Akıl sahipleri nerededir?

Tarih: 11.09.2024 - 13:03 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)'dan rivâyet edildiğine göre Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
 “Kıyamet günü bir münadi “Akıl sahipleri nerededir?” diye seslenir. İnsanlar “hangi akıl sahiplerini kastediyorsun” derler. O şöyle der: “Onlar ayakta (yürürken) otururken ve yanları üzere yatarken (bütün hal ve zamanlarında) Allah’ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür ederler ve Ey Rabbimiz, Sen bunları boşuna yaratmadın, Sen'i noksan sıfatlardan tenzih ederiz. Sen bizi cehennem azabından koru” diyenlerdir. (Âl-i İmrân 3/191) Onlar bir sancak altında hazırlanır. Onlar sancaklarının arkasında giderler ve onlara “Ebedi kalmak üzere Cennet'e giriniz” denir.” (Terğib, Dürrü Mensur)
-Hadis-i şerif sahih mi ve kaynak güvenilir mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Suyuti’nin rivayeti şöyledir:

İsbehani'nin "Terğib" isimli eserinde Ebu Hüreyre’den bildirdiğine göre Resulullah aleyhissalatü vesselam şöyle buyurmuştur:

Kıyamet gününde: “Akıl sahipleri neredeler?” diye seslenilir.

“Hangi akıl sahipleri?” diye sorulunca:

"Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler ve ‘Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru.’ diyenlerdir.” (1) karşılığı verilir. Bunlar için bir sancak dikilmiştir. Bahsedilen akıl sahipleri bu sancağın yanında toplanır ve kendilerine: “İçinde ebedi kalacağınız cennete girin.” denilir. (ed-Dürrü’l-mensur, Al-i İmran, 191. ayetin tefsiri)

Bu rivayetin sıhhati konusunda bilgi bulamadık.

Burada geçen akıllı kişi, akleden yani aklını yaratıldığı istikamette kullanan kişidir. Nitekim bu rivayette akıllı kişi “Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler ve şöyle derler: ‘Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru.” mealindeki ayetle açıklanmıştır.

Demek ki, akıllı kişi "Bir iğne ustasız olmaz, bir harf yazarsız olmaz." hakikatini anladığı gibi, bu evrenin de mutlaka bir var edeni olduğunu anlayıp kabul eden, her durumda onun eserlerini tefekkür ederek ahiretine hazırlanan kişidir. Yoksa aklını doğru kullanmayan kişi akıllı kişi değildir, hükmen aklı yok gibidir.

Kuran-ı Kerîm “ancak bilenlerin akledebileceğini” söyler.(2) Nitekim bu akıl gücünü ve bu bilgiyi iyi kullanmadıkları için kâfirleri, “... Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bu yüzden akledemezler.”(3) diyerek yermiş, “O, aklını kullanmayanlara kötü bir azap verir.”(4) ayetiyle bütün insanlığı uyarmış ve akıllarını kullananların cehennem azabından kurtulacakları(5) belirtilmiştir.

Kuran’ın birçok ayetinde, akıl sayesinde kazanılan bilginin gene bu gücün kontrolünde kullanılması gerektiği, bunu yapmayanların sorumlu tutulacağı sık sık ifade edilmektedir. Kuran-ı Kerîm’de, eşyadaki nizamı anlama gücüne sahip olan akla, aynı zamanda ilahi hakikatleri sezme, anlama ve onların üzerinde düşünüp yorum yapma görev ve yetkisi de verilmiştir.

Nitekim “Allah ayetlerini akledesiniz diye açıklamaktadır.”(6) ayetiyle aklın bu fonksiyonuna işaret edilmiştir.

Bir hadisinde Hz. Peygamber (asm) Efendimiz, “akıllı” manasına keyyis kelimesini kullanmış ve Keyyis, nefsini kontrol altına alıp ölümden sonrası için hazırlanan kimsedir.” demiştir.(7)

Kaynaklar:

1) Al-i İmran, 3/191.
2) Ankebût 29/43.
3) Bakara 2/171.
4) Yûnus 10/100.
5) bk. Mülk 67/10.
6) Bakara 2/242.
7) Tirmizî, Ḳıyamet, 25; İbn Mâce, Zühd, 31.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 92
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun