"Ya Latif" zikrini çekenin her duası kabul olur mu?

Tarih: 07.03.2022 - 20:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

- 16.641 kez “Ya Latif” zikriyle birlikte her duanın kabul olacağı ile alakalı konuşmalar var. Konuyu detaylı açar mısınız?
- Konuyla alakalı kaynaklarda böyle bir durum var mıdır?
- Varsa nasıl yapılacağını falan anlatır mısınız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Allah, kendi isimleriyle dua etmemizi ister ve "En güzel isimler Allah'ındır. Ona o güzel isimleriyle dua edin...” (Araf, 7/180) buyurur.

Bu nedenle Allah’ın hangi ismi olursa olsun, o isimle dua etmenin büyük sevabı vardır.

Ancak sorudaki şekliyle sağlam kaynaklarda bir bilgiye rastlayamadık.

- Tespit edilen 16.641 sayısının sırrı şudur:

“Latîf” isminin ebced değeri 129’dur. Söz konusu 16.641 sayısı ise, 129X129’dur.

Bizce bu çok büyük bir sayı olup, bu kadar zikir oldukça zordur. Bu sebeple bunun yerine bu ismi bir yerde 129 defa çekmek daha uygun olabilir. Şayet vakti müsait ise, bu 129 sayısını birkaç kere daha tekrarlamak mümkündür. 

- Kanaatimizce, ayet olsun, Allah’ın isimleri olsun, herhangi birinin zikredilmesi ile kesin olarak duanın kabul edileceğine dair bir hüküm isabetli değildir. Zira bir duanın kabul şartları olmakla beraber, son kararın sahibi Allah’tır.

Bir duanın makbul veya bir işin vücut bulmasına kesin olarak bakmak, -zaman, mekân ve saire kabul şartlarının tahakkuk etmesi durumunda bile- yanlıştır. Zira bu takdirde “determinizm” gibi sebep-sonuç zorunluluğu söz konusu olur ve Allah’ın iradesi rafa kaldırılmış olur.

Bunun için ayet ve hadislerde zaten bulunmayan, ancak bazı salih ve arif kimselerin tecrübeleriyle sabit olan olayları genellemek isabetli değildir.

Evliyanın bütün dualarının makbul olduğunu söylemek veya Latîf ismini vesile kılarak dua etmenin kesin kabul olduğunu / olacağını düşünmek kesinlikle doğru değildir.

“Görevimiz duadır, ibadettir, ubudiyettir; bunları kabul edip etmemek ise, Allah’ın işidir. Kendi görevimizi yaparız, Allah’ın işine karışmayız…”

Bu konuda İmam Gazali, Şafii, Süheyli ve benzeri âlimlerin tecrübe ettikleri bazı makbul duaların hikâyelerine yer vermişlerdir.

Burada uzun bir hikâyenin içinde yer alan “Latîf” isminin de içinde bulunduğu makbul bir duayı özetle yazmakla “hitamı misk” bir sonuca varacağımızı temenni ediyoruz:

Rivayete göre, Abbasi halifesi Mansur hacda tavaf ederken, bir adamın “Allah'ım! Deniz, kara her yerde zulüm, bozgunculuk almış gidiyor...” dediğini işitiyor ve bir elçi gönderip o adamı yanına celp ettiriyor…

Nihayet adam halifenin bizzat kendisinin haksızlık yaptığını söylüyor. Ancak sabah namazında adam kayboluyor. Halife bir görevliye “Ya onu getirirsin ya da ölürsün.” diyor. Görevli adamı buluyor, fakat adam “Gelmem!..” diyor. Ve (adama), “Şu duayı cebine koyar veya okursan, zulmünden korunursun.” der ve kendisine şu duayı verir: 

“Allah’ım! Azametin içinde bütün latiflerden daha latif oldun.
Azametinle bütün büyüklerden daha büyük / daha yüce oldun.
Arşının üstündeki varlıkları bildiğin gibi, yerin altındaki gizli şeyleri de bildin.
Göğüslerdeki fısıltılar / vesveseler yanında / katında açık olan şeyler gibidir.
Açık sözler, ilminde gizli sırlar gibidir.
Her şey azametine karşı boyun eğmiştir.
Her saltanat sahibi senin saltanatına karşı inkıyat etmiştir.
Dünya ve ahiretin bütün işleri senin elindedir.
Ne olur, bütün gam ve kederlerime bir çıkış yolu ve bir kurtuluş ihsan eyle!..”

İlgili görevli halifenin yanına gittiğinde “Sende sihir mi var?” diye sormuş ve adam da meseleyi olduğu gibi açıklamıştır. (İhya, 2/353)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun