Hz. İsa'yı Beklerken

HRİSTİYANLAR neredeyse 2000 yıldır Hz. İsa’yı bekliyorlar ve onu bekleyen yalnız onlar değiller. Bekleme şekilleri, bekledikleri yer ve onun gelme biçimine olan itikadları çok farklı da olsa, bugün yeryüzündeki Müslümanlar da Hz. İsa’yı en az Hıristiyanlar kadar merak ve hasret ile beklemektedirler. Zira, peygamberler zincirinin son halkası Hz. Muhammed (a.s.m.) de, İsa aleyhisselamın tekrar dünyaya teşrif ettirileceğini hadisleriyle haber vermiştir. Dahası, son peygamberin eliyle insanlara bildirilen son Kitab’da da İsa peygamberin tekrar yeryüzüne gönderileceğine işaret edilmektedir. Yani, Kur’ân’a ve Hz. Muhammed’e (a.s.m.) iman etmiş herhangi bir Müslüman dahi, Hz. İsa’yı beklemektedir.

KUR’ÂN’A GÖRE HZ. İSA’NIN YENİDEN DÜNYAYA GELİŞİ

Kur’ân’da Hz. İsa’nın ahirzamanda yeniden dünyaya geleceğine işaret eden âyetlerin en önemlilerinden biri şudur: “Şüphesiz o (İsa’nın yeryüzüne inişi), Kıyâmetin yaklaştığının bilgisidir.”(1) Müslüman âlimlerin büyük çoğunluğuna göre, bu ifadeler, şu an ruhu ve bedeniyle bambaşka bir âlemde bulunan Hz. İsa’nın ahirzamanda tekrar dünyaya döndürüleceğini ve bu hadisenin de yaklaşmış olan Kıyamet günü için bir işaret olacağını ima etmektedir. Ayrıca Hz. Peygamber, Hz. İsa’nın yeniden dünyaya gelişini bir Kıyamet alâmeti olarak hadislerinde belirtmiştir.(2)

HZ. İSA’NIN GÖĞE ÇIKARILMASI

Bir zaman Allah: ‘Ey İsa! Şüphesiz ben seni vefat ettireceğim ve bana yükselteceğim,’ demişti.”(3) Âl-i İmran sûresinde geçen ‘vefat’ (teveffi) kavramı üzerinde duran İslâm âlimlerinden Vehb b. Münebbih’e göre, burada sözü edilen vefat, bildiğimiz mânâda bir ölüm olayıdır. Yani Allah Hz. İsa’yı önce vefat ettirmiş ve kısa bir süre sonra da onu göğe yükseltmiştir.(4)

Bu yorumda, hem sahih hadislerin hem de “Seni bana (Kendi katıma) yükselteceğim” mealindeki âyetin doğrultusunda Hz. İsa’nın canlı olarak göğe çıkarıldığı vurgulanmaktadır.

Rabî b. Enes’e göre ise, buradaki ‘vefat’ (teveffi) kavramı, uyku anlamındadır. Buna göre, Allah İsa’yı uyutarak göğe çıkarmıştır. Çünkü sahih bir hadiste de geçtiği üzere, “Ölüm ile uyku kardeştirler.”(5) Nitekim En’âm sûresinin 60. âyetinde yer alan “Geceleyin sizi vefat ettiren O’dur” mealindeki ifadede ‘vefat’ kavramı uyku için kullanılmıştır.(6)

Başta İbn Abbas olmak üzere âlimlerin çoğuna göre ise, âyette yer alan ‘vefat’ (teveffi) kavramı, ‘bir yerden bir yere almak’ anlamındadır. Allah, Hz. İsa’yı öldürmeden ve uyutmadan, dünyada olduğu şekliyle, canlı olarak göğe kaldırmıştır.(7)

Ashab-ı Suffa’nın en önde gelenlerinden biri olan Ebu Hureyre, Hz. İsa’nın ahirzamanda tekrar dünyaya gönderileceğine dair Hz. Peygamber’den naklettiği bir hadiste şöyle demektedir: “Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim! Meryem oğlu İsa’nın aranıza adaletli bir hâkim olarak ineceği, istavrozları kırıp domuzları öldüreceği, cizyeyi (Ehl-i Kitap’tan) kaldıracağı vakit yakındır. O zaman mal öylesine artar ki, kimse onu kabul etmez; tek bir secde, dünya ve içindekilerin tamamından daha hayırlı olur.”

Bu hadisi nakleden Ebu Hureyre, hadisin ifadesini güçlendirmek için der ki: “Dilerseniz şu âyeti okuyun [mealen]: “Kitap ehlinden hiçbir kimse yoktur ki, ölümünden önce onun (İsa’nın) hak peygamber olduğuna iman etmesin. Kıyamet gününde ise İsa, onların aleyhine şahitlik edecektir.” (Nisa, 4/159)8

Yine Ebu Hureyre anlatıyor:

Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurdu:

“Peygamberler, baba bir kardeşlerdir. Anneleri farklı, fakat dinleri birdir. Ben herkesten çok Meryem oğlu İsa’ya yakınım. Çünkü benimle onun arasında başka bir peygamber yoktur. Onu gördüğünüzde tanımaya çalışın. O, kırmızı ile beyaz karışımı bir tene sahip, ıslak olmadığı halde başından (saçından) sanki su damlıyor. Şüphesiz o, geldiğinde haçı kıracak, domuzu öldürecek, mal çok artacaktır. Zamanında İslâm dini dışındaki tüm dinleri [bu ifadeyi ideolojiler, inançlar şeklinde de anlamamız mümkündür] Allah yok edecektir. Yine Allah, onun zamanında dalalet mesihi olan şaşı gözlü yalancı Deccal’ı da helak edecektir. Yeryüzünde öyle bir emniyet tesis edilecek ki, arslanlar develerle, kaplanlar sığırlarla, kurtlar davarlarla birlikte yayılacak; çocuklar yılanlarla—birbirine zarar vermeyecek şekilde—oynayacaklar. İsa yeryüzünde kırk yıl kaldıktan sonra ölecek, Müslümanlar cenaze namazını kıldırıp onu defnedeceklerdir.”(9)

HZ. İSA NEDEN TEKRAR GELECEK?

Âyet ve hadislerin ışığında, Hz. İsa’nın yeryüzüne tekrar gelişinin ne gibi sebepleri olabileceğini sorguladığımızda, karşımıza pek çok hikmetleri olduğu gerçeği çıkar. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir:

1. Hz. İsa’yı çarmıha gererek öldürdüklerini iddia eden Yahudilerin bu iddiaları çürütülmüş olacaktır. Bunun ne kadar yaygın bir inanç olduğunu bugün ‘haç’ın Hıristiyan inancının simgesi hâline geldiğini düşünerek anlayabiliriz.

2. Hz. İsa’nın yeryüzüne bir insan olarak gelmesi ve normal bir insan gibi eceli gelip ölmesi, Hıristiyanlarca ona isnat edilen ilâhlık iddialarını da çürütecektir.

3. Hıristiyanlık bugün yeryüzünde en çok tâbisi bulunmasına rağmen, tevhid inancından sapmış ve Hz. İsa’ya bir insan ve bir peygamber olduğu halde ilâhlık isnat eden bir dindir. Allah tarafından çok çirkin bir iddia olarak ifade edilen bu sapmanın bizzat o dinin peygamberi tarafından ahirzamanda tashih edilecek olması son derece hikmetlidir.

Hz. İsa (a.s), büyük peygamberlerden biri olmasına rağmen, çok genç bir yaşta, otuz üç yaşında düşmanlarının engellemeleri ve onu öldürme planları yüzünden şânına lâyık bir görevi tam ifa etmeden dünyadan göçüp gitti. Yani Yüce Allah tarafından göklere kaldırıldı. Dünyanın yedi harikasından biri olan Zülkarneyn seddinin harap olması, Ye’cüc-Me’cüc fitnesine karşı hâl diliyle insanları dikkate davet edip kıyametin geleceğine bir alâmet olduğu gibi, Hz. İsa’nın da harika şahsiyetine uygun olarak, ahirzamandaki Deccal fitnesine karşı insanlık camiasını kâl diliyle uyaran büyük bir kıyamet alâmetidir. Ayrıca, İsa aleyhisselam, İsevîlik din-i hakîkisine yeniden hizmet etmek ve hitam-ı misk olsun diye iki büyük semavî din olan İslâmiyet ile hakikî İsevîlik dinini gerçek tevhid ekseninde birleştirip insanlığı dünya hayatının son demlerinde Yüce Allah’a kulluk etmeye davet etmek üzere yeryüzüne yeniden merhaba diyecektir.

GELDİĞİNDE ONU NASIL TANIYACAĞIZ?

Bu sorunun cevabını da Bediüzzaman Said Nursî’nin Mektubat’ından okuyalım:

Hz. İsa geldiği zaman herkes onu tanıyamaz. Yalnız onun yakınında bulunanlar ve ferasetli bazı mü’minler iman nuru ve şuuru ile onu tanıyacaklar.

KAYNAKLAR

1. Zuhruf, 43/61.
2. bk. Alûsî, XXV/95; Hamdi Yazır, VI/58.
3. Âl-i İmran, 2/55.
4. bk. Rağıb, (v f y) maddesi.
5. bk. Kurtubî, VI/100.
6. bk. a.g.e, a.g.y ; Rağıb, (v f y) maddesi.
7. bk. Kurtubî, IV/100.
8. Buharî, Buyû’ 102, Mezâlim 31, Enbiyâ 49; Müslim, İman 242; Ebu Davud, Melâhim,14; Tirmizî, Fiten 54.
9. İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, VI/493; Tayalisî, s.335; Ebu Davud, Melâhim,14; Ahmed, II/340; İbn Mâce, Fiten, 33.

İlave bilgi için tıklayınız:

Kuranı Kerimde Hz. İsanın ahirzamanda geleceğini neden açıkça ifade etmemiştir?

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun