“Edindikleri ilâhlar kendilerine yardım etseydi ya! Hayır, onları bırakıp gittiler.” (Ahkaf, 46/28) ayetine göre cansız ilahlar nasıl onları bırakıp uzaklaşıyor?

Tarih: 07.02.2012 - 10:33 | Güncelleme:

Soru Detayı
- Bir de putların ahirette diriltilmesini anlatır mısınız?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetin meali şöyledir:

“Allah'tan başka kendilerine yakınlık sağlamak için tanrı edindikleri şeyler, kendilerine yardım etselerdi ya! Hayır, onları bırakıp gittiler. Bu onların yalanı ve uydurup durdukları şeydir.”(Ahkâf, 46/28).

Burada, kendilerini Allah’a yaklaşçtıracak birer ilah olduklarını savundukları putların -daha önceki kavimlerin helak olmaları vaktindeki- durumuna dikkat çekilmiş ve aynı şekilde müşrik olan Mekke halkı uyarılmıştır. Bir önceki ayetlerde, helak olan eski kavimlerin durumu ve putların onlara hiçbir faydalarının olmadığına işaret edilmiş ve -meal olarak- şu ifadelere yer verilmiştir:

“Andolsun biz, çevrenizdeki memleketleri de yok ettik. Belki doğru yola dönerler diye ayetleri tekrar tekrar açıkladık." (Ahkaf, 46/27)

Yani ey Mekke halkı! Çevrenizde, peygamberleri yalanlayan ülke halklarını da helak ettik. Mesela, Hicaz ülkesine komşu olan Semud, Lût kavminin ülkesini ve Medyen'i helak ettiğimiz gibi, Yemen’de Sebe halkını da yok ettik. Bu ülkeler, Mekke halkının yaz ve kış yolculuklarında uğradıkları yolları üzerinde bulunuyordu. Biz çeşit çeşit ayetleri ortaya koyup açıkladık ki, onlar küfürlerinden yine de dönmediler.

Daha sonra Allah, o kavimlerin putlardan hiçbir yardım görmediklerine dair gerçeği -meal olarak- şöyle beyan etmiştir:

"Allah'tan başka kendilerine yakınlık sağlamak için tanrı edindikleri şeyler, kendilerine yardım etselerdi ya! Hayır, onları bırakıp gittiler. Bu onların yalanı ve uydurup durdukları şeydir." Yani kendilerine şefaat etmeleri için, Allah'a yaklaşmaya vesile yaptıkları şeyler onları içine düştükleri azaptan kurtarsaydı ya! Bu sapıklığın ve bu hüsranın sebebi onların o putları ilâhlar edinmeleri, kendilerini Allah'a yaklaştıracak ve Allah yanında kendilerine şefaat edeceklerine inanmalarıdır. Allah’tan başka birtakım hâmiler edinerek:

'Biz onlara sırf bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.' diyenlere gelince, elbette Allah, onların hakkında ihtilaf ettikleri hususlarda aralarında hükmünü verecektir.”(Zümer, 39/3)

mealindeki ayette onların bu iddiaları seslendirilmiştir.

İşte söz konusu ettiğimiz ayetlerde de müşriklerin bu yanlış düşüncelerine dikkat çekilmiş, eski kavimler gibi müşrik bir kavim olan Mekke halkına yönelik çok önemli bir azarlama ve putlarının kendilerine hiçbir fayda vermeyeceğine dair ciddi bir uyarı yapılmıştır. “Eğer bunların herhangi bir faydaları olsaydı, daha önce dalalete/sapıklığa düşen milletlere faydaları olurdu” denilerek putçulukla ilgili meselenin vahameti açıkça ortaya konmuştur.

- Putlar için kullanılan “onları bırakıp gittiler” mealindeki ifade bir mecazdır. Konuyu gözler önünde canlandırmak için bu üslup tercih edilmiştir. Kur’an’da, mecaz olarak kullanılan ve cansızları canlı ve akıllı birer varlık gibi niteleyen başka ayetler de vardır. Burada, putların helak olan o müşrik kavimlere hiçbir faydasının olmadığına işaret etmek üzere, “âdeta kendilerine tapan kullarını yüzüstü bırakıp kaçtıklarını...” ima eden bir üslup tercih edilmiştir.

- Putların ahiretteki durumları ise, onu da ancak Kur’an’dan öğrenebiliriz. Bu konuda akıl yürütmek mümkün değildir. Konuyla ilgili birkaç ayetin mealleri verelim:

“Gün gelir, Allah müşriklerle, onların Allah’tan başka ibadet ettikleri putlarını diriltip bir araya toplar ve şöyle buyurur: ‘Siz mi saptırdınız bu kullarımı, yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?’ Onlar şöyle cevap verirler: Sübhansın! Yüceler Yücesisin! Senden başka dost edinmeyi düşünmek bize yaraşan şey değildir. Ne var ki Sen onları ve babalarını, nimetlerine mazhar edip ömür vererek yaşatınca onlar Sen’i anmayı unuttular ve helâke müstahak bir güruh haline geldiler.’(Furkan, 25/17-18).

Bu ayetlerde, gerek canlı ve gerek cansız bütün putlar kastedilmiş olabilir. Meal olarak ayette yer alan “Allah’tan başka ibadet ettikleri putlar,” ifadesi genel olduğu için put edinilen her şey söz konusudur.

Ancak gerçek konuşanlar, sorulara cevap verenler, -Melekler, cinler, Hz. İsa, Hz. Üzeyr gibi- insanlar tarafından ilah edinmiş canlı ve akıllı varlılklardır. (bk. Kurtubî, İbn Kesir, Celaleyn, İbn Aşur, ilgili ayetlerin tefsiri) Nitekim, aşağıda meallerini vereceğimiz ayetlerde Hz. İsa ve meleklerin ilah edindiği hususu seslendirilmiştir:

“Allah, ‘Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara "Beni ve annemi Allah’tan başka iki tanrı edinin, dedin?" deyip sorguladığı vakit, o şöyle diyecek: ‘Hâşa! Sen şerikden ve her noksandan münezzehsin Ya Rabbî! Hakkım olmayan bir şeyi söylemem doğru olmaz, bana yakışmaz. Hem söylediysem malûmundur elbet. Benim varlığımda olan her şeyi sen bilirsin, ama ben senin Zatında olanı bilemem. Bütün gaybleri hakkıyla bilen ancak sensin. Sen ne emrettinse ben onlara, bundan başka bir şey söylemedim. Dediğim hep şu idi: "Rabbim ve Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.”(Maide, 5/116-17).

“Gün gelecek, Allah hepsini mahşerde toplayacak, sonra da melaikeye: 'Şunlar size mi tapıyorlardı?' diye soracaktır. Onlar: 'Müşriklerin iddialarından seni tenzih ederiz. Bizim dostumuz, koruyucumuz onlar değil, sadece sensin! Hayır, onlar bize değil, cinlere tapıyor ve ekserisi onlara inanıyorlardı.' diye cevap verirler.”(Sebe, 34/40-41)

- Bununla beraber, Allah dilerse cansız putları da -lisan-ı kal veya lisan-ı hâl ile- konuşturur, insanların organlarını konuşturan Allah, o cansız nesneleri de konuşturabilir. (Razî, Kurtubî, Beyzavî, Furkan; 16-17. ayetlerin tefsiri)

Nitekim,

“Gün gelecek, dilleri, elleri ve ayakları yapmış oldukları bütün kötülükleri tek tek bildirerek aleyhlerinde şahitlik edecektir.”(Nur, 24/24),

“Bugün mühür vuracağız ağızlarına, elleri bize söyler, ayakları şahitlik eder, kendi yaptıklarına.”(Yasin, 36/65)

mealindeki ayetlerde bu husus açıkça vurgulanmıştır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun