Diş teli, diş dolgusu, kaplama ve protez dişler gusle engel olur mu?
- Cünüpken diş doldurtmak caiz midir, gusle engel olur mu?
- Gusül veya abdest sırasında protez / takma dişleri çıkarmak gerekir mi?
Değerli kardeşimiz,
Ağız ve Diş Sağlığı:
Diş ve ağız sağlığının önemi her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Ağız sağlığı vücut sağlığı demektir. Vücut sağlığına dikkat etmek gerektiği gibi, diş sağlığına da önem vermek gerekir. Nitekim Peygamberimiz (asm)
"Ümmetime zor gelmeyeceğini bilseydim, her namazdan önce misvâk kullanmalarını emrederdim." (Buhârî, Cuma, 8),
"Misvâk ağzı temizler, Rabbı râzı eder." (Buhârî, Savm, 27)
"(Misvak) Peygamberlerin sünnetlerindendir." (Tirmizî, Nikâh, 1),
"Cibril misvâk üzerinde o kadar çok durdu ki farz olacak diye korktum." (Ahmed, V / 263)
hadisleriyle Peygamberimiz (s.a.v) misvâk kullanılmasını teşvik etmiştir. Bununla amaç, dişlerin temizliğini ve ağız sağlığını korumaktır.
Diş kaplama, özellikle takma, doldurma ve protez gibi olaylar, ağız sağlığını temin hususunda başvurulan ve son asırda ortaya çıkan çarelerdir. Yapılan bu işlemler tedavi amaçlı ve zaruridir.
Hz. Peygamber (asm) hastalıkların tedavisini emretmiş, hastalandığı zaman kendisi de günün şart ve imkanları ölçüsünde, ilaçlar kullanmış ve tedavi görmüştür. Konuyla ilgili hadislerden ikisi şöyledir:
"Ey Allah'ın kulları! Tedâvi olun, çünkü Allah, yarattığı her hastalık için mutlaka bir şifâ veya devâ yaratmıştır. Ancak bir dert müstesnâ; o da ihtiyarlıktır." (Tirmizî, Tıb 2; Ebû Dâvud, Tıb 1; İbn Mâce, Tıb 1; Ahmed bin Hanbel, III/156)
"Her derdin bir devâsı vardır. Onun için, derdin devâsı bulunduğu zaman o dert iyi olur." (Buhârî, Tıb 1; Müslim, Selâm 69, Fedâil 92; Ebû Dâvud, Tıb 1).
Diş Tedavisi ve Gusül:
Gusül abdestiniz geçerlidir ve şimdiye kadar aldıklarınızın hiçbir mahzuru yoktur.
Hanefî mezhebine göre ağız ve burnun içi vücudun dış kısmından sayılmaktadır. Bundan dolayı farz olan gusül esnasında ağız ve burna su verip iç kısmını ıslatmak gerekir. Diş dolgusunun ve kaplatmanın gusle engel olduğunu söyleyen kimseler bu esastan hareketle, dişine kaplama ve dolgu yaptıranların gusüllerinin sahih olmadığı kanaatini taşımaktadırlar.
Bilindiği gibi, diş çürüyünce ve içi oyulunca, ya çekilip protez yapılmakta veya oyuk kısım doldurulmaktadır. Protez esnasındaki yandaki dişler inceltilerek üzerine kaplama geçirilmektedir. Hâliyle bu tedavi bir zaruretten dolayı yapılmaktadır. Zaten bugün diş tedavisinde bu iki yoldan birisi mutlak sûrette uygulanmaktadır. Dolgu yapılmadığı takdirde çürümeye engel olunamadığından, çürüyen diş kaybedilmektedir. Bunun önüne geçmek için de dolgu yapılarak diş uzun bir müddet muhafaza altına alınmaktadır. Böylece bu muamelenin zaruret olduğu kendiliğinden anlaşılmaktadır.
İşte böyle bir zaruretten dolayı dişe dolgu yaptırılır veya kaplatılırsa, artık o dolgu ve kaplama maddesi dişin kendisinden sayılır. Bu bakımdan da gusle bir engel teşkil etmez.
Bu meseleye ışık tutacak bir hadise Asr-ı Saâdette de meydana gelmişti. Sahabîlerden Afrece bin Es’ad’ın İslâmiyet'ten önce vuku bulan bir savaş esnasında burnu kesilmişti. Bundan sonra gümüşten bir burun taktırdıysa da kötü bir koku neşrettiğinden rahat edemedi. Sonunda durumu Resulullaha (a.s.m.) anlattı. Peygamber Efendimiz (a.s.m), altından bir burun yaptırıp taktırmasını tavsiye etti. (Tirmizi, Libas 31; Ebû Dâvud, Hâtem 7)
İşte bu hadisten hareket eden, başta İmam Muhammed olmak üzere bazı İslâm âlimleri, takma ve doldurma diş yaptırmada bir sakıncanın bulunmadığını; hattâ bunun altın madeninden yapılması hususunda ruhsat bulunduğunu ifâde etmektedirler. Bu meselenin esasını, meâlini verdiğimiz hadis-i şerifin izahında bulmak mümkündür. (Serahsî. el-Mebsût, 1/132)
Ayrıca boyacının tırnağındaki boyanın, dişlerin arasındaki ve oyuk dişin içindeki yiyecek artıklarının gusle engel olmadığı fıkıh kitaplarımızda ifâde edilmektedir. Dış dolgusu da buna benzer bir durumdur. Diş oyuğundaki yemek artıklarını gidermek ve tırnaktaki yağlı boyayı temizlemek mümkün olsa da, gusül esnasında dolgu yapılan dişin içini boşaltıp yıkamak mümkün değildir. Bunun için dolgu ve kaplama da gusle engel olmaz.
Diş kaplaması veya dolgusu bir zarûretten dolayı yapılırsa, -ki umumiyetle öyledir- bu bir nevi çürüyen dişi tedâvi şeklidir. Bu zarûretin doktor tarafından tesbit edilmesi gerekmektedir. Bu vasıfta bir doktorun tavsiyesi ile yapılan kaplamanın dinen bir mahzurunun olmadığını ve altta kalan dişin, ağzın görünen kısmından çıkıp, görünmeyen kısmın hükmüne geçtiğini ifâde eden Bediüzzaman Hazretleri bir mektubunda, bir sual vesilesiyle bu durumu şöyle izah eder:
“Kaplamanın altının gusülde yıkanmaması guslü iptal etmez. Çünkü üstündeki kaplama yıkanıyor, onun yerine geçiyor. Evet, cerihaların (yaraların) üstündeki sargıların zarar için kaldırılmadığından ceriha yerine yıkanması, şer’an o yaranın gusli (yıkanması) yerine geçtiği gibi, böyle ihtiyaca binâen sabit kaplamanın yıkanması dahi dişin yıkanması yerine geçer, guslü iptal etmez. Ve’l-ilmü indallah, madem ihtiyaca binaen bu ruhsat oluyor, elbette yalnız süs için, ihtiyaçsız dişleri kaplamak veya doldurmak bu ruhsattan istifâde edemez. Çünkü hatta zarûret derecesine geldikten sonra böyle umûmü’l-belvâda eğer bilerek sû-i ihtiyariyle olsa o zaruret ibâheye (mübah olmasına) sebebiyet vermez. Eğer bilmeyerek olmuş ise zarûret için elbette cevaz var.” (Barla Lâhikası, s. 157)
Ancak çıkarılıp takılabilecek diş ve protezlerin gusül sırasında, ağzı yıkarken çıkarmak gerekir.
Bu mesele sadece Hanefi mezhebinde mevcuttur. Diğer mezheplere, mesela, Şâfiî mezhebine göre gusülde ağzın yıkanması farz olmayıp sünnettir. Bu mezhebe göre, dişin gerek dolgu, gerekse kaplama ve protez yapılması hiçbir şekilde gusle zarar vermez.(bk. Mehmet PAKSU, İbadet Hayatımız)
Nitekim değerli fıkıh kitabı Mülteka şerhinde fetva kitabından naklen şöyle deniyor:
Dişini mecburen doldurtan kimse, gusülde bu dolguyu söküp atması mümkün olmayınca, dolgunun üzerinden geçen suyla iktifa ederse, guslü sahih olur mu?
Elcevap: Olur. Şüpheye mahal kalmaz. (İzahlı Mülteka tercümesi, Taharet bahsi, s. 32)
Ancak bu mes’elede iki farklı konu vardır. Onu hatırdan çıkarmamalıyız. Biri, diş dolgu ve kaplamasına Tabib-i Hâzık dediğimiz bir doktorun gerek görmesi... Şâyet böyle bir doktor bunun ihtiyaç olduğunu ifade etmişse bu tedavi israf olmadığı gibi gereklidir de. Ancak böyle bir doktor, ihtiyaç olarak görmemiş buna gerek olduğunu ifade etmemiş, lâkin süs ve zinet olarak taktırmak istemiş, sırf gösteriş arzusundan buna lüzum görmüş ise, bunun yapılması hem caiz değildir, hem de israftır.
Doldurma ve kaplama dişlerin gusle engel olduğunu söyleyenler, bir ihtiyaç olmadan yapılan bu ikinci kısım doldurmayı ve kaplamayı kasdetmiş olabilirler.
Burada önemli bir soru akla geliyor:
- Acaba hiçbir tedavi maksadı olmadan sırf süs ve gösteriş için kaplama yaptıran bir kimsenin aldığı gusül geçerli midir?
Bununla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığının bize gönderdiği ve Silvan Müftülüğünce verilmiş bir fetvaya göre, ihtiyaç ve tedavi maksadı olmaksızın yapılan kaplamalar dini açıdan caiz değilse de çıkarma imkânı olmadığından alınan gusül geçerlidir.
İlgili fetvanın aslı şöyledir:
"Hanefi ve Şafii kitaplarında ihtiyaç olmaksızın yapılmakta olan altın ve gümüş kaplama dişlerin haram olduğu ve sadatı hanefiyeye göre cenabetin raf'ına mani olduğu anlaşılmakta olduğundan bunlar hakkında fetva varsa bildirilmesine dair Silvan müftülüğünün 05/07/1945 günlü yazısı okundu: Müslüm bir diş tabibinin muayene neticesinde gösterdiği sıhhi lüzum üzerine dişleri gümüş ve altın madeni bir madde ile doldurtmak veya kaplatmak veya birbirine bağlatmak caiz ve böyle yapılan dişlerin zahirini yıkamak abdest ve gusulde kafi ve sahibi tahirdir."
"Ancak ihtiyaç ve zaruret olmaksızın (mesağı şer'i olmadığı halde) dişlerini doldurma, bağlatma veya kaplatma yaptırmış olanların bu doldurtma ve kaplatmaları dişleri yapışmakla gusul ve abdest esnasında bunların çıkarılmasında hareç olduğundan, suyu diş kaplama ve dolgularının altına isali mümkün olmayıp zahirini yıkamak kafi ve bu suretle sahibi tahir olur."
Sonuç olarak, diş dolgusu veya kaplama yaptırmak gusle engel değildir. Yapılan bu işlem tedavi amaçlı olduğundan, başka mezhepleri taklit etmek gerekmez.
Kişi hangi mezhepten olursa olsun, gerektiğinde dişlerini tedavi amaçlı olarak dolgu veya kaplama yaptırabilir ve başka mezhepleri taklit etmeye de gerek kalmadan kendi mezhebine göre abdest/ gusül alıp, ibadetlerini yapabilir.
Bu itibarla, mazerete binâen diş taktırmak, kaplatmak ve doldurtmak caiz olup abdest ve guslün sıhhatine mâni değildir. Bu tedavinin bir parçası olan geçici protezler konusu da bu kapsamdadır. Ancak çıkarılıp takılabilen dişlerin gusülde, mazmaza esnasında çıkarılması gerekir.
İlave bilgi için tıklayınız:
- Dişe tel taktırmak ve düzelttirmek caiz midir?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Âdet / aybaşı / hayız / regl ya da başka bir nedenle cünüp iken diş dolgusu yaptırmak caiz midir?
- Sağlık sorun olmadan dişler yaptırılabilir mi?
- Heyecanı yenmenin yöntemi nedir?
- Maide suresinin 60. ayetinde bazı insanların maymun ve domuza dönüştürülmelerinden bahsediliyor. Bunu açıklar mısınız?
- "...Mekke ve çevresinde bulunanları uyarman, şüphe götürmeyen toplanma günü ile uyarman için sana Arapça okunan bir Kitap vahyettik..." (Şura, 42/7) ayetini, Peygamberimiz'in bütün insanlığa gelmesi ve İslamiyetin evrenselliği ile açıklar mısınız?
- Cünübken yapılan dolgu ve diş teli gusle mani midir?
- SAKAL
- Fıkıh Mezheplerinin Sosyal Yapı Perspektifinden Mukayesesi —Said Nursi ve Şa'rani Örneği—
- ORUÇ
- Alafranga tuvalette (klozette) idrar sıçratmadan ayakta bevl etmek günah mıdır?
Yorumlar
Allah Razı olsun hep tereddütlerim vardı bi kanalda her zaman dinlediğim ve saygı duyduğum bi hocanın malikiyi taklit etmek gerekiyor demesi dedim eyvah namazlar gittimi hep cünüpmüydüm diye şimdi rahatladım çok sağolun açıklamalarınızda kaynak sunmanız oda bi ayrıcalık başarılarınızın devamını diliyorum yüce mevlamdan bu cevaplar başarıdır
Allah (c.c.) razı olsun gayet güzel yanıtlamışsınız ...
bu siteyi ve yapılan yorumları görünce insanımızın ne kadar da islama hasret bırakıldığını gördüm herkesin içindeki islam susuzluğunu giderdiğiniz için Allah sizden gani gani razı olsun Allah size güç versin cennetine koysun inşallah..
Allah razı olsun çok faydalı oldu benim için
Allahım bu işi yapmanızdaki hevesinize heves katar inşallah
Ayağınızın altını öpeyim, ey ehli sünnet alimleri. Canım size feda olsun
bu site müslümanlar için çok güzel bir site
övgüden başka söylenecek birşey yok teşekkür ederim
peki hayzlı iken veya cünüpken protez veya dolgu yaptırılırsa...gusül geçerlimi?
Bu site benim 1 numaram.
Evet gusül geçerlidir. bilgi almak için tıklayınız
Gerçekten çok teşekkürler,şüphelerimi giderdiniz
Bir konu bu kadar tatminkar olarak anlatılabilir.
Böyle bir hizmeti başlatandan da, devam ettirenden de vesile olandan da Allah C.C. razı olsun İnşaallah.
Allah celle celâlühü râzı olsun sizden
hocam beni o kadar rahatlattınız ki anlatamam tam 4 veya 5 senedir dişimde mecburiyetten dolgu vardı diş dolgusunun hanefilerde kabul edilmediğini okuyunca dedim 5 sene boşa gitti ben cünüp cünüp gezdim herhalde Allah razı olsun
bir kitapta taklit etmesi gerekir diye okudum ve eyvah dedim 1-2 sene hayvandan farksız yaşamışım ama burayı okudum ve içimi rahatlattınız Allah razı olsun cümlenizden
Allah razı olsun içimi rahatlattınız
Osman Ünlü adlı bir hoca var ille de taklit gerekir diyor. O kadar araştırdım 10 yerden(kişiden) 9u gerekmez diyor bi tek yukardaki hoca diyor. Bende soruyorum o zaman diyanet dahil gerekmez diyen bu kadar kişi taklit etmek gerektiğini düşünememişler mi? Elbette onlarda bunu ele alarak bu kararı söylemişlerdir. Osman Ünlü adlı kişi Müslümanların içine vesvese katmaktadır. Muhakkak ki Allah müslümana zorluk vermeyi istemez.
Osman Ünlü Maliki mezhebi taklit edilir diyor? Namazlarda da niyeti ona göre yaparsınız gusülde de niyet edilir diyor. Namazları Hanefiye göre mi kılarız eğer böyleyse? Lütfen acil cevap yazar mısınız aklıma takıldı ne yapmam gerek?
Diş dolgusu zaruret değildir.Dolgudan başka alternatifler de mevcuttur ki zaruret dediğimiz şey için çıkış yolu olmaması gerekir.Hanefi mezhebinde ağzın içinin yıkanması farzdır ve zayıf bile olsa kurtaracak bir kavil yoktur.Haliyle hanefi mezhebinde bunun çıkışı yoktur lakin diğer mezhebleri taklit ile çıkış yolu mevcuttur.Eğer diğer mezheblerde de çıkış yolu olmasaydı evet bu farz sakıt olabilirdi ancak Şafii ve Maliki mezheblerinde ağzın içini yıkamak farz olmadığı için bu mezhebleri taklit ederek çözüme ulaşmak mümkün.
Hanefi mezhebine göre hazırlanmış , nakle dayalı olan "Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye" kitabında her konuda olduğu gibi bu konuda da çokça Ehli Sünnet alimlerinin kitaplarından nakiller yaparak bu yazıda yazılanların hepsine uzun uzadıya cevap verilmiş , kafada soru,şüphe bırakmayacak şekilde izah edilmiştir.İnsaflı bir şekilde okunursa diş dolgusunun zaruret olmadığı anlaşılır.Kitabın [133-136] ve [142-148] sayfa aralıklarını okuyunuz.
Kitap açıklaması ve PDF : http://www.hakikatkitabevi.net/book.php?bookCode=001
Kıymetli arkadaşlar din nakil dinidir , aklımıza göre yorumlama dini değildir.Böyle olsa herkes İslam adı altında başka şeylere inanır.İslamiyetin kaynakları bellidir.Bu hassas bir meseledir ve belirttiğim kaynağı okursanız anlayacaksınız ki diş dolgusu olan hanefilerin guslü sahih olmaz.Fakat endişeye kapılmayın mezhep taklidi mezhep değiştirmek demek değildir.Taklit edilen mezhebin sadece farz ve müfsidlerine uymayı ve ibadetleri yaparken kalpten "X mezhebine uymaya" şeklinde niyet gerektirir.Çok az fark var 1-2 kere okumakla anlayacağınız şeyler.Sadece gusül-namaz-abdest işlerinde taklit yapmanız gerekmektedir.
Evet olur.
hakikatnakildedir denen rumuzlu vatandaş, bir tek nakli siz ve sizin hocanız anlıyor öyle mi, tabi siz ve sizin hocalarınızdan başka kimse dini anlamıyor, tek fetva mercisi sizsiniz öyle mi, biz de sizi ve ehli imanın zihinlerini bulandıran hocalarınızı tanımıyoruz;Şeyhülislam Sabri Efendi, Zahirül Kevseri, Bediüzzaman,Ömer Nasuhi Bilmen, Süleyman Efendi camiası alimleri, İsmail Ağa Camii imamları, Menzil alimleri,sayısını burda zikredemeyeceğimiz gerçek müftüler, alimler bu konuda fetva vermişler, siz kendi kitabınızla amel edebilirsiniz,bu sizin tercihiniz, buna saygı duyarız ama umum ehli imanı zan altına almaya, sadece tek hakikat sizin görüşünüz gibi davranmaya hakkınız yok,biz bu konuda bir müftüye bile uysak,velevki hata bile etmiş olsa mes'uliyetten kurtuluruz,nasılki sizin hocanız müctehit değil,aksi fetva veriyor,hata da isabet de etmiş olabilir,burada adını zikrettiğim mübarek hocalar da fetva veriyor,hata ya da isabet etmeleri mümkün..