Şia’ya göre ibadet etsem olur mu?

Tarih: 03.03.2022 - 08:04 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Eşim Şii (Caferi) ben Hanefi’yim. Şia’ya göre ibadet etsem olur mu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Ehl-i sünnete aykırı konularda taklit ederseniz, ibadetleriniz geçersiz olur. Örneğin abdest alırken ayakları yıkamak ayet ve hadislere göre farzdır. Ancak Şia’da yıkamak değil meshetmek farzdır. Bu nedenle, Şia’ya göre abdest alan birinin abdesti de namazı da geçersizdir.

Kısaca bilgi vermek gerekirse Şia, literatürde Hz. Peygamber (asm) Efendimizin vefatından sonra Hz. Ali'yi halifeliğe en layık kişi olarak gören ve onu ilk meşru halife kabul eden, vefatından sonra da hilâfete Ali evlâdının getirilmesi gerektiğine inanan toplulukların ortak adıdır.

Hz. Osman'ın şehadetiyle başlayıp Hz. Ali ve birçok sahabenin katıldığı Cemel ve Sıffın savaşlarıyla devam eden siyasi olaylar sonucunda, ortaya çıkmıştır.

Şia’nın altıncı imamı Cafer es-Sadık’a nispetle anılan Caferiye mezhebi, İsnaaşeriye Şiasının fıkıh mezhebi olup İmamiye olarak da anılır. Şia’nın sünnet anlayışı Sünni mezheplerden farklı olup Hz. Peygamber (asm)’in yanında masum imamların da söz, fiil ve takrirlerini içermekte ve sadece Ehl-i beytin rivayet ettiği hadisler sahih kabul edilmektedir. 

İmamların masumiyeti gibi anlayışlarla Sünni mezheplerden ayrılan Caferiye mezhebi, icma anlayışındaki farklılık, kıyasın delil olarak kabul edilmemesi ve akıl delili gibi usul anlayışlarındaki farklılıktan dolayı, furu meselelerde de Sünni fıkıh mezheplerinden farklı sonuçlara ulaşmışlardır.

Şiîlerin çoğu fıkhî anlamda Caferi mezhebini benimsemişlerdir.

Caferiyye mezhebinin Ehl-i sünnet fıkıh mezheplerinden ayrıldığı temel fıkhi meseleler şu şekilde özetlenebilir:

1. Abdestte ayakların üst kısmını bileklere kadar mesh etmek abdestin farzlarındandır. Abdestte ayakları yıkamak caiz olmadığı gibi mestler üzerine yapılan mesh de geçerli değildir.

2. Henüz yıkanmamış ve soğumuş ölüye dokunmak gusül abdesti almayı gerektirir.

3. Secde, sadece yeryüzü cinsinden olan şeylerle, yerin bitirdiği ancak yenmeyen şeylerin üzerine yapılabilir. Yenilen ve giyilen şeylerle, altın, gümüş, akik, firuze gibi şeylerin üzerine secde edilmez.

4. Ezanda “Hayye ale’l-felah”tan sonra “Hayye ale’l-hayri’l-amel” cümlesinin eklenmesi gereklidir; zira bu ezanın bir parçasıdır. “Eşhedü enne Aliyyen Veliyyullah” cümlesi ise ezan metninin parçası olmamakla birlikte, şehadet cümlelerinden sonra okunması müstehaptır.

5. Namazda kasıtlı olarak elleri bağlamak namazı bozar.

6. Para ve sikke halinde basılmamış altın ve gümüş zekâta tabi değildir.

7. Ticaret mallarından elde edilen kârdan humus (kazancın beşte biri) verilir.

8. Muta nikâhı caizdir.

9. Erkek, hanımının halası veya teyzesini, rızalarını almak şartıyla aynı nikâhta bir araya getirebilir.

10. İki şahit huzurunda yapılmayan boşamalar geçerli değildir.

11. Beş vakit namaz üç vakitte cem ederek kılınır.

Sonuç olarak belirtmek gerekirse, Hanefi mezhebine mensup biri, Şia mezhebini taklit ederek, örneğin abdest alırken çıplak ayaklarını yıkamayıp sadece mesh etse abdesti ve bununla kıldığı namazı hiçbir Sünni mezhebe göre geçerli olmaz. Aynı şekilde muta nikâhı ve eşiyle evliliği devam ettiği sürece onun hala veya teyzesiyle yaptığı nikâh akdi geçersiz olur. Beş vakit namazı mutlak olarak üç vakitte cem ederek -vakti dışında- kılması da geçerli olmaz.

Bu itibarla Hanefi bir kimsenin kendi mezhebine ve diğer Sünni mezheplere tamamen muhalif olan konularda Caferi mezhebine göre ibadet etmesi caiz olmaz.

Ancak Sünni mezheplerden en azından birisiyle örtüşen konularda Caferi mezhebine göre ibadet etmesi geçerli ve sahih olur. (bk. DİB, Şia, Caferiye md.)

İlave bilgi için tıklayınız:

Şii mezhebi hak mıdır? Şiiler Müslüman sayılabilir mi?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun