Utanma duygusu, iffet ve haya Allah’ın emri mi?
Utanma duygusu, iffet ve haya deyince hep kadınlar akla gelir, acaba bu duygular ve özellikler hem erkelere hem de kadınlara de Allah’ın emri mi?
Konuyu ayet ve hadislerle açıklarsanız memnun olurum.
Değerli kardeşimiz,
Evet, hem erkek hem de kadın için utanma duygusu, iffet ve haya Allah’ın emridir, bu emre hakkıyla uymamız gerekir.
Bir gün Hz. Peygamber Efendimiz (asm) ashabına, اِسْتَحْيُوا مِنَ اللّٰهِ حَقَّ الْحَيَاءِ “Allah’tan gerektiği gibi hayâ ediniz!” buyurdu. Ashab-ı kiram, “Ya Resûlallah! Biz Allah’tan hayâ ediyoruz!” dediklerinde, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) onlara şu uyarıda bulundu: “…Allah’tan hakkıyla hayâ etmek, bütün organları her türlü günah ve haramdan korumaktır. Dünyanın geçici nimetlerine aldanmamaktır. Ölümü ve hesabı asla unutmamaktır.” (1)
Haya, yüce dinimiz İslam’ın kadın erkek her Müslüman’a emrettiği temel bir ahlak ilkesidir.
Haya, nefsin her türlü aşırılığına karşı gösterilen onurlu bir duruştur. İnsanı bütün kötülüklerden koruyan güçlü bir kalkandır.
Haya, bir hayat tarzıdır. Fıtratın gereği, bedenin süsü, imanın hayata yansımasıdır. Bir hadis-i şerifte Allah Resûlü (asm), اَلْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ الْإِيمَانِ “…Haya, imandan bir parçadır.” (2) buyurarak, hayanın önemine dikkat çekmektir.
Hayasızlık ise, ahlaki değerleri yok eden, insanın onur ve saygınlığını ayaklar altına alan bir felakettir. Şeytanın, en sinsi tuzaklarından biridir. Nitekim Yüce Rabbimiz, “Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın...” (3) buyurmaktadır.
Maalesef, mahremiyetin pervasızca ihlal edildiği bir çağda yaşıyoruz. Günümüzde giyim sektörü, modacılar ve bazı medya çevreleri, “özgürlük” ve “çağdaşlık” adı altında çıplaklığı özendirmekte, örtünmeyi değersizleştirmektedir. Bu anlayış, kadını da erkeği de değerli bir varlık olmaktan çıkarıp izlenen ve tüketilen bir nesneye indirgemiştir. Oysaki insanın bedenini, mahremiyetini ve özelini toplum önünde sergilemesi; aklın, vicdanın ve fıtratın bozulmasıdır.
Resul-i Ekrem (asm), “Aziz ve Celil olan Allah Halîm’dir, hayâ sahibidir, ayıp ve kusurları örtendir. Hayâyı ve örtünmeyi sever.” (4) buyurmaktadır.
Dolayısıyla kısa giysiler ve şeffaf kıyafetler giyilmesi, nerede ve hangi amaçla olursa olsun Allah’ın örtünme emrini ihlaldir, haramdır.
Uzuvları belli edecek şekilde dar elbise giyenler Allah Resulü (sasm) efendimizin ifadesiyle, كَاسِيَاتٌ عَارِيَاتٌ “Giyinik çıplaklardır.” (5)
Öyleyse küçük yaştan itibaren çocuklarımıza hayâ ve edebin önemini anlatalım. İnancımıza ve medeniyetimize uygun bir giyim tarzını sevdirerek onları yetiştirmeye çalışalım. Evlatlarımızın fıtratlarını bozacak her türlü yanlıştan onları korumanın gayretinde olalım. Bu hususa dikkat etmemek; ebeveynler için ciddi bir hata, büyük bir sorumsuzluk, ağır bir vebaldir.
Tıbbi bir zorunluluk olmadan sadece beğenilmek ve özenti uğruna vücut organlarının yapısını değiştirmek, estetik ameliyatlarla fıtratı bozmak Allah’ın yarattığını beğenmemek ve şeytanın oyununa gelmektir, günahtır. Nitekim şeytan Allah’ın huzurundan kovulduğunda, وَلَاٰمُرَنَّهُمْ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلْقَ اللّٰهِۜ “…Kullarına Allah’ın yarattığını değiştirmelerini emredeceğim…” (6) demiştir.
Ayrıca hangi amaçla olursa olsun dövme yaptırmak, Peygamber Efendimiz (asm)’in ifadesiyle Allah’ın rahmetinden mahrum kalmaktır, haramdır.
Ekranlarda, dijital mecralarda, görsel ve yazılı basında dinimizin tasvip etmediği kıyafetlerle paylaşımlar yapmak her açıdan çirkin bir davranıştır, haramdır.
Bir ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“Müminler arasında hayasızlığın yaygınlaşmasını isteyenlere dünyada ve ahirette can yakıcı bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (7)
Allah’ın haya ve iffet konusunda erkeğe ve kadına yüklediği sorumluluk aynıdır. Nitekim Yüce Rabbimiz Nur suresinin otuzuncu ve otuz birinci ayetlerinde şöyle buyurmaktadır:
“Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, iffet ve namuslarını korusunlar…” “Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, iffet ve namuslarını korusunlar. Kendiliğinden görünen yerler dışında ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar...” (8)
O halde, her işimizde olduğu gibi giyim kuşam ve mahremiyet konusunda da ölçümüz Allah’ın emirleri ve Peygamber Efendimiz (asm)’in sünneti olmalıdır.
Unutmayalım ki bedeni açıkta bırakan elbiseler, vücut hatlarını belli eden kıyafetler tarz ya da imaj değil Allah’ın emirlerini ihlal etmektir.
Bazı sinema, dizi film, dijital mecralarda yapılan yayınlar ve reklamlar aracılığıyla normalleştirilmeye çalışılan çıplaklık, cesaret ve özgürlük değil, aile kurumuna yapılan bir saldırıdır. Uygunsuz kıyafetlerle toplumsal alanlarda, hele hele kurumsal özelliği olan mekânlarda bulunmak asgari ahlak kurallarına bile meydan okumaktır.
Bu, çağdaşlık değil, ilkelliktir.
Ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz kalan herkes büyük bir vebal altındadır. Çünkü neslimizin iffetini, edebini ve ahlakını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur.
Peygamber Efendimizin şu duasına uygun hareket edelim ve amin diyelim:
اَللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ الْهُدَى وَالتُّقَى وَالْعَفَافَ وَالْغِنَى
Allah’ım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği dilerim. (9)
Kaynak:
1) Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 24.
2) Müslim, Îmân, 57.
3) Arâf, 7/27.
4) Nesâî, Gusül, 7.
5) Müslim, Cennet, 52.
6) Nisâ, 4/119.
7) Nûr, 24/19.
8) Nûr, 24/30, 31.
9) Müslim, Zikir, 72.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet