Dünyaya Ebû Zer’den daha sâdık kimse gelmedi, sözü hadis mi?
- Eğer hadis ise, bu ifade Ebu Zer'in insanlik üzere herkesden daha sadik oldugunu mu ifade ediyor?
Değerli kardeşimiz,
Hz. Peygamber (asm) Efendimiz, Hz. Ebu Zer hakkında,
“Gökkubbenin altında ve yeryüzünün üstünde Ebû Zer’den daha doğru sözlü kimse yoktur.” demiştir (Tirmizî, Menâkıb, 35; İbn Mâce, Mukaddime, 11)
Tirmizî, bu hadis hasendir demiştir. (bk. Menâkıb, 35)
Başka bir hadis de şöyledir:
“Lehçe sahibi olarak, Meryem oğlu İsa’nın benzeri, Ebû Zerr’den daha doğru ve daha vefalı birini ne gök kubbesi altında barındırmış ne de yeryüzü sırtında taşımıştır.”
Ömer b. Hattâb, imrenen bir kişi edasıyla: “Ey Allah’ın Rasûlü! Onu bu şekilde tanıyor musun?” deyince, Rasûlullah (asm):
“Evet” dedi ve: “Siz de onu öylece tanıyın.” buyurdu. (Tirmizî, Menakıb, 35)
Tirmizî, bu hadis bu şekliyle hasen gariptir, demiş şu ilavede bulunmuştur:
Bazıları bu hadisi rivayet ederek şöyle diyor: “Ebû Zerr yeryüzünde Meryem oğlu İsa’nın zahidliği gibi yaşayıp gitmiştir.” (Tirmizi, Menakıb, 35)
Bu hadisler, Hz. Ebû Zer‘in doğru ve hakkı söylemek ile lehçesinin düzgünlüğünü ve güzel konuşma kabiliyetini ifade ediyor.
Ebu Zer, Müslüman olduğu günden itibaren doğru sözlülüğü, gerçekçiliği, üstün cesareti ve faziletleri ile dikkat çekicidir.
İlk bedevî Müslüman diye bilinen Ebû Zerr’in dördüncü veya beşinci kişi olarak İslâmiyet’i kabul ettiği rivayet edilir.
Kâbe’nin yanına giderek Müslümanlığını ilân eden Ebû Zer müşrikler tarafından kıyasıya dövüldü; ancak Abbas b. Abdülmuttalib’in araya girmesiyle ölümden kurtuldu.
Ertesi gün yine aynı yerde Müslüman olduğunu söyleyip dövülünce Hz. Peygamber (asm) onu, kabilesinin halkını İslâmiyet’e davet etmek üzere geri gönderdi ve çağrılmadıkça Mekke’ye gelmemesini istedi.
Ebû Zer aldığı emri aynen uyguladı ve gayretleri sayesinde kabile halkının yarısı İslâmiyet’i kabul etti. Bu dönemde onun Kureyş kervanlarına baskınlar düzenlediği, bunlardan kelime-i şehâdet getirenlere mallarını geri verdiği, ele geçirdiği ganimetleri kabilesinden sadece Müslüman olanlara dağıttığı rivayet edilmektedir (İbn Sa‘d, Tabakat, IV, 222, 224)
Hadiste geçen "Ebû Zer’den daha doğru sözlü kimse yoktur.” cümlesinin yorumu hakkında Sindi şöyle söyler:
Bundan maksad, Hz. Peygamber (asm) dahil, Ebu Zer’in doğrulukta herkesten üstün olduğunu ifade etmek değildir. Çünkü peygamberlerin doğruluğunun üstünlüğünde şüphe yoktur. Bu herkesçe malum bir şeydir.
O halde bu ifadeden maksat, Ebu Zer'in son derece doğru olduğunu, bu hususta zirveye çıktığını ve bu sebeple doğruluk alanında peygamberler müstesna, kimsenin onu geçmediğini belirtmektir.
Bazıları da şöyle yorum yapmışlardır:
Ebu Zer, daima apaçık, kesin ve dosdoğru konuşur. Yuvarlak laf, lastikli söz, tevriye, vaziyeti idare etmek ve benzeri tarzlarda konuşmazdı. Hakkı, gerçeği ve doğruyu kesin ve açıkça söylerdi. (bk. Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 1/262)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Hadis'e göre sema neden yeşil?
- Tekebbür, çalım satma ve gösteriş için giyinmek caiz mi?
- Allah, Zatı ile birinci kata iniyor, diyen ehl-i sünnet alimleri var mı?
- Ebu Zerr El-Gıfari Hazretlerinin hayatını anlatır mısınız?
- Allah’ın sözü zincirin sesine benzer ne demek?
- Ebû Zer el-Gıfârî (r.a.)
- Yedi kat göklerden, Arş ve Kürsi’den bahseden hadisi nasıl anlamalıyız?
- Ebu Zer el-Gıfarî Hazretleri niçin Rebeze çölüne sürgüne gönderilmiştir?..
- Bakara suresinin 6. ayeti bütün inkarcıları kapsamıyor mu?
- Allah alet ve vasıta olmaksızın her şeyi işitir ve görür, ne demektir?