Eskiyen kıyafetleri temizlik bezi olarak kullanmak doğru değil mi?

Tarih: 05.05.2023 - 20:02 | Güncelleme:

Soru Detayı

"Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri Marifetname adlı eserinde, kıyafetlerin temizlik bezi olarak kullanılmasının fakirlik alameti olduğunu yazmaktadır. Bedeninize layık görüp giyindiğiniz kıyafetleri, bir süre sonra temizlik bezi olarak kullanmanız enerjinizi kirli yerlere dağıtmanıza neden olur. Bu sebeple kıyafetlerinizi asla temizlik bezi olarak kullanmayın!"
- Buna bir açıklık getirmenizi isterim. Sosyal medyada böyle bir paylaşım dolanıyor. Bizler iktisad olarak eskimiş kıyafetlerimizi temizlikte kullanıyoruz. Eskiyen kıyafetleri temizlik bezi olarak kullanmak doğru değil midir?
- Bu meselenin doğruluğu var mıdır? Yoksa da batıl mıdır? Ne yapmalıyız? Meselenin hallini isterim…

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Eskimiş elbiselerimizi temizlik bezi olarak kullanmanın dini açıdan bir sakıncası yoktur. Ancak, bizim bir parçamız gibi olmuş bizimle bütünleşmiş ve mahremiyetimize girmiş bir şeyi, yer bezi olarak kullanmanın, ona vefa açısından uygun olmayacağı söylenebilir.

Eskiyen elbiselerin temizlik bezi olarak kullanılması birkaç şekilde mütalaa edilebilir:

Birincisi: Soruda denildiği gibi, insanın giydiği elbisenin kirli bir enerjiye bulaştığı nazara alınarak, bunun temizlik işlerinde kullanmakla her tarafı kirletmemek gerekir. Bilimsel olarak kanıtını bulmak zor olsa da böyle bir ihtimalin göz ardı edilmemesi ihtiyatlı bir davranış olur.

İkincisi: Allah’ın bir nimeti olan o elbiselerin biraz eskimiş olmasıyla onları değersiz görmek, bir bez parçası şeklinde daha önceki zamanlarda kullandığı o nimetlerin hatırını hiçe saymak gibi bir durum içine girmek söz konusu olabilir.

Üçüncüsü: Allah’ın nimetlerini hafife almak söz konusu olabilir. İslam’da abdest gibi bir ibadet için de olsa, akarsu veya deniz gibi tükenmez bir kaynaktan da abdest alırken suyun israf edilmemesi talimatı vardır. Bu husus, suyun maddi cihetine değil, onun nimet cihetine bakar. Allah’ın nimetine karşı saygılı olmayı öğretir. Nimete karşı ihtiyacını hissetmek bir manevi şükürdür. Onu israf etmek ise bir israftır, çirkin bir nankörlüktür. Üstad Bediüzzaman’ın ifadesiyle:

“Halık-ı Rahîm, nev'-i beşere verdiği nimetlerin mukabilinde şükür istiyor. İsraf ise şükre zıddır, nimete karşı hasaretli bir istihfaftır. İktisad ise, nimete karşı ticaretli bir ihtiramdır.” (Lem'alar, On Dokuzuncu Lem'a, s. 139)

Dördüncüsü: Vefasızlık olabilir.

Allah’ın kendisine hizmet etmesi için verdiği alet ve edevatı kullandıktan sonra hiç onlarla tanışmamışlar gibi, yabancılık göstermek, onları tanımazlıktan gelmek doğru olmayan bir davranıştır. Nitekim Bediüzzaman Hazretlerinin insanlara karşı olduğu kadar eşyaya karşı da vefa borcunu asla unutmadığı bilinmektedir.

Mesela: Bir gün çay kaşığı kırılmış, tamir edilememişti. Yeni bir çay kaşığı alan talebesine “Kardeşim, sen biliyor musun? O kaşık benim kırk yıllık arkadaşımdı. Ben kaşığımı isterim, tamir ettir, getir.” diyerek çay kaşığını hemen tamir ettirir.

Bir başka gün de tahta olan yemek kaşığı kırılır, işe yaramayacağı düşünülerek çöpe atılır. Üstad Bediüzzaman bunu öğrenince kaşığı çöpe atan talebesine kızarak “Bunu nasıl yaptın? Beni otuz yıllık arkadaşımdan nasıl ayırdın? O benim için çok kıymetlidir, derhal bul, getir.” der. Ve tahta kaşık çöpten çıkartılıp, temizlenip sapı tamir edilerek hizmetine devam eder...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun