Yahudi, Hristiyan, Ateist gibilerle dost olursak dinden çıkar mıyız?

Tarih: 08.05.2015 - 18:51 | Güncelleme:

Soru Detayı

''Yahudi Hristiyanı Dost edinmeyin''
Bu anlamda bir ayet vardı. Buradan yola çıkarak Kafirlerle dost olursak dinden çıkar mıyız? (Yahudi, Hristiyan, Ateist vs.)
- Diyelim ki ben Müslüman biriyim, ama para için yani çıkarlarım için insanları dinden çıkarmak adına çalışsam ve bunu başarsam, ben de dinden çıkar mıyım yani kafir olur muyum?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

- Kâfirlerle dost olmak iki şekilde olur:

a) Ehl-i kitap gibi kâfirlerin dinilerini veya ateistler gibi kâfirlerin dinsizliklerini sevdiği için, onlara dost olan derhal dinden çıkar. Çünkü yanlış bir dini veya dinsizliği seven ona taraftar olan -dolaylı olarak- İslam dinini doğru bulmuyor demektir.

Zira, Kur'an’da Hristiyan ve Yahudilerin dinlerinin artık geçerli olmadığı vurgulandığı gibi, dinsizliğin her türlüsü reddedilmiştir. Buna rağmen, bu düşüncede olan kimseleri o düşüncelerinden ötürü sevmek İslam dinini inkâr etmek anlamına gelir.

b) İkinci bir sevgi şekli ise, gerçekten sevdiği kâfirlerin kâfirce olan düşüncelerini değil, başka münasebetlerden dolayı onlara yakınlık göstermektir; iyi olan insani vasıflarını sevmektir.

Mesela: -Allah korusun- bir Müslümanın çocuğu kâfir olsa, yine de ona yakınlık gösterebilir. Bu yakınlık onun dinsizliğinden ötürü değil, evladı olduğu içindir.

Veya, bir kâfirle bir alışveriş eden bir kimse elbette ona yakınlık gösterir. Bu yakınlık da onun kâfirliğine değil, ticaret ahlakı, dünya menfaati adınadır.

Keza, İslam’a göre, bir Müslüman Yahudi veya Hristiyan bir kadınla evlenebilir. Her insan gibi bu adam da bu gayri müslim olan eşini sevmeyecek mi? Elbette sever ve onun bu sevgisi, eşi gayri müslim olduğu için değil, eşi olduğu içindir.

- Kur’an’da Ehl-i kitap olanlara karşı gösterilmesi yasaklanan dostluk, birinci şıktaki dostluğa yöneliktir.

İlave bilgi için tıklayınız:

"Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin!"

Cevap 2:

İslam’da şöyle bir kural vardır: “Küfre rıza göstermek küfürdür.”

Bu kaidenin dayanağı şu mealdeki ayet gibi Kur’an ifadeleridir:

“Kitapta Allah size şunu da indirmişti: Allah'ın ayetlerinin inkâr edildiğini yahut alaya alındığını işittiğinizde, onlar başka bir söze dalıncaya kadar onlarla beraber oturmayın. Yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Allah ise münafıkları da kâfirleri de hep birlikte cehennemde toplayacaktır.” (Nisa, 4/140)

- Kurtubi’nin de belirttiği gibi, ayette yer alan “Yoksa siz de onlar gibi olursunuz.” mealindeki ifadeden açıkça anlaşılan husus şudur: Ayetlerin inkâr edildiği veya alaya alındığı yerde (mazeretsiz) durmak, -buna razı olmak manasına geldiği için- küfürdür. Küfrün olduğu yede -mazeretsiz- durmak küfre, günahın olduğu yerde -mazeretsiz- durmak ise günaha ortak eder. (bk. Kurtubi, ilgili yer)

- Bu açık gerçek ortada iken, yalnız küfre rıza değil; üstelik küfre sokmaya gayret etmek elbette çok tehlikelidir. Çünkü bir kimsenin kâfir olmasını arzu etmek veya razı olmak küfre taraftar olmak demektir.

Halbuki, her küfür Allah’a karşı en büyük bir isyandır. Allah’a karşı isyanın olmasını istemek imanla bağdaşmaz.

Keza, Allah küfre razı değildir. Buna göre bir kimsenin kâfir olmasını istemek, hele, hele onun kâfir olmasına çalışmak, Allah’ın razı olmadığı, hoşnut olmadığı bir eylemin gerçekleşmesine taraftar olmak anlamına gelir. Bu da iman ve iman şuuruyla bağdaşmaz.

- Kaldı ki, her Müslümanın temel vazifeleri arasında bulunan bir görevi, insanları iman etmeye, İslam’ı yaşamaya teşvik edip sevk etmektir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun