"Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı."(Rum, 30/21) ayetine göre, eş seçiminde yaşadığımız hayatın ve yaptıklarımızın etkisi var mıdır?
Değerli kardeşimiz,
Önce şunu belirtelim ki, kader gizlidir, onun nasıl tecelli edeceğini biz bilemeyiz. İnsanların ahlakî veya kişisel kriterlerine göre, bir kader çizelgesini düşünmek, âdeta bu kriterleri bir kural halinde standart bir forma bağlamaya çalışmak, tahminî bir spekülasyondan öteye geçemez.
Bu gün eşlerden birinin iyi, birinin kötü olduğu ailelerin sayısı azımsanamayacak kadar çoktur. Buna mukabil, eşlerin ikisinin de çok kötü veya ikisinin de çok iyi olduğu ailelerin sayısı oldukça azdır. Pratiklerdeki bu realiteler gösteriyor ki, “İnsan nasıl bir hayat sürerse, evleneceği kişi olarak da Allah o yaşadığı hayata göre birisini mi çıkarır?” yargısı isabetli bir tespit değildir. Hatta eşler arasında “biraz iyi-biraz kötü” dengesinin varlığını düşünmek bile hem mevcut realitelere hem de adalet ölçüsü açısından göz ardı edilmemesi gereken bir algılama biçimidir. Bu sebeple, işi kadere havale etmeden Allah’ın verdiği aklî ve İslamî ölçüleri göz önünde bulundurarak eş seçimini yapma zorunluluğu vardır. Özgür irademizle yaptığımız seçimden sonra meydana gelen olumlu-olumsuz unsurların karşısında -şımarıklıktan ve aşırı sıkıntıdan kurtulma adına- adam gibi adam olmak için Kaderi düşünüp teslimiyet gösterebiliriz. Bu düşünce, eşleri birbirine karşı daha toleranslı, daha tahammüllü, daha sabırlı olmaya götürür.
"Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı." (Rum, 30/21; Şura, 42/11)
mealindeki ayette söz konusu edilen husus, erkek-kadın ikilisinin “insan nevi” ortak paydasındaki konumlarıdır. Yani, bir aileyi oluşturan eşlerin ikisinin de aynı türden birer mahluk, aynı “insan” kavramına dahil birey olduklarına işaret edilerek, ailenin huzurunu sağlamanın her zaman mümkün olduğuna vurgu yapılmıştır. Çünkü “insanlık” camiasının fertleri olarak, aile fertleri birbirinin hissiyatını, duygularını, düşüncelerini, zaaf taraflarını, sevinçlerini, üzüntülerinin kolaylıkla anlayabilirler ve küçük bazı feragatler göstererek bir entegrasyon ve adaptasyon ortamını hazırlayabilirler. Şayet eşlerden biri -faraza- melek veya cin olsaydı, insan olan eş onlarla kolay kolay anlaşamazdı. Çünkü hissiyatlar farklı farklı olurdu.
İşte bu ayette bu gibi gerçeklere ve hikmetlere işaret etmektedir. Yoksa, ayette geçen “nefislerinizde” ifadesini müşterek karakter manasına almak doğru değildir. Nitekim tefsirlerde de bu husus "erkek-kadın" ikilisinin "insan" ortak paydasında birleşmesi olarak açıklanmıştır. (bk. Taberî, Razî, İbn Kesir, Şevkanî, İbn Aşur, ilgili ayetlerin tefsiri).
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İnsanların kendi nefislerinden yaratılmış eşleri mi vardır?
- Size eşler yarattı ayeti bekârlar için nasıl açıklanır?
- Eşler arasındaki sevgi ve merhamet Allah'ın varlığına nasıl delil olabilir?
- "Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı"(Rum, 30/21) ayetine göre, eş seçiminde yaşadığımız hayatın ve yaptıklarımızın etkisi var mıdır?
- Allah, kıyamet gününe kadar ne kadar can yaratmayı takdir etmişse o mutlaka olacaktır, ne demek?
- Allah’tan mı eşten mi huzur olur?
- Allah'ın dışındaki şeyler sevilmez mi? Bir kimse hanımına aşık olamaz mı?
- "Evlenen, imanın yarısını tamamlamış olur, kalan yarısı hakkında ise Allah'tan korksun!" hadisini açıklar mısınız?
- Kadınlara niçin mehir veriliyor?
- İslam'ın kadına verdiği değer nedir; kadın küçük düşürülmüş müdür? Kadının örtünmesi eziklik göstergesi midir?