Ayete göre şeytan takva sahiplerine vesvese veremezdi?

Tarih: 14.11.2019 - 20:02 | Güncelleme:

Soru Detayı

​“Benden üstün tuttuğun kişi bu mu, söyler misin? Andolsun eğer beni kıyamete kadar ertelersen, onun soyunu, pek azı hariç, (azdırarak) kontrolüm altına alacağım.”
- İsra suresinin bu 62. ayetine göre şeytan takva sahibi Müslümanlara vesvese veremiyor, karışamıyor.
- Ama bazı hadis ve rivayetlerde görüyoruz ki şeytan Hz. Osman’a bile vesvese vermiş nefsine vesvese vermiş hatta Hz. Osman bazı sahabelerin selamını bile duymamış şeytanın vesvesesiyle uğraşmaktan.
- Bunun dışında yine görüyoruz ki şeytan bazı sahabelere de vesvese vermiş sahabeler bu durumu sorduklarında Hz. Muhammed, işte iman budur, diye cevap vermiş.
- Söylemek istediğim bu ayette şeytan takva sahibi insanlara vesvese veremediğini söylemiş ama hadislerde rivayetlerde tam tersi görüyoruz..
- Bu durumda bu ayetle hadis rivayetleri çelişmiyor mu?
- Şeytan neden takva sahiplerine de vesvese veriyor ama ayete göre veremezdi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Sorudaki İsra 62. ayetin mealinde soruyla ilgili bir şey yoktur. Soruda da geçtiği gibi ayetin meali şöyledir:

“Andolsun eğer beni kıyamete kadar ertelersen, onun soyunu, pek azı hariç, (azdırarak) kontrolüm altına alacağım.”

“Şüphesiz ki benim kullarım üzerinde senin hiçbir nüfuzun olmayacaktır. Güvenip dayanmak için Rabbin yeter.” (İsra, 17/65)

mealindeki ayette ise, “samimi kullara” vurgu yapılmıştır.

Allah’a bağlılıklarından dolayı ayette “benim kullarım” şeklinde anılan kişiler, samimi, ihlaslı olan, Allah’ın kendilerine verdiği akıl, irade gibi yüksek melekelerini gerektiği şekilde kullanarak hak yolunda sebat eden ve bu yolda Allah’ın da desteğini kazanan insanlardır. Ayette, bunlar üzerinde şeytanın nüfuz kuramayacağı, dolayısıyla bu insanların şeytana karşı koyarken ondan daha güçlü olacakları belirtilmektedir.

Böylece ayette hem insanın kullukta samimi olduğu nispette şeytana karşı üstün geleceğine vurgu yapılmakta hem de ona ümit ve cesaret telkin edilmektedir. 

“İblis dedi ki: Ya Rabbî! Beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki ben de dünyada onlara günahları süsleyeceğim ve senin ihlasa erdirdiğin kulların müstesna, onların hepsini azdıracağım.” (Hicr, 15/39-40)

mealindeki ayette de “ihlaslı kullar”a özellikle vurgu yapılmıştır.

Ayette yer alan “ahtenikenne” kelimesi, vesvese manasında değildir. Alimlerin belirttiği gibi, içinde vesvesenin bulunmadığı birkaç anlamı vardır: 

- Onlara galebe çalacağım.
- Onları aldatarak saptıracağım.
- Onlara kötülüklere meylettireceğim.
- Onlara dizginleyip kötülüklere yönlendireceğim.
- Onlara isyan ettireceğim.
(bk. Maverdi, ilgili ayetin tefsiri)

Burada vesvese düzeyinde bir telkinden ziyade, fiilen kötülük yaptırmak manası vardır. Çünkü bu değişik manaları bildirilen “ahtnikenne” fiilinin kök harfleri olan “HNK” atın dizgini manasına gelir. Bütün verilen bu anlamların hepsinde “dizginleme” manası vardır.

Buna göre ayette hikaye edilen şeytanın ifadesinin açılımı şöyledir: “Az bir kısmı hariç, onun neslinin ağzına dizgin vurup istediğim yere / kötülüklere yönlendiririm.”

Demek ayette, yalnız zihindeki hayalleri -kötülüklere bilkuvve yönelterek- bulandıran bir vesvese değil, kalb, akıl ve iradeleri etkileyip dizginlemek suretiyle insanları bilfiil kötülüklere yönlendirmek vardır. 

Salih insanlarda da bilkuvve vesvese olur, fakat bilfiil kötülüklere temayül ve yönlendirilme olmaz. Genel kural budur, istisnalar her zaman vardır.

“Sana şeytandan bir nezğa / vesvese geldiğinde hemen Allah’a sığın, O Semi’dir / her şeyi duyup gereğini yapar, Alîm’dir /her şeyi bilir.” (Araf, 7/200)

mealindeki ayette şeytanın Hz. Peygamber (asm)’e bile vesvese verebileceğine işaret edilmiştir. 

- Bununla beraber, peygamberlerden başka hiç kimse masum değildir. En salih olanların da kendilerine göre yaptıkları yanlışlar da şeytanın bu aldatmasından ileri gelmektedir.

İsra suresi ilgili ayetinin son cümlesi olarak yer alan: “Güvenip dayanmak için Rabbin yeter” mealindeki ifadesinde, peygamberler, evliyalar dahil herkesin şeytandan korunması için Allah’ın yardımına ihtiyacının olduğuna işaret edilmiştir. (bk. Razi, ilgili yer)

Sonuç olarak denilebilir ki, ilgili ayetlerde -her zaman istisnaları olan- genel kurallara dikkat çekilmiştir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun