Hicret ve cihad etmek isteyen kişiye Peygamberimiz ne dedi?
- Bir adam Peygamberimize geliyor ve "Cihad ve hicret etmek için sana biat ediyorum." diyor. Peygamberimiz de "Sevap kazan mak istiyorsan ana ve babana hizmet et." diyor...
- Bu manada bir hadis okumuştum. Hadis-i şerif tam olarak nasıldı, nasıl anlamalıyız?
Değerli kardeşimiz,
Bu manada bir hadis-i şerifi Abdullah b. Amr b. As (ra) rivayet ediyor.
Abdullah İbni Amr İbni Âs (r.anhüma) şöyle dedi:
: أَقْبلَ رجُلٌ إِلى نَبِيِّ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم، فقال: أُبايِعُكَ على الهِجرةِ وَالجِهَادِ أَبتَغِي الأَجرَ مِنَ اللَّه تعالى . قال:
« فهَلْ مِنْ والدِيْكَ أَحدٌ حَيٌّ ؟ »
قال : نعمْ بل كِلاهُما قال :
« فَتَبْتَغِي الأَجْرَ مِنَ اللَّه تعالى؟»
قال : نعمْ . قال :
« فَارْجعْ إِلى والدِيْكَ ، فَأَحْسِنْ صُحْبتَهُما »
وفي روايةٍ لهُما : جاءَ رجلٌ فاسْتَأْذَنُه في الجِهَادِ فقال:
« أَحيٌّ والِداكَ ؟» قال: نَعَمْ ، قال»
« ففِيهِما فَجاهِدْ»
Bir adam Peygamber (asm)’ın yanına gelerek:
- Hicret ve cihad etmek üzere sana bîat ediyorum. Bunların sevabını Allah’tan dilerim, dedi.
Resûl-i Ekrem (asm):
“Ana ve babandan hayatta olanlar var mı?” diye sordu.
Adam:
- Evet, her ikisi de hayatta, dedi.
Resûlullah (asm):
“Allah’tan sevap kazanmak istiyorsun değil mi?” diye sordu.
Adam:
- Evet, deyince:
“Ana ve babanın yanına dön. Onlara iyi bak!” buyurdu. (Buhârî, Cihâd 138, Edeb 3; Müslim, Birr 6)
Bu rivayet Sahîh-i Müslim’den alınmıştır. Buhârî ile Müslim’in bir başka rivayeti ise şöyledir:
Bir adam Resûlullah’ın yanına gelerek cihad etmek üzere ondan izin istedi. Resûl-i Ekrem (asm):
“Anan, baban sağ mı?” diye sordu.
Adam:
- Evet, deyince:
“Öyleyse onlara hizmet etmeye çalış!” buyurdu. (Buhârî, Cihâd 138; Müslim, Birr 5.)
Peygamber Efendimiz (asm) ashab-ı kiramdan dinin bazı esaslarına bağlı kalacaklarına dair zaman zaman söz alırdı. Bu söz alma ve söz verme işine biat denirdi. Mesela sahâbîlerden namaz kılmak, zekât vermek, zina ve iftira etmemek gibi konularda, kadınlardan, özellikle ölünün arkasından bağıra çağıra ağlamamak konusunda biatlar almıştı. Bazen da sahâbîler Efendimiz’e (asm) gelirler ve meselâ:
- Ya Resûlallah! Müslüman olmak üzere sana biat edeceğim, derlerdi. O zaman Peygamber Efendimiz (asm) bu biatı ya aynen veya bazı şartlar ileri sürerek kabul ederdi. Mesela:
“Herkese iyi davranmak, herkesin iyiliğini istemek şartıyla biatını kabul ediyorum.” derdi. O sahâbî de bu esaslara uyacağına dair söz vermiş yani biat etmiş olurdu.
Bu hadîs-i şerîfte Resûl-i Ekrem’in (asm) huzuruna gelen sahâbî, ona iki konuda biat etmek istediğini söylüyor. Biri Medine’ye hicret etmek, diğeri de Allah yolunda savaşmak.
O devirde bütün sahâbîler, yeni kurulan İslâm devletini desteklemek üzere Medine’ye hicret etmek yani oraya gidip yerleşmek zorunda idiler. Hicretin 8. yılında (629) Mekke fethedilinceye kadar hicret etme mecburiyeti devam etti. O tarihten sonra bu mecburiyet kalktı. Fakat cihad yani Allah yolunda savaşma hâli devam edip gitti.
Peygamber Efendimiz’in (asm) cihad için izin vermeden önce bu sahâbîye “Ana veya babadan biri sağ mı?” diye sorması cihadın hicretten farklı olduğunu göstermektedir.
Cihad başlıca iki türlüdür: Biri zorunlu olan cihaddır. Devlet düşmana karşı savaş açmışsa, buna herkesin katılması gerekir. Savaşa bizzat katılmak zorunda olan kimselerin anne ve babalarından izin almaları gerekmez. Hatta onlar izin vermeseler bile savaşa giderler. Bir de zorunlu olmayan cihad vardır. Devlet düşmana savaş açmadığı hâlde, Müslümanlar hudut boylarına gidip çıkabilecek bir savaşa katılmak üzere hazır kuvvet olarak bekleyebilir veya gönüllülerden oluşan birliklerle bazı ufak çapta cihadlar yapılabilir.
Bu hadisde sözü edilen cihadın farz olmadığı anlaşılmaktadır.
Demek oluyor ki, anne ve babaya hizmet etmek, onlara bakıp gözetmek bir nevi cihaddır. Anne ve babasını veya onlardan birini memnun eden kimse nâfile cihad etmiş gibi sevap kazanır. Zira cihada giden kimse savaş masraflarının tamamını bizzat temin etmek zorundadır. Diğer bir söyleyişle cihad hem malla hem de bedenle yapılır. Anne ve babaya hizmetin cihad sayılmasının bir sebebi de onlara hem bizzat bedenle hizmet etmenin hem de malını onlar uğrunda harcamanın gerekli oluşudur.
Başka hadislerden öğrendiğimize göre, mecburi olmayan savaşlara katılarak sevap kazanmak isteyenlerin, hayatta olan anne ve babalarından izin almaları gerekir. Zira o sıralarda anne ve babanın bakıma ihtiyacı olabilir. Nitekim sahâbîlerden biri Yemen’den hicret ederek Medine’ye Efendimiz’in (asm) huzuruna gelmiş ve cihada katılmak üzere ondan izin istemişti. Resûl-i Ekrem ile aralarında şöyle bir konuşma geçti:
“Yemen’de kimsen var mı?”.
- Anam, babam var, yâ Resûlallah.
“Onlar sana izin verdiler mi?”
- Hayır, vermediler.
“Haydi Yemen’e git; onlardan izin iste! İzin verirlerse gel, cihad et! Vermezlerse, ananı babanı memnun etmeye çalış” (Ebû Dâvûd, Cihâd 31).
Hicret ederken bile anne ve babanın iznini ve rızasını almak gerekir.
Vaktiyle sahâbîlerden biri Efendimiz’in (asm) huzuruna geldi ve:
- Ana ve babamı geride ağlar durumda bıraktım ve hicret etmek üzere sana biat etmeye geldim, dedi.
Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) bu zata şu son derece manalı karşılığı verdi:
“Hemen onların yanına dön! Onları ağlattığın gibi yüzlerini tekrar güldür!” (Ebû Dâvûd, Cihâd 31; Nesâî, Bey`at 10).
Hicret ve nafile cihad için anne ve babanın izni şart olduğuna göre, umre yapmak, nafile haccetmek ve bazı mübarek yerleri ziyaret etmek için mutlaka onlardan izin almak gerekir.
Bu bilgiler bize gösteriyor ki, anne ve babaya hizmet etmek, evladın en önemli vazifesidir. Bir kimse anne ve babasına hizmet ederek, oturduğu yerde, tıpkı cihad etmiş gibi sevap kazanabilir.
Buna göre;
- Anne ve babaya itaat etmek farz, onlara karşı gelmek büyük günahtır.
- İnsan anne ve babasına iyilik ve itaat ederek çok büyük sevaplar kazanır. (bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., Hadis No: 323)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet