Bakara suresi 285. ayette "Peygamber iman etti" denmesi neye işaret?

Tarih: 09.07.2021 - 16:16 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bakara 285'de Peygamber İman etti diyor. Nebilere Vahiy geldiği vakit iman etmeme gibi bir şey söz konusu mu?
- Nebilik vehbi zaten kesinlikle iman edecektir. Vehbi olduğu için burada Peygamber iman etti denmesi neye işaret?
- Nebiler nebilik vazifesi geldiğinde dilerse iman etmeme gibi bir ihtimali olduğunu mu gösterir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetin meali şöyledir:

"Allah’ın elçisi ve müminler, rabbinden ona indirilene iman ettiler. Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inandılar. 'Onun elçileri arasında ayırım yapmayız.' ve 'İşittik, itaat ettik, bağışlamanı dileriz rabbimiz, gidiş sanadır.' dediler." (Bakara, 2/285)

Hiçbir peygamberin vahiy aldığı halde iman etmekten uzak durması ne aklen ne dinen mümkün değildir. Bu ayetteki işaretleri birkaç madde halinde arz edeceğiz:

a) Hz. Peygamber (asm) Efendimizin iman ettiğinin ilan edilmesi, onun bütün hayatının bu iman çerçevesinde cereyan ettiği gerçeği insanlara ders verilmiştir.

b) Bu ifadeyle, Hz. Peygamberin (asm) aldığı vahiy konusunda bunun Allah katından geldiğine dair hiçbir tereddüdü olmadığına işaret edilmiştir. Böyle bir imanla bir davayı savunan kimsenin bütün davranışları, sözlerinin ve fiillerinin çok samimi olduğunun bir göstergesidir. Hz. Peygamberin (asm) bu imana aykırı bir davranışının görülmemiş olması, onun herkesten önce kendisinin bu davaya iman ettiği ve o uğurda canını vermeye hazır olduğuna dair ifadelerinin hak ve hakikat olduğunu göstermektedir.

Bilindiği üzere, Müşrikler Ebu Talib’den Hz. Peygamberi (asm) davasından vazgeçirmesi durumunda, onun istediği her şeyi yapmaya hazır olduklarını bildirdiler. O ise şöyle cevap vermiştir:

Bunu bilesin ki, ey amca! Güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseler, ben yine bu dinden, bu tebliğden vazgeçmem. Ya Allah, bu dini hâkim kılar, yahut ben bu uğurda canımı veririm." (İbn Hişam, es-Sire, 1/284-285; Beyhakî, Delail’u’n-Nübüvve, 2/187)

c) Allah Teala bu surede, muhtelif şeriatları ve ahkamın kısımlarını zikrederek "O peygamber iman etti..." buyurmuş ve böylece peygamberin, bunun Allah'tan gelen ve kendisine ulaşan bir vahiy olduğunu; bunu kendisine haber verenin, Allah tarafından gönderilmiş ve tahrif etmekten masum olan vahiy meleği olduğunu, saptıran bir şeytan olmadığını bildiğini açıklamıştır.

Cenab-ı Hak sonra, Allah'ın Resulü (asm)'nün buna olan imanını zikretmiştir ki bu önce gelen mertebedir. Bunun peşinden de buna olan müminlerin imanını zikretmiş, ki bu da sonraki mertebedir ve şöyle buyurmuştur: "Mü'minler de (iman ettiler). Her biri, Allah'a ... inandı." buyurmuştur.

İşte kim bu surenin nazmı, yani kelamın dizilmesindeki incelikler ve tertibinin eşsizliği hususunda iyiden iyiye düşünürse, Kur'an-ı Kerim'in lafızlarının fesahati ve manalarının üstünlüğü yönünden bir mucize olduğu gibi, tertibi ve ayetlerinin nazmı (dizilmesi) bakımından da bir mucize olduğunu anlar. (bk. Razi, Mefatih, ilgili ayetin tefsiri)

d) Hadis-i şerifte: “(En doğru da olsa) haber almak gözle görmek gibi değildir.” (İbn Hanbel, 3/341) şeklinde ifade edilen hakikat doğrultusunda bakıldığı zaman, daha önce vahiy ile alınan gerçekler, mi'raçta gözle görülmeleri imanın mertebeleri hususunda da bir farklılık gösterir. Yani iman etmek ile iman mahallini gezip görmek arasında fark olduğu gerçeği bu ayetle bildirilmiştir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Peygamberimiz, kendi peygamberliğini tasdik etmiş midir? Kelime-i ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun