Büyük günah işleyene ne denir?

Tarih: 06.03.2022 - 23:12 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İslam Tarihinde en fazla tartışılan konulardan biri "mürtekib-i kebire" yani büyük günah işleyenin durumu olmuştur.

Sapık fırkalardan olan Haricilere göre, büyük günahlar insanı kâfir yapar, böyle günahları işleyenler ebedi cehennemliktir. Yine onlara göre iman-küfür ortası yoktur ve amel, imandan bir cüzdür.

Günümüzde de bazıları -her ne kadar “biz Hariciyiz” demeseler de- aynı zihniyete sahiptirler. Bu konuda şu esaslara dikkat çekmekte fayda görüyoruz:

- İnsan günaha meyilli bir varlıktır. Nefsine mağlup olup şeytanın peşinden gitmeye müsaittir. Ama tövbe kapısı can boğazdan çıkıncaya kadar açıktır. Dolayısıyla, günaha girenin kâfir olduğunu kabul etmek ağır bir hükümdür. Günahkar mümine “kâfir” değil, “fasık” adı verilir.

- Ebedi cehennem kâfirler içindir. Günahları sevaplarından fazla da olsa bir mümin, -eğer affedilmezse- cehenneme girer ancak cehennemde ebedi kalmaz, cezasını çektikten sonra çıkar.

İman bir ağacın köklerine, amel de onun meyvelerine benzetilebilir. Kökler zayıfsa meyveler az ve cılız olur. Onun gibi, amelde noksanlık imanın zayıf olmasına delalet eder. Ruh bedenden çıkıp vefat etmedikçe hiçbir hastaya hatta yoğun bakımda da olsa asla ölü denilmez ve denilemez. Aynen bunun gibi günahlarla manevi olarak hasta olan hiçbir mümine, iman kalbinden çıkmadıkça asla kâfir denilmez ve denilemez.

- Nefis ve şeytana mağlup olup günaha girmek insanı kâfir yapmaz, ama o günahın günah olduğunu inkar etmek insanı küfre sokar. Sözgelimi içki içen bir insan, içki içmesinden dolayı kâfir olmaz. Ama içki içmeyen birisi “İçki haram değildir.” dese küfre düşer. Çünkü içkinin haram oluşu ayetle sabittir. Kur'an’ın herhangi bir hükmünü kabul etmemek ise, insanı dinden çıkarır.

- İnsan, nefsine karşı tavizsiz, başkalarına karşı müsamahalı olmalıdır. Kendi eksik ve kusurlarını görmek, devamlı başkalarının eksik ve kusurlarını görmekten onu alıkoymalıdır.

- Bir de insan peşincidir, ilerisini o kadar düşünmez. Eline geçecek azıcık bir lezzeti, sabretme durumunda ilerde elde edebileceği büyük lezzetlere tercih eder. Hazır bir tokat korkusundan, ileride bir sene azaptan daha ziyade çekinir. Hislerine mağlup olduğunda aklın kontrolünden çıkar, çocukça kararlar alır, yanlışlar yapar. Nefsani arzuları hükmettiğinde imanın mahalli olan kalp ve akıl devre dışı kalırlar.

- Ayrıca “İnkâr etmemek başkadır, iman etmek bütün bütün başkadır.” Evet, insan nefsine mağlup düşebilir ve bunun sonucu olarak büyük bir günah işlemiş de olabilir. Ama böyle hallerde iman devreye girmeli, kişiyi tövbe ve istiğfara sevketmelidir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Günahkâra kâfir denilir mi?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun