Türkana çocuğu fosilin mahiyeti ne?
Türkana çocuğu fosili bulunmuş. Bu fosil insansı sınıfına giriyor insanlık Âdem’den başladıysa bu fosilin mahiyeti nedir?
Değerli kardeşimiz,
Turkana Çocuğu veya Nariokotome Çocuğu olarak fosil bir iskelet takdim ediliyor. Bu fosil Richard Leakey'inin ekibi tarafından 1984 yılında Afrika’nın Kenya bölgesinde yer alan Turkana Gölü'nün yakınında bulunmuştur.
Bunun 11-13 yaşlarında bir çocuğa ait olduğu, günümüzden 1.5-1.6 milyon yıl önce Alt Pliyosen devrinde yaşadığı ileri sürülmektedir.
Şekilde resmi verilen bu fosil iskelet, günümüz insanının iskelet yapısına benzemektedir. Bu olsa olsa Hz. Âdem babamızın torunudur. Burada iddia edildiği gibi günümüzden 1.5 milyon yıl öncesinde yeryüzünde insan mevcut değildi.
Kenya’nın Turkana gölü kıyısında bulunan bu fosilin benzeri yine 1985 yılında Shipman ve ekibi tarafında KNM-WT-17000 fosili bulundu ve 2.8 milyon yaşında olduğu belirtildi. O yılda bu KNM-WT-17000 fosili büyük bir şamata ile reklam edildi. Bu fosilin, bundan önceki insanın atası olarak ileri sürülen bütün fosillerin geçersizliğini ortaya koyduğu belirtildi. Fakat 2.8 milyon yıl herhalde pek çok çevre tarafından kabul görmedi.
Şimdi de yine aynı tarihlerde ve aynı yerde bulunmuş, aynı özelliklere sahip bir başka fosil 40 yıl sonra KNM-WT-15000 fosili 1.5 milyon yıl yaşında diye takdim ediliyor. Muhtemelen 40 yıl önceki olayı kimse hatırlamaz düşüncesiyle bunu yaptılar.
Şöyle bir soru akla gelebilir: Bu yaş tayinleri kesin değil mi?
Cevap:
Kesin değil. İşin içinde olmayanlar, bu jeolojik yaşları kesin rakamlar zannediyorlar. Hiçbir canlı nüfus kâğıdı ile gömülmez. Onun için jeolojik yaş tayinlerinde, özellikle 50 yıldan sonrası yaklaşık bir değer verir. Bu konuda daha sıhhatli bilgi sahibi olunması için size jeolojik yaş tayin metodundan kısaca bahsedeceğiz.
Jeolojik yaş tayinlerinde en yaygın kullanılan metot uranyum metodudur. Bunun da birkaç çeşidi vardır. Birincisi karbon 14 metodudur. Bu, günümüzden geriye doğru 50 bin seneye kadar değerleri tespitte kullanılır. Deri, kemik, odun ve bitki gibi organik maddelere uygulanır.
50 binden daha yaşlı fosillerde uranyum U235, uranyum U238 ve Toryum Th232 metotları kullanılmaktadır. Bu metotlar; eski fosillere, taşlaşmış (minaralize olmuş) kemiklere uygulanır. Uranyum metodu bazen fosilin kendisine değil, çevresindeki tortul kayaçlara, mağaralardaki sarkıt ve dikitlerdeki kalsit tabakalarına, fosilin üzerinde veya altında oluşmuş mineral kabuklara uygulanır. Bu tabakalardaki uranyum bozulmasının hesaplanmasıyla fosilin yaşı bulunmaya çalışılır[1].
Uranyum metodu ile jeolojik yaş tayini
Uranyum Metodu, yaş tayin metotlarının bir ailesidir. Bu metotların hepsinin esası, uranyum ile onun kardeş elementi olan toryumun uzun bozunma zincirleri boyunca kurşun ve helyum hâsıl etmelerine dayanır. Bu olay alfa bozunumu olarak adlandırılır. Olayda alfa partikülleri, ana atomların çekirdeklerinden sabit bir hızla ayrılırlar. Bunlar helyum gazının pozitif yüklü atomlarıdır.
Radyoaktif elementlerin başında uranyum ve toryum gelir. Uranyumun iki izotopu vardır. Bunlardan birincisi U238’dir ve yarı ömrü 4.5 milyar yıldır. Diğeri U235’in ise yarılanma ömrü 0.7 milyar yıldır.
Yarılanma ömrü nedir?
Elinize 10 gram uranyum U235 elementi olduğunu kabul edin. Bunun yarıya inmesi için 0.7 milyar yıl geçmesi gerekir. Geriye kalan 5 gramın tekrar yarıya inmesi için yine 0.7 milyar yıl geçmesi icap eder. Bu şekilde her seferinde kalanın yarıya inmesi için yine aynı bozunma süresi cereyan eder.
Toryumun (Th232) yarılanma ömrü ise 14.1 milyar yıldır. Bunlar belirli oranlarda helyum atomu vererek aşağıdaki gibi kurşun izotoplarını hâsıl ederler:
U238 Yarılanma ömrü 4.5 milyar yıl Pb206 + 8He4
U235 Yarılanma ömrü 0.7 milyar yıl Pb207 + 7He4
Th232 Yarılanma ömrü 14.1 milyar yıl Pb208 + 7He4
Normal kurşun minerali olan galenitte (PbS) kurşunun üç izotopu bir arada yer alır. Bu elementleri ihtiva eden herhangi bir tabakada kurşunun dördüncü bir izotopu olan Pb204’ü, diğer izotoplarla birlikte bulmak mümkündür. Bundan dolayı ona “yaygın kurşun” denir. Jeolojik zamanlar boyunca diğer izotopların miktarı gittikçe arttığı hâlde, Pb204’ün miktarı hep aynı kalır. Bu bakımdan Pb204’ün radyometrik yaş bulmada önemi büyüktür. Kurşun ihtiva eden bir mineralde Pb204’ün miktarı genel kurşun miktarından çıkarılınca, geride radyoaktif bozunum ürünü olan Pb izotopları kalır. Bunların miktarının tayiniyle de, içinde bulundukları mineralin yaşı tespit edilebilir.
Radyoaktif elementlerde belirli bir zamanda bozunum yoluyla meydana gelen atom sayısı (n) ile, mineralde bulunan radyoaktif elementin atom sayısı (N) doğru orantılıdır.
Matematik olarak bu kanun:
n = N.e-λt formülüyle gösterilir.
n = “t” zaman sonra kalan atom sayısı
N = Zamanın başlangıcında, yani t=0 olduğunda mevcut olan atom sayısı.
λ= Radyoaktif bozunum sabitesi (her element için karakteristiktir).
Başlangıçta numunede bulunan radyo aktif elementin ve bugüne kadar radyoaktiviteyle meydana gelmiş elementin miktarı bilinirse, radyoaktivite kanunlarıyla son miktarın teşekkülü için geçen müddet hesaplanabilir.
Bozunum hızı zaman ve radyoaktif izotopların yaşına bağlı değildir. Bu hızı istatistiki olarak tespit mümkündür. Meselâ radyumun 10 milyon atomundan (N) her yıl 4 bin 273 tanesi (n) bozunuma uğrar. Burada n/N oranına “bozunum sabitesi” denir. Bu değer, radyum için yıl başına:
ℷ= n / N = 4273 / 107
ℷ= 0.0004273 eder.
Yarı ömrü ise:
T= 0.693 / ℷ
T = 0.693 / 0.0004273 = 1622 yıldır.
Uranyum Metodu’nun kritiği
Uranyumun radyoaktif bozunumuna dayanan yaş tayin metotlarının sakıncalı tarafları vardır. Bunları şöyle özetlemek mümkündür:
1. Uranyum mineralleri her zaman açık sistemlerde bulunur
Uranyum ihtiva eden kayaç kapalı bir sistemde olmadığı için, dış etkilere maruzdur. Meselâ uranyum yer altı suyu tarafından kolayca çözülebilir. Ara elementlerden olan radon gazı, uranyum sisteminden dışarıya veya içeriye kolayca geçebilir. Radyoaktif yaş tayini konusunda söz sahibi Henry Fauld, bu hususa şöyle dikkat çekmektedir:
Jeolojik zamanda hem uranyum hem de kurşun, tortulu şistlerin içinde yer değiştirmişlerdir. Detaylı analizler, bu elementlerle uygun yaşların elde edilemediğini göstermiştir. Benzer güçlüklerle, uranyum ve radyum ihtiva eden maden damarlarının yaşını tayin etme teşebbüslerinde de karşılaşılır. Aynı noktadan alınan örnekler üzerinde farklı yaşların tespit edildiği ve birçok kimyevî aktivitenin vuku bulduğu bilinmektedir (Fault, H. Age of Rocs, Planets and Stars. NewYork. McGraw-Hill Book. Co. Inc. 1966, p.61).
2. Uranyum bozunum hızı değişken de olabilir
Radyoaktif bozunmalar atomik yapı tarafından kontrol edildiklerinden, diğer olaylardan kolay kolay etkilenmezler. Fakat atomik yapıları etkileyebilen faktörler, radyoaktif bozunum hızını da etkileyebilirler. Bunun en bariz misali, kozmik radyasyon ve bunun ürünü olan nötrinolardır. Bir başka misal de, reaktörlerden çıkan veya farklı yollardan hâsıl olan serbest nötronlardır. Eğer bu partiküllerin yerküredeki miktarlarını artıracak herhangi bir şey meydana gelmişse, radyoaktif bozunum hızlarını da artıracaktır.
3. Oğul ürünler, kayacın ilk teşekkülünde orada yer almış olabilir
Uranyum ve toryum bozunumuyla ortaya çıkan radyojenik oğul ürünlerin, bu mineraller ilk defa teşekkül ettiği zaman orada mevcut olması mümkündür. Günümüzde yerkürenin iç tabakalarından lavların akmasıyla meydana gelen kayaların, bazen hem radyojenik hem de müşterek kurşun ihtiva ettikleri bulunmuştur.
4. Oğul ürünlerin hepsi o kayaca has olmayabilir
Radyoaktif bozunmayla teşekkül eden oğul ürünlerin hepsi o kayaçta kalmayabileceği gibi, başka kayaçta teşekkül etmiş oğul ürünler de oraya gelmiş olabilirler (III. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi. 24-26 Ekim 2019, Iğdır. Âdem Tatlı. İlk İnsanın Yaratılışından İtibaren Geçen Zaman Ne Kadardır? s. 1-26).
Uranyum ve benzeri metotlarla yaş tayinleri genellikle kesin bir yaş değerini vermekten ziyade nisbi bir değer verir. Mesela A fosilini bu metotla 15 milyon yaşında, B fosilini de 5 milyon yaşında tespit etmişseniz, bunun manası A fosili B’den üç kat daha yaşlıdır. Eğer hakikatte A fosili 15 bin yaşında ise o zaman B fosili de 5 bin yaşında demektir.
Sonuç
Bu Turkana fosili göl kıyısında bulunmuştur. Muhtemelen çocuk burada ölünce çevredeki yaşlı kayaçların aşınmasıyla göle gelen radyoaktif elementlerin içinde kaldı. İskeleti tamamen kaplayan bu elementler onun yaşını da olduğu gerçek yaşından çok fazla gösterdi.
[1](https://www.google.com/search?q=Turkana+%C3%A7ocu%C4%9Fu%2C+Nariokotome+%C3%A7ocu%C4%9Fu&rlz=1C1GCEA_enTR1061TR1061&oq=Turkana+%C3%A7ocu%C4%9Fu%2C+Nariokotome+%C3%A7ocu%C4%9Fu&gs_lcrp=EgZjaHJvbWUyBggAEEUYOdIBCTQ5NTVqMGoxNagCCLACAfEFD4ZStY11nbbxBQ-GUrWNdZ22&sourceid=chrome&ie=UTF-8
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İnsanlık tarihi yüz binlerce yıl mıdır?
- Jeolojik ve arkeolojik yaş tayin metotları güvenli midir?
- Radyoaktivitenin dolaysız etkilerine dayanan metotlar nelerdir?
- İlk insandan günümüze kadar geçen süre ne kadardır?
- Dünyanın yaşı konusunda İslamla bilim çelişkili mi?
- İnsanlık tarihini tespitte kullanılan yaş tayin metotları
- Jeolojik ve arkeolojik materyalin yaşını tayinde kullandığı metotları açıklar mısınız?
- “Evrim teorisi ispatlandı.” şeklinde yapılan açıklamaların doğruluk payı var mıdır?
- Jeolojik Zamanlar
- Pakicetus isimli kafatası, hangi canlıya aittir?