Teknokask (laptop vb. teknolojik ürünleri yangın, kırılma vb. durumlar için sigortalatmak...) caiz midir?
Değerli kardeşimiz,
Bizim bildiğimiz kadarıyla “TEKNOKASK”ın diğer sigorta işlerinden farklı bir tarafı yoktur. İslam alimleri, şekli ne olursa olsun, -devlet tarafından zorunlu kılınan sigorta kurumları hariç- mevcut bir çok sigorta akdine iyi bakmazlar.
Bu konuda sorulan bir suale cevap veren Suudî Arabistan fetva kurulu, -işlemlerinde kumar ve aldatma olduğundan- ticarî sigortalarının bütün çeşitlerinin haram olduğuna karar vermişlerdir.(bk. Fetava’l-lecneti’d-daimeti li’l-buhusi’l-ilmiyeti ve’l-ifta, 13/157; 14/316; 15/247).
Bu fetva, sigorta konusuna ilk değinen alim olarak bilinen İbn Abidîn’in görüşüne de uygundur.(bk. Reddu’l-muhtar, 4/170 –Kitabu’l-cihad/babu’l-müste’meni).
Mecmau’l-fıkhi’l-İslamî (İslam fıkıh konseyi), 10 Şaban 1398 hicrî yılında; Mekke’de yaptığı toplantıda -Mustafa Zerka dışında- alimlerin ittifakıyla ticarî sigortanın her çeşidinin haram olduğuna karar vermiştir.(bk. Halil Abdulkerim Günenç, el-Muntehabâtu’l-fıkhıye, s.72, 73).
Bu konuda Diyanet İşleri başkanlığınca verilen fetvanın özeti ise şöyledir:
“Çağdaş araştırmacılar sigorta konusunu incelemiş ve dinî hükmünü açıklamaya çalışmışlardır. Sosyal sigortalar ve karşılıklı sigortanın caiz olduğu konusunda bu bilginler ittifak etmekle birlikte, ticarî sigortanın hükmü konusunda görüş ayrılığı içerisindedirler. Ticarî sigortanın hükmü konusunda üç ayrı görüş bulunmaktadır:
Birinci görüşe göre, ticarî sigortaların hiçbir çeşidi caiz değildir. Zîra ticarî sigortada bilinmeyen unsurlar bulunmakta, bu işlem kumar veya müşterek bahse benzemekte, faiz içermektedir. Ayrıca sigorta haksız tazmindir. Sigorta akdi, güvence gibi objektif olmayan bir şeyin satışıdır. Sigorta ve özellikle hayat sigortasında takdir-i ilâhîye meydan okuma vardır. İslâm'ın yasakladığı bu unsurları taşıyan sigortanın da haram olması gerekir. Buna göre, sigortacının prim, sigortalının da tazminat alması caiz değildir.
İkinci görüşe göre, hayat sigortası caiz değildir; mal ve eşya sigortası ise esas itibariyle caiz olmakla birlikte, dinen hoş değildir. Ayrıca faiz esasına dayanan sigortalar caiz değildir.
Üçüncü görüşe göre, sigortayı yasaklayan kesin bir nass bulunmadığından, faiz karışmaması ve genel ahlâka aykırı olmaması şartıyla, sigortanın bütün çeşitleri caizdir. Zira akitlerde asıl olan, yasaklayıcı bir nass bulunmadığında helal olmasıdır… Bu bağlamda sigortanın caiz olmadığını ileri süren bilginlerin gerekçeleri değerlendirilmiş ve bu gerekçeler sigortanın caiz olmadığını ortaya koyacak nitelikte görülmemiştir.
Diğer taraftan ticarî sigortaların, sadece hedefinin kazanç olduğu gerekçesiyle reddedilmesi de doğru değildir. Bu gerekçeyle caiz olmadığını söyleyen fıkıhçıların hemen tamamı, sosyal sigortaları ve karşılıklı sigortaları, hedefi yardımlaşmadır diye caiz görmektedirler. Oysa öz itibariyle sosyal sigorta kurumları ile özel sigortalar arasında, hüküm değişikliğine götürecek temel bir fark yoktur. Sosyal sigortalarla özel sigortalar arasındaki farklar; sosyal sigortaların kanunla kurulmuş kurumlar tarafından yapılıyor olması, zorunlu olması, sigortalı olabilmek için kişilerin belli bir statüde olmaları, ödenecek prim ve bu sigorta ile sağlanacak menfaatlerin her sigortalının özel durumuna göre düzenleniyor ve sosyal sigortaların öngördüğü risklerin daha ziyade sosyal sınıfları tehdit ediyor olmasıdır.
Sigorta, meydana gelen zararın yalnızca riske maruz kalanın üzerinde kalması yerine, sigortalıların ödedikleri primlerden ödenen tazminat yoluyla bütün sigortalılara dağıtılmasını ve böylece felaket ve kazaların zararının hafifletilmesini gaye edinmiş karşılıklı taahhüt ve yardımlaşmaya dayanan bir sistemdir. İslâm'ın, sosyal ve iktisadî hayata dair bütün düzenlemelerinin hedefi, hak ve görevlerde, mutlak manada karşılıklı yardımlaşma ve kefâlet esasına dayanan bir toplum meydana getirmektir. Buna göre sigorta İslâm dinindeki bu yüce hedefe aykırı değildir. Başta ticaret olmak üzere pek çok ilişkinin globalleştiği günümüz dünyasında, ticarî sigortanın bulunmaması başlı başına bir risk teşkil eder ve Müslümanların ekonomik açıdan mağlubiyetini sonuç verir.
Yukarıda zikredilen açıklamalar ışığında;
a) Genel olarak, sosyal sigortalar, karşılıklı sigortalar ve ticarî sigortaların caiz olduğuna,
b) Kâr payı esasına dayalı çalışan birikimli hayat sigortası ile bireysel emeklilik tasarruf ve yatırım sisteminin ise, yatırılan primlerin, dinen helâl olan alanlarda değerlendirilmesi durumunda caiz olduğuna,
c) Konusu din tarafından yasaklanmış olan sigortanın caiz olmadığına,
Karar verildi.” (Diyanet İşleri Başkanlığı/01-Aralık-2006 - 09:59:42).
Bu açıklamalar ışığında denilebilir ki, sigorta şirketleri genel olarak üç çeşittir.
Birincisi; devlet tarafından zorunlu kılınan (emekli sandığı, sosyal sigortalar kurumu, trafik sigortası gibi) sigortalardır.
İkincisi; teavun / yardımlaşma şirketidir. Bu şirket belli bir grup insan tarafından kurulur, onlardan birinin başına bir musibet geldiği zaman ona yardımcı olunur. Bu iki çeşit sigorta şirketinin caiz olduğunda bir ihtilaf yoktur.
Üçüncüsü, ticarî sigorta şirketidir ki, yukarıda bunun üzerinde detaylı bir şekilde durulmuştur. Daha önce de belirtildiği üzere, bu sigorta şeklinin caiz olup olmadığı hususunda farklı görüşler vardır. Alimlerin büyük çoğunluğuna göre caiz değildir. Şeyh Ali el-Hafîf, Dr. Mustafa ez-Zerka, Dr. Muhammed el-Behî ise, bunun da caiz olduğunu savunmuşlardır.(bk. Günenç, a.g.e).
İlave bilgi için tıklayınız:
- Siğorta ve kasko konusunda detaylı bilgi verir misiniz?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Sigorta, kasko konusunda detaylı bilgi verir misiniz?
- Özel hayat sigortası caiz midir?
- Arabanın kasko yaptırılması caiz değil midir? Ev, araba, iş yeri sigortalatmak hakkında bilgi verir misiniz?
- Ben otomotiv işiyle uğraşıyorum. Otomobilimize kasko sigorta yaptırmak caiz midir?
- Şafi mezhebine göre sigorta ile ilgili hükümler nelerdir?
- SİGORTA
- HAYAT SİGORTASI
- SİGORTA
- Sigorta, kasko yaptırmak ve sigorta da çalışmak caiz midir?
- Finans Kuruluşları ve Faiz