Gayri müslimler, ne gibi kötülükler yaptıktan sonra savaşılması gerekilen kafirler hükmüne girerler?

Tarih: 26.10.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Ferdi olarak ne yaparsa yapsın, bir kâfire karşı kimse savaş açamaz. Savaş kararını almak devlete aittir. Bu sebeple, devlet dışarıdan gelen bir tehlikeyi sezip de savaş açarsa, fertlerinde bu savaşta görev almaları gerekli olur. Yoksa, fertler olarak, özellikle aynı vatanı baylaştıkları bir gayri müslime, ne yaparsa yapsın, kendi başlarına bir savaş açamazlar, maddi bir mücadelenin içine girmezler. Çünkü, fertlerin kendi başlarına yapacakları işlerin zararı yararından daha fazla olur. Şeytan ve nefisten gelen menfi telkinlerle, takım tutma gibi olumsuz bir tavır sergileyebilir, kaş yaparken göz çıkarabilirler.

Şüphesiz kâfir bir adam da, yanlışları olan Müslüman bir adam gibi irşat edilmeye hakkı vardır. Bunun yolu ise, Kur'an ve Sünnette belirtilmiş.

Bunu veciz bir şekilde özetleyen şu meşhur hadis-i şeriftir:

"Sizden bir kimse, münkeri / kötülüğü gördüğü zaman, onun eliyle defetsin. Buna güçü yetmezse diliyle onu defetmeye çalışsın. Buna da gücü yetmezse kalbiyle ona/o çirkin işe buğz etsin. İmanın en zayıf mertebesi budur." (Müslim, İman, 78).

Dikkat edilirse, hadiste belli bir sıra takip edilmiş, insanların gücüne göre görev verilmiştir. Her asırda özellikle, havaî anarşinin, nefsanî garazların, şeytanî planların gücünü gösterdiği bu asırda hadisteki bu sıralamaya çok daha dikkat edilmesi gerekir.

Buna göre bir kötülüğü defetmek için;

- Maddi güç kullanmak, maddi bir mücadele içerisine girmek sadece devletin işidir.

- Dil ile nasihat etmek, âlimlerin, bilenlerin işidir.

- Kalp ile buğz etmek öncelikle ilk iki guruba girmeyenlerin görevi olmakla beraber, deyim yerindeyse herkesin işidir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun