Allah’a iftira etmek ne demektir?

Tarih: 01.05.2017 - 03:37 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Allah’ iftira etmenin cezası sonsuz cehennem mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- İftira etmek, olmayan bir şeyi birinin üstüne atmak demektir.

- Bu açıdan bakıldığında, “Allah’a iftira etmek” iki manada kullanılmıştır:

a) Yalan söyleyerek bir şeyi Allah’a isnat etmek. Örneğin, kendisinde olmadığı halde, “Allah bana keşif-keramet vermiştir.” demek Allah’a iftira etmektir.

Keza, herhangi bir şekilde yalan söylemek, Allah’ın ilim ve kudretine iftiradır.

Mesela: Ankara’dan gelen bir kimse “Ben Antalya’dan geliyorum.” dese, Allah’ın ilmine ve kudretine iftira etmiş olur. Çünkü her şey gibi, onun Antalya’dan gelmesi de ancak Allah’ın ilmi dahilinde onun kudretiyle olmuştur. O ise, Allah’ın ilim ve kudretinin kendisinin Ankara’dan gelmesiyle ilgilendiğini söyleyerek iftira etmiş olur.

Evet, “Kizb kudret-i İlahiyeye bir iftiradır.” (bk. İşarat-ül İ'caz, s. 82)

Bu tür iftiralar -şekline göre- küçük veya büyük günah olsa da küfür sayılmaz. Çünkü bu kişiler -Allah’a iftira etmek maksadıyla değil-, yalnız kendi nefsani arzularını tatmin etmek için bu yola girmişlerdir.

b) Allah’a küfür gerektirecek şekilde iftira etmektir. Kur’an’da yer alan “iftira” kavramı, genellikle bu anlamdadır.

Mesela; Allah’a ortak koşmak, bir yalandır, iftiradır ve küfürdür. Müseylime-i kezzap gibi peygamberlik iddiasında bulunan sahtekarların, “Allah bana vahiy indirdi.” demeleri de bir yalandır, Allah’a iftiradır ve de küfürdür.

Allah’ın sıfatlarına aykırı olan bazı nitelemelerde bulunmak da böyledir. Örneğin, “İsa Allah’ın oğludur.”, “Melekler Allah’ın kızlarıdır.” gibi iddialar, birer yalandır, iftiradır ve de küfürdür.

Bu her iki tür iftiradan ötürü cezaya çarpılmak, bir adalettir.

Ancak, birinci iftiracı geçici, ikinci iftiracı -kâfir olduğundan- ebedi cehennemde kalacaktır.

Bununla beraber, bu iki iftiracı -birincisi günahtan, ikincisi küfürden- vazgeçip, pişman olup makbul bir tövbe ederlerse, affedilebilirler. Eğer tövbe etmeden ölürlerse, bu takdirde, günahkâr olan müfteri, diğer günahkarlar gibi imanla kabre girerse, Allah’ın dilemesine bağlıdır, isterse affeder, isterse cehennem koyar; fakat imanı olduğu için cezasını çektikten sonra cennete girer.

İkinci müfteri kâfir olduğu için, imansız olarak kabre girdiğinden ebedi cehennemde kalır.

“Muhakkak ki Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez, ama bunun dışındaki diğer günahları dilediği kimse hakkında affeder. Kim Allah’a ortak koşarsa, müthiş bir iftira etmiş, çok büyük bir günah işlemiş olur.” (Nisa, 4/48) 

mealindeki ayette bu hakikate işaret edilmiştir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun