Bilimsel gerçeklere, inançsızlığını dayandırdığı yorumları katarak öğrencilerin zihnini bulandıran hocalara karşı tavrımız ve cevap şeklimiz nasıl olmalıdır?
Değerli kardeşimiz,
Hocalarla cedelleşmekten kaçınmak doğru bir tavır olur. Çünkü böyle cedelleşme İslamî hakikatlerin kabul edilmesine hizmet etmediği gibi, öğretmenlik makamının kullanılmasıyla susturulmanız halinde diğer öğrenciler üzerinde olumsuz bir etki yapabilir. Ve hakikatin hakkına saygısızlık edilmiş olur.
Genel prensip olarak hocanın yanında değil de dışarıdaki sohbetleri yakalayıp öğretmenin yanlışlarını ilmî olarak ortaya koymak gerekir. Bu da her şeyden önce bizim konuya hakim olmamızı gerektirir.
İkinci bir önemli husus ise, karşılıklı tartışma zemininde akıl ve vicdanlardan ziyade hisler, egolar konuşur. Bu sebeple, meseleyi bir üstün gelme imajına sokmadan bir antitez şeklinde değil, normal bir tez olarak gerçekleri ifade etmek daha etkili olur.
Karşıdaki muhatabın ön yargısını kırmak çok önemlidir. Bunu da ancak samimî bir niyet, halis bir amaç, sağlam bir duruş sergilemekle olur. Bu ise, karşı tarafa güven verecek bir diyalogdan geçer. Bu da, insanî boyuttaki ilişkilerin geliştirmesine bağlıdır.
Hal dilinin / davranış biçiminin, kal dilinden / sözlü ifadelerden daha kuvvetli olduğunu unutmamak gerekir.
Dinde taassup imajını oluşturmak, karşı tarafın uzaklaşmasına vesile olabilir. Bu sebeple, karşı tarafa toleranslı olduğunuzu ima eden söz ve davranışları göstermeye gayret etmekte yarar vardır.
Bununla beraber, yeri geldiğinde, bir etkisi olacağını düşündüğünüzde, öğretmen üzerinde olumsuz bir etki oluşturmayacağına inandığınızda, savunacağınız düşünceyi ispat edip insanları ikna edebileceğinize güvendiğinizde, sınıfta da hoca-öğrenci adabını zedelemeden güzel bir üslupla fikrinizi söyleyebilirsiniz. Öğretmen veya öğrenciler tarafından kabul görmediği takdirde işi fazla uzatmadan, cedelleşme içine girmeden bir şekilde sözü kesmekte yarar vardır.
Daha sonraki diyaloga kapıyı açık tutmak için veya müşteriyi kaçırmamak için kalenize gol atılmasına direnç göstermemekte bir sakıncanın olduğunu düşünmüyoruz. Zira her şeyin bir rövanşı vardır, her günün bir de yarını vardır. Bazen bir esinti bir çok gönlü fethedebilir..
Gayret, azimet ve samimiyet bizden, rahmet, şefkat ve inayet Rabbimizin lütfundendir. Allah yar ve yardımcımız olsun.
İlave bilgi için tıklayınız:
- Tebliğ metodu nasıl olmalıdır? ...
- Peygamberimizin tebliğ ve nasihat metodu nasıldı?
- Tebliğde üslubumuz nasıl olmalıdır?..
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Öğretmenlerin okulda öğrencilere yaklaşımı nasıl olmalıdır?
- ''Kim insanların kendisi için ayağa kalkıp saygı göstermelerini isterse, ateşteki yerini hazırlasın.'' anlamındaki hadise göre, öğrencilerin ayağa kalkması sakıncalı mıdır?
- Üniversitede okumak veya çalışmak ilim tahsiline girer mi? Üniversitede çalışan bir öğretim üyesi hangi durumlarda ilim tahsil eden bir talebe veya alim olabilir? Talebe-i ulûm nasıl olur? Yaptığı yayınlardan hangi durumlar sevap alabilir?...
- Allah bizim ne yapacağımızı biliyor ise, bizi neden dünyaya gönderdi?
- Derse girmeyen öğrenci kul hakkına girmiş olur mu?
- Tenkit veya eleştiri nedir?
- Gazali Hazretlerinin kelam ilmi hakkındaki görüşleri nelerdir?
- Bir erkek, başını örtmeyen, namazını kılmayan eşini, hadiste geçen tabirle eliyle düzeltemez mi?
- Öğretmenin yazılı soruları vermesi kul hakkı olur mu?
- "İ-doser" denilen bir programla, belirli ses dosyalarını dinleyen insan ruhuna çeşitli sanal telkinler yapılarak mutluluk, uyku, alfa modu gibi bir tedavi yapılması, tıbbi ve manevi açıdan zararlı mıdır?