Bu kılıcı kim almak ister?

Tarih: 25.06.2024 - 14:05 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Peygamber Efendimizin eline bir kılıç alarak "Bunu benden kim almak ister?" diye sorduğu hadisi açıklar mısınız?
- Bu olay nasıl olmuştur?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evvela olayın anlatıldığı hadis-i şerifin tam metnini verelim.

Enes (ra)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (asm) Uhud Savaşı’nda eline bir kılıç alıp (şöyle buyurdu):

« مَنْ يأْخُذُ منِّي هَذا ؟» فبسطُوا أَيدِيهُم ، كُلُّ إنْسانٍ منهمْ يقُول :« أَنا أَنا» . قَالَ: «فمنْ يأَخُذُهُ بحقِه ؟» فَأَحْجمِ الْقومُ ، فقال أَبُو دجانة رضي اللَّه عنه : «أَنا آخُذه بحقِّهِ ، فأَخَذهُ ففَلق بِهِ هَام الْمُشْرِكينَ».

"Bunu benden kim almak ister?" diye sordu.

Mücahidlerin her biri ellerini uzatıp:

- Ben, ben diye cevap verdiler.

Nebi (asm) bu defa:

“Hakkını vermek şartıyla onu kim alır?” buyurdu.

Bunun üzerine hemen herkes duraladı; fakat Ebû Dücâne (ra):

- Hakkını vermek şartıyla ben alıyorum dedi, aldı ve onunla müşriklerin kellelerini ikiye ayırdı. (Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 128)

Bu hadis-i şerif, hayra koşmak konusunda ileri atılmak, gecikmemek gerektiğini bize anlatıyor. Bir de bu olay harp meydanında oluyorsa "Şehadete uçmak" var işin içinde...  

Mücâhidler, Resûlullah (asm)’in “hakkını vermek şartıyla” ifadesinden “Zafer kazanılıncaya veya şehid oluncaya kadar savaşmak üzere onu benden kim alır?” demek istediğini anlamışlar ve kılıcın hakkını gereği gibi ödeyememek endişesiyle bir an duraklamışlardır. Ebû Dücâne (ra) Hazretleri ise, hiç tereddüt etmeden kılıcı almak istemiş ve almıştır.

Sahâbîler zaten cihad meydanında idiler. Bu kılıcı alanın daha fazla fedakârlık yapması gerektiği ortadaydı. İşte Ebû Dücâne bu fedakârlığı üstlendi. Kılıcı aldığı gibi gözünü kırpmadan savaşa daldı ve müşrik kellelerini ortadan ikiye bölü bölüverdi.

Bu, Ebû Dücâne’nin zafer veya şehitlik konusuna gösterdiği şevk ve iştiyâkın delili, bu iki hayırdan birine kavuşmak için nasıl acele ettiğinin belgesidir.

İbni Seyyidinnâs es-Sîre adlı eserinde Hz. Zübeyr’in şöyle dediğini nakletmektedir:

"Resûlullah’dan kılıcı istediğimde, bana vermeyip de Ebû Dücâne’ye verince, bunu içime sindiremedim ve kendi kendime, Allah’a yemin olsun ki, Ebû Dücâne’nin ne yapacağını gözetleyeceğim, dedim ve onu takip ettim. Ebû Dücâne kırmızı bir bez aldı ve onu başına bağladı. Medineli Müslümanlar “Ebû Dücâne ölüm bandıyla harb meydanına çıktı.” dediler. Ebû Dücâne rastladığı müşriği yakalayıp öldürdü."

Ebû Dücâne Hazretleri, künyesiyle meşhur olmuş sahâbîlerdendir. Adı Simâk İbni Hareşe’dir. Uhud Savaşı’nda Mus’ab İbni Umeyr (ra) ile birlikte Resûlullah’ı korumuş ve birçok yara almıştır. Ebû Dücâne (ra) Yemâme harbinde şehid düşmüştür...

Özet olarak;

1. Hayra koşmakta Ebû Dücâne gibi ölümü bile göze almak gerekir.

2. Ebû Dücâne kahraman ve fedâî sahâbîlerdendi.

3. Hz. Peygamber (asm) ashâbını, daha fazla fedakârlığa ve düşmana karşı durmaya teşvik ederdi. (bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., Hadis No: 92) 

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun