Çocukken ölen kişiye neden adaletsizlik var?
- Çocukken ölen cennette neden çocuk kalacak, ölmesini dileyen Allah.
Değerli kardeşimiz,
a) Öncelikle ifade edelim ki, bizim var olmak, yaşamak, hayatımızı devam ettirmek ve sayamayacağımız kadar maddi-manevi nimetlere mazhar olmak gibi bir hakkımız veya alacağımız yoktu. O hâlde bir kimse "Ben neden çocukken dünya hayatım bitti?" diyemez, böyle bir hakkı yok.
b) Ayrıca, bu dünya hayatını bile hak etmemişken, yine Allah’ın rahmetiyle ebedi cennete gitmek gibi sonsuz bir nimete mazhar olmak, tarifi mümkün olmayan bir haz, lezzet ve huzur vermeli.
c) Çocuğun cennette çocuk kalması, anne-babasına çocuk-evlat lezzetini vermesi için olabilir.
d) Bu konuda Bediüzzaman Hazretlerinin şu mütalaası önemlidir:
“Müminlerin kablelbülûğ vefat eden evlatları, cennette ebedî, sevimli, cennete layık bir surette, daimî çocuk kalacaklarını ve cennete giden peder ve validelerinin kucaklarında ebedî medar-ı sürurları olacaklarını ve çocuk sevmek ve evlat okşamak gibi en latif bir zevki, ebeveynine temine medar olacaklarını ve her bir lezzetli şeyin cennette bulunduğunu; 'Cennet tenasül yeri olmadığından, evlât muhabbeti ve okşaması olmadığını' diyenlerin hükümleri hakikat olmadığını; hem dünyada on senelik kısa bir zamanda teellümatla karışık evlat sevmesine ve okşamasına bedel, safi, elemsiz, milyonlar sene ebedî evlat sevmesini ve okşamasını kazanmak, ehl-i imanın en büyük bir medar-ı saadeti olduğunu, şu ayet-i kerime, وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَ cümlesiyle işaret ediyor ve müjde veriyor." (Mektubat, 17. Mektub)
e) Büyük insanlar, imtihana tabi oldukları için hayatları boyunca, Allah’ın emirlerini yerine getirmeye ve yasaklardan uzak durmaya çalışmışlardır. Bu kadar sıkıntılı bir hayatın bedeli olan cennette büyüklere mahsus bazı lezzetlere iştirak etmemeleri için çocuk bırakılmaları bir adalet yansıması olarak düşünülebilir.
f) Çocuğun çocukluk döneminde aldığı lezzet büyüklerin aldığı lezzetten aşağı düşmez. Evlilik zevkini bilmedikleri için “ondan mahrum kalmak” diye bir şey olmaz.
g) Bir çocuğun en lezzetli anı; acizliğini hissedip annesinin şefkatli koluna kendini bırakmasıdır. Cennette bu lezzeti tadan çocukların hallerinden şikâyet etmeleri söz konusu olamaz. (bk. Nursi, Şualar, Dördüncü Şua)
h) “Ölmesini dileyen Allah...” ifadesine gelince: Bu dilemek kötü değil ki, büyük olduğu için cehenneme giden milyonlarca insan var. Bu çocuk da büyüseydi, oraya gitmeyeceğini kim garanti edebilir!..
İmtihan sıkıntısını çekmeden âdeta kontenjandan cennete yerleştirilen çocukların hallerini en iyi Rableri bilir.
ı) “Padişahın atıyyelerini ancak onun matiyyeleri taşıyabilir.” Yani “Padişahın lütfettiği hediyelerini ancak onun özel yetiştirilmiş binitleri taşıyabilir.” diye bir vecize vardır. Demek ki, padişah-ı ezeli olan Allah’ın kullarına yaptığı ikramları da ancak onun sonsuz rahmet ve hikmeti taşıyabilir. Yoksa bizim akıllarımız bu ağır yükleri çekmez.
"İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez,
Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez."
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Buluğ çağına gelmeden vefat eden çocukların ahiretteki durumu nasıl olacaktır?
- Ölümü çocuklara nasıl anlatmalı? Çocuklara kardeşlerinin öldüğünü nasıl söylenmelidir?
- Ölen çocukların ahiretteki durumu hakkında bilgi verir misiniz?
- Küçük yaşta vefat eden çocuklar, ahirette anne ve babasına şefaat edecek mi?
- Çocukların, anne babalarına şefaatçi olacaklarını bildiren rivayetleri nasıl anlamalıyız?
- Âhirete îmanın meyveleri
- Cennete girenlerin ilk zümresinin yüzleri ay gibidir, sözü hadis mi?
- Çocuk yaşta ölenlerin direkt cennete gitmesi, sınava tabi tutulanların cehenneme gitmesi haksızlık değil mi?
- Küçük bir çocuğa ölümü nasıl anlatmalıyız?
- Cennetin kokusunu duymak isteyenler çocuklarını koklasın, sözü hadis midir?