Yıkılmadıkça bu medreseler, bu minareler / Kalenderlik gelişemez hiç bir zaman. İman küfür olmadıkça küfürde iman / Olamaz bir tanrı kulu gerçek Müslüman. Yunus Emre bu şiirinde neyi anlatmak istemiştir?

Tarih: 26.07.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Önce şunu net olarak söyleyelim ki, İslam dinini Yunus Emre’den daha iyi bilen yüzbinlerce İslam alimi vardır.

İkincisi; İslam’da Kur’an ve Sünnete aykırı hiçbir kimsenin sözüne kulak asılmaz. Kur’an konuştuğunda herkes susmak zorundadır.

Üçüncüsü: Yunus Emre hayatı boyunca akranlarından daha fazla ibadet eden bir velidir. Kendisi hiçbir zaman namazı, orucu terk etmemiştir.

Dördüncüsü: Yunus Emre’ye ait olmayan bir çok şiirin zaman içerisinde ona isnat edildiği bilinmektedir. Bu şiir de onlardan biri olabilir. Bir Bektaşî bunu yazıp da ona mal etmiş olabilir.

Beşincisi: Tasavvuf ehlinin sözleri istiare, teşbih, mecaz üzere döner. Bu sebeple bu şiirin de bilmediğimiz bir manası olabilir. Bununla beraber, bu şiirin açıklaması şudur:

"Yıkılmadıkça  bu medreseler, bu minareler / Kalenderlik gelişemez hiç bir zaman"

Yani insan kendi iç dünyasındaki nefsin gururuna vesile olan alametleri silmedikçe, tam kalender bir kişiliğe sahip olamaz. “Ben Medrese ilimlerini bilirim...”, “Benim minare gibi imtiyazlarımı ilan eden meziyetlerim var...” dediği sürece ve bu kibir ve gururdan sıyrılmadığı sürece, kalender bir kişilik kazanamaz.

"İman küfür olmadıkça küfürde iman / Olamaz bir tanrı kulu gerçek Müslüman." 

Yani, insan kendi kabiliyeti itibariyle “küfür ile imana” karşı, aynı mesafede olduğunu, imana gelmiş olması kendisinin mahareti sayesinde olmadığını, kâfir olan bir çok kimsenin kendisinden daha akıllı, daha zeki olduğunu, kendisinin de her zaman şeytan ve nefsin telkiniyle küfre girebileceğini, dolayısıyla sahip olduğu imanı Allah’ın bir lutfu olarak görmedikçe gerçek manada Müslüman / Allah’a teslim olmuş olamaz.

Önemli bir not: Eğer “kalbin temizliği” Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmeye gerek bırakmasaydı, meleklerin kalbinden daha temiz kalbe sahip olan Hz. Muhammed (a.s.m) ve “Perde-i gayb açılsa artık imanım fazlalaşmaz.” diyen Hz. Ali (ra)’in herkesten daha evvel ibadeti terk etmeye hakları olacaktı. Eşsiz bir iç temizliğe sahip olan bu iki gönül sahiplerinin hayatları boyunca herkesten daha fazla Kur’an’ın zahirî emirleri çerçevesinde kulluk etmeleri, aksi iddianın cezası çok büyük bir vebale gebe olduğunun göstergesidir.

Son olarak şairin şu şiiri ile de kulaklarımızın pasını silelim istiyoruz:

“Namaz kılmaz, oruç tutmaz, bunca kuru laf elverir / Sen kalbe bak diye diye kirli kalbini gösterir.”

Allah, kıyamet günü bizi rezil rüsvay edecek her türlü yanlış kuruntulardan muhafaza buyursun. AMİN!

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun