Tövbe etmeyen ve namaz kılmayan müşrikler hakkındaki (Tevbe, 9/5) ayetinin izahı?

Tarih: 28.05.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetin meali:

“Haram aylar çıkınca artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve her gözetleme yerinde oturup onları bekleyin. Eğer tövbe eder, namazı dosdoğru kılar ve zekâtı verirlerse, artık yollarını serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Tevbe, 9/5).

Burada müşriklerin serbest bırakılmaları -önem sırasına göre sıralanmış- üç şarta bağlanmıştır.

Birincisi, Tövbe: Bu, şirk ve küfürden dönmek İslam’a girmek, kelime-i şahadet getirip Müslüman olmak anlamına gelir. 

İkincisi, Namaz kılmak: İslam dininde imandan sonra namazdan daha büyük bir mesele yoktur. Kalpteki imanı dışa yansıtan en büyük pencere namazdır. Onun için, müşriklerin seslendirecekleri imanlarında samimi olup olmadıkları namazla kendini gösterecektir.

Üçüncüsü, Zekât vermek:  İnsanla Allah arasındaki en güçlü bağ namaz olduğu gibi, insanları bibirine dost yapan en kuvvetli bağ da zekâttır. İslam’ın bu sosyal hayatın bir kaynaşma aracı olan zekât görevini yerine getirmek de  imandaki samimiyetin bir göstergesidir. Bu sebeple, imanla birlikte namaz kılmak ve zekât vermek de şart koşulmuştur (krş. Taberî, Beyzavî, Ebu’s-sud, İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri).

- Bazı âlimlere göre, ayette geçen ve meallerde “namaz kılarlarsa” şeklinde tercüme edilen “ekamussalate” ifadesi iki anlama gelir: Birincisi: Namazın kılınması gereken bir vecibe olduğunu itiraf edip kabul etmek. Bu mana, namazı terk edenin öldürülmeyeceğini savunan İmam Azam'ın görüşüne uygundur. İkincisi: bizzat namaz kılmak anlamına gelir. Bu görüş, namazı bilerek, mazeretsiz terk edenin cezası ölümdür, diyen İmam Malik ve İmam Şafii’nin görüşüne uygundur. Zekât konusu ise, tek görüşte birleşiyor, o da fili olarak değil, zekâtın eda edilmesi gereken bir vecibe olduğunu itiraf edip kabul etmektir. (bk. Maverdî, ilgili ayetin tefsiri).

- Kur’an’ın bu ifadesinden namaz ve zekâtı imanın bir parçası olarak düşünmek doğru değildir. Onun ehl-i sünnet alimlerinin ittifakıyla namaz kılmayan veya zekât vermeyen kâfir olmaz.

Bununla beraber, bir kısım alimlere göre, namazı terk etmenin cezası  ölümdür. Birkaç defa tövbe edip namaz kılması için bir fırsat verilir. Eğer bu teklifi kabul etmezse öldürülür. Fakat alimlerin büyük çoğunluğuna göre, cezası ölüm değil, hapistir. Tövbe edip namaz kılıncaya kadar hapiste kalmaya devam edecektir.

- Hz. Ebu Bekir, zekâtı vermeyenlerle yaptığı savaşta dayandığı en önemli delillerinden biri bu ayettir.

- Ayette geçen savaşma hususu -emir kipiyle gelmesine rağmen- mecburiyet ifade eden bir emir olmayıp, sadece  savaşmaya ruhsat veren bir izindir. (Maverdî, İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri).

Daha geniş bilgi almak için tıklayınız:

Yanlış yorumlanan bir ayet.  

"O  müşrikleri nerde bulursanız öldürün” Ayeti Hakkında.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun