Canlılık kendi kendine olabilir mi?

Tarih: 10.04.2016 - 00:32 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bir kaç sorum olacak. Benim anlayacağım bir şekilde cevaplarsanız memnun olurum.
Soru 1- Bir hücrenin görevini yerine getirmesi için tam donanımlı ve canlı olması lazım doğru mu? Peki hücrede herhangi bir eksiklik yoksa her şey tas tamam. Bu o hücrenin canlı olmasını gerektirir mi? Canlılık farklı bir şey değil mi?
Soru 2- Tam teşekküllü proteinler bir araya gelip DNA molekülü oluşturabilir mi?
Soru 3- Bazı karşılaştırmalar (benzetmeler) yapılıyor, mesela hücre için mega bir şehir gibi veya fabrika gibi deniliyor. Bunlar abartı mı yoksa hakikaten bu benzetmeler, tabirler doğru mu? Diyelim bir proteinin kendi kendine oluşması bir Selimiye Camisinin bir Ayasofya’nın bütün ihtişamıyla oluşmasından daha mı imkânsız?
Soru 4- Moleküllerin bir araya gelmesi ile veya etkileşmesi ile bir canlılık oluşur mu?
Soru 5- Bir proteinin kendi kendine oluşması ihtimali 10 üzeri bilmem kaç! Peki diyelim bu ihtimal kabul edildi –her ne kadar imkansız olsa da- bu bir canlıyı oluşturabilir mi? Veya canlılığı oluşturmaya doğru götürür mü?
Not: Allah rızası için soruları sorduğum şekliyle tek tek cevap belirterek ve benim anlayabileceğim bir şekilde cevaplar verirseniz çok memnun olurum.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Sorularınıza tek tek cevap vermeye çalışacağız. Yalnız önce şunda anlaşmamız lazım. Bir eser varsa, mutlaka onun bir ustası olacaktır; ustasız bir eser mümkün değildir.

Şimdi burada sizin sorularınızın hepsi güzel de bunların faili nerede? Yani işi yapan Allah bu işin neresinde yer alıyor? Allah’ı düşünmeden ve O’nu yok sayarak hiçbir meseleyi çözemezsiniz. Bir atomun yaratılması için sonsuz güç, ilim ve irade sahibi bir yaratıcıya ihtiyaç olduğu gibi, atomlardan meydana gelen moleküllerin teşekkülü ve daha büyük organizasyonların meydana gelmesi için yine ilim, irade ve kudreti sonsuz bir yaratıcıya ihtiyaç vardır.

İşte sizin bütün sorularınızın temelinde yatan da budur. Yani, bir yaratıcının varlığını kabul etmektir.

İsterseniz sizinle menemen yemeğinin nasıl yapıldığına bakalım. Biliyorsunuz bu yemek içerisinde yumurta, domates, biber, yağ, soğan ve tuz bulunuyor. Tabii bir de bunları pişirecek ocak lazım. Şimdi bu yemeği teşkil eden malzemelerin oranı ne olacak? Mesela üç yumurta, dört domates, bir kaşık yağ konan yemeğe yarım kile tuz atılabilir mi? Bu malzemelerden ne kadar alınacağı önemli olduğu gibi, ateşte ne kadar kalacağı da önemlidir. Mesela, bu yemek yüksek hararetli ateşte on beş dakika yerine on beş saat ateşte kalsa ne olur?

Şimdi gel seninle bu yemeğin bir ustası olmadan nasıl pişirilebileceğini araştıralım.

Yukarıda saydığımız malzemeler nasıl bir araya gelecek? Tencere mi bunları toplayacak? Hâlbuki onun hayatı ve aklı yoktur? Elbette ki o tencere bu işi yapamaz.

Peki domateslerde ve yumurtalarda hayat vardır. Onlardan birisi veya hepsi bir araya gelerek bu yemeğin malzemelerini toplayıp pişirebilir mi? Ya da bu yemek kendi kendine olamaz mı?

Kendisi olmayan bir şey, kendisi yok iken kendisini nasıl yapacak? Mesela sen hem akıllı, hem şuurlu ve hem de hayat sahibisin. Sen dünyaya kendi kendine mi geldin? Yani, kendini yokluk âleminden alıp bu dünyaya sen kendin mi getirdin? Sen de biliyorsun ki, iki yaşına kadar zor ayağa kalktın. Yemeni, içmeni ve altının temizliğini belli yaşa kadar başkaları yaptı.

Yetişkin bir insanın dahi kendi kudretinde olan yeme ve içmedeki iradesi sadece ağızdan yutuncaya kadardır. Yuttuktan sonra elementlerin nasıl ayrılacağı, hangilerinin başa, hangilerinin dişe, hangilerinin göze, hangilerinin kemiğe gideceği tamamen insanın iradesi dışında cereyan etmektedir.

Yeryüzünde varlıklar içerisinde en akıllı ve şuurlu olan insanın kendi vücudunda meydana gelen hadiselere sözü geçmezse, diğer varlıkların kendi ihtiyaçlarını kendilerinin karşılaması mümkün müdür?

Sen bu kadar soru sordun. Müsaade et de bir soru da biz sana soralım. Yalnız lütfen samimi olarak ve vicdanının sesini dinleyerek sorumuza cevap ver.

Bu yumurtalı yemek, yani menemen, milyonda bir ihtimal de olsa bir ustası olmadan kendi kendine yapılabilir mi? Ya da senin verdiğin misali sana hatırlatalım. Milyonda bir de olsa Mimar Sinan olmadan, yani bir ustası bulunmadan Selimiye cami kendi kendine olabilir mi?

Görüyorsun ki, “Evet, kendi kendine meydana gelebilir.” diyemiyorsun.

İşte kâinatta atomdan galaksilere kadar her şey Allah’ın sonsuz emri, iradesi ve ilmi ile meydana gelmektedir. Kendi kendine olması imkânsızdır.

Soru 1- Bir hücrenin görevini yerine getirmesi için tam donanımlı ve canlı olması lazım doğru mu? Peki hücrede herhangi bir eksiklik yoksa her şey tas tamam. Bu o hücrenin canlı olmasını gerektirir mi? Canlılık farklı bir şey değil mi?

Cevap 1: Evet canlılık farklı bir şeydir. O farklılığı ve canlılığı veren sonsuz ilim sahibi Allah’tır.

Soru 2- Tam teşekküllü proteinler bir araya gelip DNA molekülü oluşturabilir mi?

Cevap 2: Tam teşekküllü bir protein tabirini anlamadık. En küçük protein en az 300 amino asitten meydana gelir. Proteinlerin DNA molekülleri sadece proteinlerden değildir. Cenab-ı Hak DNA’nın yapısında başka kimyevî bileşikler de kullanmaktadır.

Soru 3- Bazı karşılaştırmalar (benzetmeler) yapılıyor, mesela hücre için mega bir şehir gibi veya fabrika gibi deniliyor. Bunlar abartı mı yoksa hakikaten bu benzetmeler, tabirler doğru mu? Diyelim bir proteinin kendi kendine oluşması bir Selimiye Camisinin bir Ayasofya’nın bütün ihtişamıyla oluşmasından daha mı imkânsız?

Cevap 3: Selimiye caminin ustasız yapılmasını kabul etmiyorsun. Doğrusu da budur. Bir eser varsa mutlaka bir ustası olacaktır.

Halbuki hücre canlıdır. Cansız taş yığınları kendiliğinden bir araya gelip bir binayı yapamadığına göre, cansız elementler canlı bir hücreyi nasıl yapacak? Canlılık, yani hayat, elementlerde bulunmayan bir özelliktir. Ne sodyum, ne potasyum, ne karbon ve ne de oksijende hayat yoktur.

Hücre mikroskopla görünen çok küçük bir yapıda olduğu halde, içerisinde binlerce hadise en hassas şekilde yapılmaktadır.

Mesela, bizim vücudumuzda ortalama yüz trilyon hücre vardır. Hücrelerimizin her birisinde bir saniye içerisinde Cenab-ı Hak üç bin değişik reaksiyon meydana getirmektedir. Bu bir kapta bir anda, birbirine karıştırılmadan üç bin değişik kimyevî hadisedir. Bir insanın yüz trilyon hücresi olduğuna göre, bir saniye insanın vücudunda meydana gelen değişiklik: yüz trilyon x üç bin= farklı olaydır ki, bu bizim vücudumuzda cereyan etmektedir. Fakat biz bunun farkında bile değiliz.

İşte bizim vücudumuzda tasarruf yapan Cenab-ı Hak olduğu gibi, bütün kâinattaki icraat da yine O’nun sonsuz ilim, kudret ve iradesiyle olmaktadır.

Soru 4- Moleküllerin bir araya gelmesi ile veya etkileşmesi ile bir canlılık oluşur mu?

Cevap 4: Hayır, kendiliğinden olmaz. Ama Cenab-ı Hak elementlere ve moleküllere hayat vererek canlı varlığı hâsıl eder.

Soru 5- Bir proteinin kendi kendine oluşması ihtimali 10 üzeri bilmem kaç! Peki diyelim bu ihtimal kabul edildi –her ne kadar imkânsız olsa da- bu bir canlıyı oluşturabilir mi? Veya canlılığı oluşturmaya doğru götürür mü?

Cevap 5: Değil bir protein, bir atom dahi bir ustası olmadan meydana gelmez. Nasıl bir resmin mutlaka bir yapanı, yani ressamı varsa, bahar manzarasının da gülün ve bülbülün de dağ ve bağların da mutlaka bir ustası, yaratıcısı vardır ve O da Allah’tır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Bir hücre kendi kendine meydana gelebilir mi?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

gozcelik

Sevgili mefa kardeşim,
Ben de kendi fikrimi beyan etmek istiyorum, bu sadece kişisel fikrimdir. Yanlış bir yorum ile vebal almak istemem. Yüz yıllar önce dünyanın şıp diye yoktan var olduğuna inananlar vardı. Çünkü uzayın ne olduğunu bilmiyorlardı. Şimdi ise yıldız patlamalarından kalan tozların Güneş'i oluşturduğunu, bu oluşum sırasındaki kalanların da gezegenleri oluşturduğunu biliyoruz. Elbetteki Allah'ın gücü dünyayı şıp diye yaratmaya yeter. Ancak şimdi anlıyoruz ki bunun yerine muhteşem bir mühendislik ile bu yaratmayı evre evre ve dışarıdan müdahaleye gerek kalmayacak şekilde yaratmış. Fizik kanunlarını en ince hassasiyetine kadar öyle ayarlamış ki büyük patlamadan bu yana herşey bir nizam içerisinde evre evre dünyayı oluşturmuş. Yine bu yıldızlar zamanla evre evre atomları birleştirerek çeşitlendirmişler. Bu atomlar öyle yaratılmışlar ki bazıları sadece belli koşullar da birbiriyle birleşip molekülleri oluşturabilmiş. Şu an bilim ilk canlının nasıl ortaya çıktığıyla ilgili net bir cevap veremiyor. Ancak gün gelip bunun cevabını verdiğinde de biz Alah'ın muhteşem yaratma sanatından bir parça görüyor olacağız. Bunlar şans eseri mi bir araya geldiler, yoksa Allah'ın koyduğu mükemmel hesaplanmış kurallar sayesinde mi bir araya gelip bir şeyler oluşturabildiler sorusunun cevabını aklınızda ve vicdanınızda bulacaksınız. Teşekkürler.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun