

Türkiye ve diğer İslam ülkeleri daha elli yıl öncesine kadar, -bazen yaya, bazen deve üzerinde- bir yıllık veya altı aylık yolculuk yaparak hac ziyaretini yaptıkları hepimizin malumudur. Var olan gemi ve trenlerden bile çok az kimse istifade edebilirdi. Bu realite ortada iken, üç bin yıllık bir realiteyi göz ardı ederek, birkaç yıllık son realiteyi göz önünde bulundurmadığı için Kur’an’ın üslubuna itiraz eden yerden göğe haksızdır; bu itirazı yapan kimse, kendi vicdanına sorsa o da -akıl, gönül ve iz’anına- aynı gerçeği seslendirecektir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

kovan1

Nahl Suresi 8. ayet "Hem binmeniz, hem de zinet olsun diye atlar, katırlar, merkepler yarattı. Hem sizin bilemeyeceğiniz daha neler neler yaratacak!"
bu ayet yeterince açık değil mi?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun